Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi yapan HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in kritik aşamaya gelen durumuna dikkat çekmek için çeşitli kentlerden Diyarbakır’a yürüyüş yapmak isteyen milletvekilleri polis çemberine alınarak engellenmişti. Polislerle vekillerin karşı karşıya getirildiği ablukada sıkıştırılan HDP milletvekillerinden Saliha Aydeniz de polisin kolunu ısırdığı gerekçesiyle iktidar tarafından tepkiyle karşılandı ve hakkında soruşturma açıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “O kadın kim biliyor musunuz? Teröristleri ambulansla taşıyan kadın” derken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, “Terör örgütünün mensuplarından bir milletvekili bayan, benim bayan polisimin elini ısırıyor. Bunlara bunların hesabını sormayacak mıyız? Soracağız. Öyle yok. Bunların bedelini ödeyecekler” dedi.
“Asıl hedef göstermek Anayasa'ya aykırıdır"
Evrensel'den Orhan Kurul'un haberine göre, iktidarın hedef göstermesiyle karşı karşıya kaldıklarını belirten Aydeniz, “Anayasaya aykırı olan bu durum aslında. Milyonların oyunu almış bir partinin milletvekiline yapılmış bir saldırıdır. Sorgulanması gereken budur” dedi. Hedef göstermelerle, Leyla Güven’in başlatmış olduğu ve yayılan açlık grevlerinin yaratmış olduğu toplumsallığın maniple edilmeye çalışıldığını belirten Aydeniz, “Dört koldan gelen bu yürüyüş, tecridin kırılmasını sağlamak için yapılıyordu. Herkes kendini gösterdi. Devlet de gösterdi, iktidar da gösterdi, biz de gösterdik. Toplumun görmesini sağladık, bunun yaratmış olduğu korkudur aslında benim hedef gösterilmem” sözlerini kaydetti.
“Şiddet argümanını öne çıkarıyorlar"
Aydeniz, “Türkiye’de oluşturulmak istenen başkanlık sisteminin yerel ayaklarının netleştirilmesi için bir yerel seçime giderken; kutuplaştıran, ötekileştiren ve bunun üzerinden lince dönüşen bir durumu biz aslında uzun süredir yaşıyoruz” dedi.
Aydeniz konuşmasına şöyle devam etti:
“Ama biz haklılığımızdan aldığımız güçle; demokraside, barışta, eşitlikte, adalette ısrarcı olacağız. Onlar, bu talepler karşısında iktidarlarını devam ettiremeyeceklerinin farkındalar. Türkiye’de artık sebze bile terörist. Yönetememezliklerinden kaynaklı oluşan ekonomik krizin, toplumsal krizlerin sebebini algı oluşturarak bir yerlere bağlamaya çalışıyorlar. Bu da terörizm üzerinde kendini var ediyor. AKP’nin o kadar çok yolsuzluk, haksızlık, adaletsizlik ve anayasaya aykırı durumları söz konusu ki… Eğer süreç demokrasiyi konuşmaya evrilirse yargılanacaklarını bildikleri için şiddet argümanını öne çıkarıyorlar. O yüzden sıkıyönetim yöntemlerini kullanıyorlar, karşımızda duruyorlar. Çünkü demokrasiden, barıştan, adaletten korkuyorlar."
