Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İdlib operasyonun büyük ölçüde sonuçlandığını belirterek, "İdlib operasyonu büyük ölçüde sonuçlandı. Sırada Afrin var. Sınırlarımızı tehdit eden hiçbir unsura izin vermeyeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı, gündemlerinde erken seçimin olmadığını belirterek, İstanbul'un ilçe belediyelerindeki değişim iddialarıyla ilgili de, " Gündemde değil ama olmayacağı anlamına gelmez" diye konuştu.
Erdoğan, SDG'nin Rakka tarafından ele geçirilmesinden sonra açılan Abdullah Öcalan posteriyle ilgili "Eyy Amerika, Rakka'da bölücü başının posterinin açılmasını ne ile izah edeceksin" ifadesini kullandı.
'FETÖ'den tutuklu ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz’un cep telefonunun Washington tarafından istenmesine ilişkin Erdoğan, "Diplomatik dokunulmazlığı var diye ABD, o telefona sahip çıkıyor. Böyle bir şey yok, kime neyi yutturuyorsunuz" değerlendirmesini yaptı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü 17-25 Aralık ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın gözaltına alınmasıyla ilgili Erdoğan, "Yine bir başka isim, sivil toplumun yüzü diyorlar. Türkiye'nin Soros'unun havası çıktı ortaya. Bağlantıları çıktı ortaya. Ya siz kime neyi yutturuyorsunuz. Taksim olaylarının arkasında bakıyorsunuz aynı kişi. Bakıyorsunuz belli yerlere ciddi manada kaynak aktarımının arkasında bunları görüyorsunuz. Bu milleti içeriden vurmaya çalışanlara karşı dik duracağız. Hesabını da soracağız" diye konuştu.
"Ha sizin gücünüz, Tayyip Erdoğan’ın 13 tane korumasını, ki bunların Amerika’yı çoğu görmemiş, onlar için gözaltı kararı çıkartmaya yeter. Bakıyorsunuz çok daha enteresan, bir bankamızın daha önce 6 kere girip çıkan görevlisini 7’nci kez girişinde gözaltına almaya yeter" diyen Erdoğan, "Bir başka vatandaşımıza aynı şekilde gözaltına almaya yeter. Bu işler bittiği zaman da biz dünyayı ayağa kaldırmasını da biliriz. Bunların hepsini de açıklayacağız" diye konuştu.
Erdoğan, "Hâlâ obez bir devlet yönetimine sahibiz" ifadelerini kullanarak, "Devletin büyük olması, güçlü olması farklıdır, obez olması, hantal olması, verimsiz olması daha farklıdır. Obezlikten devletimizi kurtarmanın şart olduğunu belirtmemiz gerek" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Çalışmalarınızda verimli bir hafta temenni ediyorum.
Geçtiğimiz hafta MGK ve Bakanlar Kurulumuz ile başladık. İç ve dış güvenlik konularının yanı sıra OHAL'in 5. kez uzatılması kararını aldık. Meclis'teki gensoru oylaması sebebiyle biraz erken bitirmek zorunda kaldık. Geçtiğimiz hafta Ukrayna ve Sırbistan'a yaptığımız ziyaretler bambaşka özellikler arz eden duygu dolu bir ziyaretti. Polonya programımız da başarılı geçti.
Çarşamba günü 40. kez muhtarlarımızla bir araya geldik. Cuma günü İstanbul'da D-8 Zirvesi'ne ev sahipliği yaptık. D-8 oluşumu 20 yıllık sürede maalesef arzu ettiğimiz güce ve etkinliğe ulaşamadı.
"Hâlâ obez bir devlet yönetimine sahibiz"
Hala obez bir devlet yönetimine sahibiz. Devletin büyük olması, güçlü olması farklıdır, obez olması, hantal olması, verimsiz olması daha farklıdır. Obezlikten devletimizi kurtarmanın şart olduğunu belirtmemiz gerek.
Uyum yasaları ile ilgili çalışmaları bu yaklaşımla yürütmeliyiz. Unutmayınız; Fırsatın kazası olmaz.
AK Parti olarak ana muhalefet diye karşımıza çıkan anlayışın sığlığından şikayet ettik, ediyoruz. Bu hali bizim için ne kadar büyük bir şanssa, ülkemiz için o kadar büyük şanssızlıktır. Biz ana muhalefetle değiş, kendi kendimizle yarışıyoruz. Rehavete kapılmamak için başarı çıtasını sürekli yükseltiyoruz. Gerekirse gece gündüz çalışma pahasına ülkemize ve milletimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek mecburiyetindeyiz.
"CHP'lilerin üslubu milletten, milletin değerlerinden, tarihinden ne kadar kopuk olduklarını bir kez daha ortaya sermiştir"
Müftülere nihak kıyma yetkisi verilmesi ile ilgili hadise... CHP'lilerin üslubu milletten, milletin değerlerinden, tarihinden ne kadar kopuk olduklarını bir kez daha ortaya sermiştir. Bu hususta Anasaya Mahkemesi'ne gitmeleri bizi şaşırtmadı. Kimilerinin uzmanlık alanı hizmettir, kimilerinin uzmanlık alanı da mahkeme kapılarının aşındırmaktır.
Anayasa Mahkemesi'ni olur olmaz sebepler de CHP'nin ihtisas alanına dönüştü. Haklarıdır ama bu meseleyi tartışma biçimlerine asla saygı duymadık, duymayacağız. Konuyu çocuk gelinlerden, çokeşliliğe kadar hakikete aykırı yere çekenleri milletimize teşhir etmek boynumuzun borcudur. Laiklik bizim de kabul ettiğimiz ve uygulanması gerektiğine inandığımız bir kavramdır. Olur olmaz her konuyu laiklik üzerinden eleştiren, hizaya sokmaya çalışan CHP anlayışının miadı artık dolmuştur."
Türkiye terör örgütleri ile mücadelesinde mesafe katettikçe bir takım mahfillerde tepkinin dozunun arttığını görüyoruz. Vize hadisesinden, köpekle aramaya bu tavır doğru yolda olduğumuzun ispatıdır. Amerika, Suriye'de terör örgütü PKK'nın düşük çocuğu olan PYD/YPG ile Rakka operasyonu yapıyor. 'PKK değil' diyorlar. Rakka'da bölücünün posterlerinin asılmasını ne ile izah edeceksin? Biz gerçeklerle konuşuyoruz. 3 bin 500'ü aşkın tır bölgeye silah taşıyor. Bunların nerede, nasıl stoklandığını biliyoruz. Bunu da iyi bil.
"Sırada Afrin var"
İdlib'deki operasyon büyük oranda neticelendi, önümüzde Afrin konumuz var. Daha önce ne dedik? Bir gece ansızın gelebiliriz, bir gece ansızın vurabiliriz.
FETÖ ile irtibatı sebebiyle birisini gözaltına alıyorsunuz. Diplomatik dokunulmazlığı var diye telefonuna sahip çıkıyorlar. Böyle bir şey yok. Belki yutarlar diye buradan giriyorlar. Kime, neyi yutturuyorsunuz? Başkonsolosluktan çıkanla STK mensubu dedikleri Türkiye'nin Soros'u dedikleri kişinin bağlantıları çıkıyor ortaya.
Taksim olaylarının arkasında bakıyorsunuz, aynı kişi var. Belli yerlere ciddi manada kaynak aktarımının arkasında bunları görüyorsunuz. Milletçe, beraber dik duracağız ve gereken hesabı da soracağız
"Birbirimizle uğraştıkça ağıtlar hep Türkçe, Arapça, Kürtçe olacaktır"
"Şunları şunları söylemen halinde şu kadar", "şunları şunları söylemen halinde bu kadar" diyerek itirafçı durumuna düşürmek gayreti içindeler. Bu işler bittiği zaman dünyayı ayağa kaldırmasını da biliriz. Bunu da açıklayacağız.
Biz birbirimizle uğraştıkça ağıtlar hep Türkçe, Arapça, Kürtçe olacaktır. Suriye'nin yüzde 25'i PYD/YPG terör örgütünün kontrolünde. Böyle bir Suriye kimin işine yarar. Suriye halkına olmadığı kesin. Biz de karşımızdaki manzaradan memnun değiliz. Şu anda Deyrizor'da petrol kuyularını bölücü terör örgütü işgal etmiş durumda. Kim sayesinde? "