-ERDOĞAN: KENDİ ÇALIP OYNADIKLARI BİR TEZ İSTANBUL (A.A) - 15.07.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP'nin ''demokratik özerklik ilanı''na ilişkin, ''Bu, onların kendi çalıp kendi oynadıkları bir tezdir. Bu ülkede demokratik özerliği olmayan kimse yoktur. Bunu söyleyenlerin hepsi parlamentodadır'' dedi. Erdoğan, cuma namazını kıldığı Süleymaniye Camisi çıkışında, gazetecilerin, Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde 13 askerin şehit edilmesi ve gündemdeki diğer gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Sınır ötesi harekat ihtimali var mı?'' sorusu üzerine Erdoğan, bunların önceden söylenerek yapılmayacağını belirtti ve ''Gerekiyorsa bunların hepsi yapılır ve yapılacaktır'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, BDP'nin ''Demokratik özerklik ilanı''na ilişkin bir soruyu da şöyle yanıtladı: ''Bu, onların kendi çalıp kendi oynadıkları bir tezdir. Anlatabiliyor muyum? Bu ülkede demokratik özerkliği olmayan kimse yoktur. Bunu söyleyenlerin hepsi parlamentodadır. Parlamentoda bunların yeri var mı? Var. Bu ülkenin en üst düzey yöneticileri arasında bunlar var mı? Var. Bu ülkede benim Kürt kökenli vatandaşım, cumhurbaşkanlığı bile yapmıştır. Bunlar neyin özerkliğinden bahsediyorlar? Bunların hepsi sadece benim Kürt kardeşlerimi aldatmaktan başka bir şey değildir. Bunu bir defa böyle bilelim ve medya da bunu lütfen takdim ederken, böyle takdim etsin. Şu anda niçin Güneydoğu ve Doğu... Bu bölgelerde ağırlıklı olarak BDP, AK Parti'nin tüm bürolarına karşı seçim boyunca devamlı bombalarla, taşlarla saldırıda bulunmuş. Bunun sebebi var. Nedir bu sebep? Oradaki yalan yanlış ifadeler, politikalarla yapmak istediklerinin karşısında oyunu bozanın AK Parti olduğunu gördükleri için. Onun için ne yılacağız ne yorulacağız. Yola kararlılıkla devam edeceğiz. Bizden kimse bu noktada farklı bir taviz, demokrasi ve hukukun dışında beklemesin.'' Bir gazetecinin terör olaylarına ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine Erdoğan, ilk olarak 780 bin kilometrekare üzerinde kesinlikle herhangi bir ameliyata, operasyona müsaade etmeyeceklerinin bilinmesini istedi. İkinci olarak tek millet anlayışı üzerinde farklı yaklaşıma hiçbir zaman müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bir defa bu ülkede benim Kürt kökenli vatandaşlarım azınlık statüsünde değildir. Biz geldiğimizden bu yana 3 şeyi başardık. Red ve inkar politikalarını yok ettik, asimilasyon politikalarını da yok ediyoruz. Dikkat ederseniz, onun için seçim öncesi bir ifade kullandım. Bu ülkede artık Kürt sorunu yoktur, bu ülkede PKK sorunu vardır, Kürt kökenli vatandaşlarımın da sorunları vardır. Sorunların da çözümünde en büyük katkıyı biz verdik ve bundan sonra da yine biz vermeye çalışacağız. Kaldı ki bu ülkede etnik unsur olarak birçok etnik unsur var. Benim Türk kardeşimin de sorunu var, Laz'ın da Boşnak'ın da Arnavut'un da Gürcü'nün de Roman'ın da hepsinin sorunları var. Bu sorunların hepsinin çözümünde şüphesiz ki bu sorumluluğu üstüne alan iktidar bunu çözecektir. Bunu da çözmeye devam edeceğiz. Bir defa şu 4 temel ilkemiz değişmez; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Biz bununla bu yola devam edeceğiz. Bunun dışında herhangi bir düşüncemiz yoktur. Burada kimse bizden geri adım beklemesin.'' Bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''Mücadele edecek moral bırakmamışsınız. Herkes tutuklu, herkes hapiste, bu moralle terörle mücadele ediyorsunuz'' sözlerini anımsatması üzerine Erdoğan, bu yorumlara katılmadığını söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Düşünün ki bir ordu savaşa girdi. Bir ordu savaşa girdiği zaman bunun içerisinde zayiat verir. 100, 200, 300, 500 veya bin tane... Burada siz kalkıp da 'Biz moralsisiz, onun için bu savaşı kaybettik' diyebilir misiniz? Böyle bir saçmalık olur mu? Hele hele Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk Silahlı Kuvvetlerinin toplamda 600 bini aşan bir ordusu var ve bu orduyu biz NATO içinde en güçlü ordu olarak savunuyor ve konuşuyoruz. Burada 'moral bozuldu' dediğimiz anda, o zaman zaten bitersiniz ve terör örgütüne de tamamen malzeme verirsiniz. Şu anda ana muhalefet partisi başkanının yaptığı budur. Bu tamamen terör örgütüne destek vermektir. Bugün daha güçlü olduğumuzu ifade etme günüdür. Bu nasıl siyasi anlayıştır. Böyle şey konuşulur mu? Böyle bir atıfta silahlı kuvvetlere bulunulur mu? Bizim güvenlik güçlerimiz düne göre bugün çok daha güçlüdür ve bugün çok daha farklı bir yaklaşımla olaylara yaklaşmaktadır. Bunun bedelini çok daha ağır ödettirecektir, ben buna inanıyorum.''