T24 - Başbakan Erdoğan, "Bir kez daha seslenmek istiyorum: Kıbrıs sorunu çözülmeden Rum tarafının 2012'de AB dönem başkanlığını üstlenmesi halinde, açık net söylüyorum Türkiye'nin AB ile ilişkileri tamamen donacaktır" dedi.
Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 37. yıl dönümü nedeniyle Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde Dr. Fazıl Küçük Caddesi'nde düzenlenen resmi geçit törenine katıldı.
Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 37. yıl dönümü olan bu anlamlı günde Kıbrıs'ta vatandaşlarla birlikte olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek Kıbrıs halkını selamladı.
'Kıbrıs Türklerinin eşitlik, özgürlük ve var olma mücadelesi...'
Kahraman Türk Ordusunun uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan hakları kullanarak gerçekleştirdiği Barış Harekatı'nın, Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin eşitlik, özgürlük ve var olma mücadelesini Anavatanın her zeminde destekleyeceğini tüm dünyaya gösterdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Barış ve Özgürlük Bayramı olan bugünde yaşanan acıları ve ödenen bedelleri unutmadan Ada'nın eşit ortağı olarak Kıbrıs Türk halkının hakkını, hukukunu korumaya devam edeceğimizi ilan ederken barışa olan inanç ve irademizi bir kez daha bütün dünyaya ilan ediyoruz.
Herkes emin olsun ki, gönül birliğimizi, dayanışma ruhumuzu ve bu asil milli davaya olan inancımızı muhafaza ettiğimiz sürece aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Türkiye nasıl ki gücünü birleştirerek, omuz omuza vererek yüzyılın en büyük refah ve kalkınma hamlesini, başardıysa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin vatandaşları da tarih sahnesindeki izzetli yerini alacaktır. Yeter ki, arızi sorunlara takılıp kalmayalım, yeter ki dönemsel sorunları aşabilmek için büyük fotoğraftan, milli davamızdan gözümüzü bir an ayırmayalım.''
'Bıçak kemiğe dayandı'Başbakan Erdoğan, her zaman Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri istikametinde bölgede güvenlik ve refahı hedeflediklerini, barış için, adalet için ellerini herkese uzattıklarını söyledi.
Bu hedefe ancak hukuk, adalet ve eşitlik çerçevesinde ulaşacaklarına inandıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
''Anavatan ve garantör bir ülke olarak, gelecek vizyonumuzu, Kıbrıs sorununun adil ve kalıcı bir çözümle sona ermesinin sadece Ada'da değil, Doğu Akdeniz'de de güvenlik, istikrar, işbirliği ve refaha katkıda bulunacağından, yeni bir dönemi başlatacağından hareketle şekillendirdik. Kıbrıs Türk tarafıyla, ortak milli dava etrafında tam bir fikir ve gönül birliği içinde ve samimiyetle çözüm için çaba sarf ettik. Kıbrıs sorununda geçmişte de günümüzde de güçlü çözüm iradesi gösteren taraf, Kıbrıs Türk halkı ve garantör Türkiye'dir. Biz, çözüm hedefine samimiyetle inanıyoruz. Fakat şunu da unutmayalım, artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Bu yolda üzerimize düşeni yaptık, yapmaya da hazırız. Diğer tüm ilgili tarafları da barışa destek vermeye ve bu yolda adım atmaya davet ediyoruz. Hazırlık dönemiyle beraber üç yılı aşan mevcut görüşme sürecinde nihai aşamaya gelinmiştir.''
'Haksızlık artık tahammül sınırlarını zorlamakta'
Görüşmelerden netice alınması beklentisi içinde olduklarını anlatan Erdoğan, çözüm yolunda tüm tarafların sorumluluğu bulunduğuna ve elden gelenin en iyisinin yapılması gerektiğine inandıklarını ifade etti. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Şunda hiç bir tereddüt yoktur ki BM parametreleri çerçevesindeki çözüm, mevcut müzakere sürecinde liderlerin ortak açıklamalarındaki mutabakatlarına uygun biçimde bulunacaktır. Bu çerçevede yeni ortaklık, 'iki kesimli, iki toplumlu ve ilgili Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekliyle siyasi eşitlik temelinde bir federasyon olacak, bu ortaklığın, tek uluslararası kimliğe sahip bir Federal Hükümetinin yanı sıra, eşit statüye sahip bir Kıbrıs Türk Kurucu Devleti ve bir Kıbrıs Rum Kurucu Devleti bulunacaktır'. Bu çözüm çerçevesi ve Kıbrıs Türk tarafının yeni nesillere huzurlu ve güvenli bir geleceğin miras bırakılmasına yönelik içten ve yapıcı çabaları tam desteğimizi vermeye hazırız. Aksi istikamette zorlamalar içine girmek ise çözüm iradesini sabote etmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Bizim arzumuz; Kıbrıs'ta yeşerecek barış ortamının, bölgesinin çok daha ötesinde, çok daha büyük ve kapsamlı bir barışın, kalkınmanın, işbirliğinin yolunu açmasıdır. Ancak, mevcut fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalamayacağı herkes tarafından artık idrak edilmelidir.
Arzumuz, bugüne kadar sarf edilen çabaların heba edilmemesi, zamanın boşa harcanmamasıdır. Zira, yarım asırlık Kıbrıs sorununa çözüm bulunması için daima yapıcı ve dinamik açılımlar ortaya koyan Kıbrıs Türk tarafının maruz kaldığı haksızlık artık tahammül sınırlarını zorlamakta, vicdanları sızlatmaktadır. Böylelikle, AB açısından da mevcut çarpık durumun giderilmesi ve kapsamlı çözümle Kıbrıs'ta kurulacak yeni ortaklığın 2012'nin ikinci yarısında dönem başkanlığını deruhte etmesi de mümkün olabilecektir.''
'Rumların dönem başkanlığında masada yokuz'Başbakan Erdoğan, bu hedefe ulaşılabilmesi için kapsamlı çözüm anlaşmasının referandumlara sunulması ve onay süreçlerinin de tamamlanarak, yeni ortaklık devletinin dönem başkanlığı sırasında hayata geçirilmiş olması gerektiğini vurguladı. Bunun ise ancak yıl sonuna kadar mevcut süreçte anlaşmanın sağlanmasıyla mümkün olabileceğini kaydeden Erdoğan, ''2012'nin ikinci yarısında Kıbrıs Türkleri'nin de yer alacağı ve bunun sonucunda Türkiye'nin de muhatap kabul edeceği bir dönem başkanlığı sadece Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir olumlu ivme yakalanmasına değil, Avrupa'nın siyasi ve stratejik açılardan daha etkin bir konuma yükselmesine de katkıda bulunabilir. Aksi takdirde, buradan bir kez daha seslenmek istiyorum; Kıbrıs sorunu çözülmeden Rum tarafının 2012'de AB Dönem başkanlığını üstlenmesi halinde, açık net söylüyorum, Türkiye'nin AB ile ilişkileri tamamen donacaktır. 6 aylık Güney Kıbrıs Rum yönetiminin dönem başkanlığında bizim AB ile herhangi bir görüşme yapmamız söz konusu olmayacaktır. AB Dönem Başkanı da olsa Rum tarafıyla aynı masaya oturmamızı hiç kimse bizden beklemesin'' diye konuştu.