Gündem

Erdoğan: Döviz kurunu silah gibi kullanıp üzerimize geliyorlar; bu ülkede güven var, iş adamları risk almalı

"Böyle bir iç tüzükle parlamento yürümez, bunu değiştirmemiz lazım"

14 Ocak 2017 17:46

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türk lirasının döviz karşısındaki rekor kayıplarına ilişkin olarak, "Son günlerde döviz kurunu silah olarak kullanıp üzerimize gelmeye başladılar, varsın gelsinler, biz de bunlara karşı alternatiflerimizi ürettik, üretiyoruz" dedi. "Kendisine güvenen, risk almaya hazır iş adamlarına, girişimcilere ihtiyacımız var" diyen Erdoğan, "Bu işi geciktirmeyin, yatırımlarınızı yapın. Kendinize, ülkeye güvenin. Bu ülkede istikrar var. Bu ülkede güven var. Şimdi bir şey daha söylüyorum, risk alın. Risk almadıktan sonra bu iş yürümez. Benim ekonomi tahsilimde öğrendiğim, ekonominin risk olduğu. Siyaset yaşamımda da siyasetin risk olduğuna inandım. Buna bir şey daha ilave edeyim, hayat risktir" diye konuştu.

Erdoğan, anayasa değişiklif teklifi oylamasına ilişkin olarak, "Şu iç tüzüğün değişmesi lazım derdim, böyle bir iç tüzükle bu parlamento yürümez. Birbirini bu denli yoran parlamento anlayışıyla bu işi yapamazsınız. Dünyada bunun uygulaması nasıldır, bilmiyorlar" ifadesini kullandı.

İş adamlarına seslendi: Bu ülkede güven var, risk alın!

 

Borsa İstanbul Kuruluş Yıl Dönümü Programı ve Yeni Hizmet Binasının Açılış Töreni'nde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

1994 ve 2001 krizlerinin birkaç milyarlık veya birkaç milyar dolarlık spekülasyonla tetiklendiğini biliyoruz. Türkiye'yi dışa bağımlı hale getirmek isteyenlerin elleri üzerimizden hiç eksik olmadı 2003 yılından bu yana benzer yöntemler zaman zaman denenmek istendi. Ülkemizi krize sürükleme çabaları hep yaşandı. Büyük projelerimizi engellemek için kredileri zorlaştırmak başta olmak üzere her yolu denediler. Ama artık eski Türkiye yok, ekonominin rakamları, hacmi, çapı çok çok büyüdü.

 

"Döviz kurunu silah gibi
kullanıp üzerimize geliyorlar"

 

Buna rağmen ülkemize yönelik ekonomik saldırılar durmuş değil. Milletimiz bu oyunu gördüğü için ekonomisine de sahip çıkıyor. 15 Temmuz gecesi darbecilerin silahlarını, bombalarını durduran milletimiz ertesi sabahtan itibaren de ekonomik saldırılara karşı ülkesine siper oldu. Demokrasi nöbetleri gibi ekonomi nöbetleri tutan milletimize şükranlarımı sunuyorum. Biz direndikçe karşımızdakiler de saldırı çıtasını yükseltiyorlar. Son günlerde döviz kurunu silah olarak kullanıp üzerimize gelmeye başladılar, varsın gelsinler, biz de bunlara karşı alternatiflerimizi ürettik, üretiyoruz. Döviz kurunun yükseltilmesinin başka bir izahı yoktur. Esasen bizim bu saldırıyı karşılayacak gücümüz ve imkanlarımız vardı ama maalesef tüm çabalarımıza rağmen üstesinden gelemediğimiz bir hastalığımız yüzünden tüm bunlar oluyor. Bizim sorunumuz süratli hareket edememek. İlgili kurumlarımız bekleyip kendi zaviyelerinde meseleyi kendi açılarından değerlendikten sonra harekete geçiyorlar. Döviz spekülasyonlarında olduğu gibi milletimizin moralini bozuyorlar. Oyunların gayet iyi farkındayız, ekonomik sorunlar doğudan siyasi meselelerin müzakere atıyoruz. Ekonomi konusunda atılması gereken adımlar konusunda biraz daha hızlı olunması gerektiği açıktık, nitekim atılmaya başlanmıştır.

Disiplinli bütçe uygulamaları yatırımcılar için cazip imkanlarıyla ekonomideki bu durgun görüntüyü kesinlikle hak etmiyoruz. Üstesinden gelinemeyecek bir mesele de yoktur. Yaşadığımız tüm sıkıntılara rağmen ülkemizin dünya ticaretindeki payı yüzde 0.89 ile tüm zamanların rekorunu kırdı. Özellikle AB ve ABD'yle olan ticaretimiz tarihimizin en üst seviyelerine ulaştı. Nice sorunlu imtihanı başarıyla geride bırakan Türkiye ekonomisinin bugünkü sıkıntıları da çok kısa zamanda atlatacağına inanıyorum. Biz her sıkıntımızda olduğu gibi ekonomideki sorunlarımızı da hücum pozisyonuna geçerek aşabiliriz. Bu konudaki not haritamız 2023 hedeflerimizdir. İhracatta daralma mı yaşıyoruz, hemen karşı atağa geçip yeni pazarlarla katma değeri yüksek ürünlere yönelerek dış ticaret hedefimize kilitlenmeliyiz. Büyümede sorunlar mı baş gösterdi, üretimi artırıp yatırımları teşvik edip dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefimize sıkı sıkı sarılmalıyız. Eğer 2023 hedeflerimizden uzaklaşırsak kısır döngüye girersek önümüzdeki engelleri aşamayız.

 

"Bu ülkede güven var,
iş adamları risk almalı"

 

Ekonomiyi sadece finans araçlarından ibaret görenler meseleye kısa vadeden bakanlardır. Salt finans değil, bizim için reel ekonomi bu noktada çok çok önemli. Salt finans sektörüyle uğraşanların reel ekonomiyle ilişkileri yüzünden ülkeyi batırdılar. Hamd olsun bizim insanımız şu anda dimdik ayaktadır. Hiçbir toplumun gösteremeyeceği bir kahramanlık örneğiyle özgürlüğüne sahip çıkan bu millet yeni destanlar yazmaya hazırdır. Omurga sağlam olduktan sonra ufak tefek incinmeler bizi yolumuzdan alıkoyamaz. Kendisine güvenen, risk almaya hazır iş adamlarına, girişimcilere ihtiyacımız var. Bu işi geciktirmeyin, yatırımlarınızı yapın. Kendinize, ülkeye güvenin. Bu ülkede istikrar var. Bu ülkede güven var. Şimdi bir şey daha söylüyorum, risk alın. Risk almadıktan sonra bu iş yürümez. Benim ekonomi tahsilimde öğrendiğim, ekonominin risk olduğu. Siyaset yaşamımda da siyasetin risk olduğuna inandım. Buna bir şey daha ilave edeyim, hayat risktir. Nasıl gideceğimiz belli mi, hiç ummadığınız anda, ummadığınız olaylarda ölümle de hastalıklarla da baş başa kalabilirsiniz. Milletimiz ve devletimiz, ülkemizin bu zor günlerinde yanında olan fedakarlık yapan hiç kimseyi unutmayacaktır. Bu parayla pulla ölçülemeyecek bir vefa duygusudur. Ülkesini ve milletini seven herkesi harekete geçmeye davet ediyorum. Yatırımlarımızı, siparişlerimizi artırmak için ne gerekiyorsa yapıp ekonomi çarklarının işleyişine ivme kazandırmalıyız. Uluslararası yatırımcıların ülkemize ilgisinin yeniden artttığını görüyoruz. Sürekli ziyaretimize gelip ne gibi adımlar atılacağını konuşanlar var. Ülkemizde 2 milyon dolarlık yatırımla bulunan veya 2 milyon dolarını getiren vatandaşlık imkanını alabilecek. Bunlar önemli adımlardır, bunun da riski var. Buna karşı çıkanların da olduğunu biliyorsunuz. Bizim derdimiz başka, küresel bir yapıyı, küresel vatandaşlık anlayışıyla ülkemizi merkez alarak burada toparlayalım. Bu ülke kendisine güvenen ve yatırım yapan hiç kimseyi, hiçbir kurumu mahçup etmemiştir, etmeyecektir. Bizim iş dünyamızın da çok daha güçlü şekilde sahaya inmesi gerekiyor. Döviz oyununu başlarında patlatacak şekilde bozmalıyız. Daralmayı telafi etmekle kalmamalı, çok daha büyük bir atılımı hayata geçirmeliyiz. Turizm sektörüne de sesleniyorum, uluslararası operatörlere değil, kendi operatörlerimizi kendimiz oluşturalım. Bu operatif çalışmaları yapacak şirketleri siz bulun.

 

"Böyle bir iç tüzükle parlamento
​yürümez, bunu değiştirmemiz lazım"

 

Ve bu süreçte finans kesiminin reel sektöre daha fazla destek vermesi büyük önem taşıyor. Yeni oyuncular sahaya girmeye başladılar, Türkiye'nin cazibesi artıyor. Gümrük Birliği'nin yenilenmesiyle Avrupa'da da hareket artacaktır. Rusya ve Çin ile birlikte Afrika ve Orta Asya gibi bölgelerle yeni ve sağlam ilişkiler kuruyoruz. Önümüzdeki hafta 4 Afrika ülkesine gidiyorum. İkili görüşmeler, heyetler arası görüşmeler, kah iş adamlarımızın orada yatırım yapmasını sağlamak, kah oradan buraya yatırımcı getirmek için. Bunları yapmak zorundayız, 2023 hedeflerimize daha güçlü şekilde odaklanmalıyız. Ekonomimizin tüm aktörlerine güvenimiz tamdır. Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi ülkemize doping etkisi yapacaktır. Yeni Türkiye'nin inşası ve yükselişi önünde kimse duramayacaktır. Bakınız tüm siyasi partiler alanlarda hep yeni anayasa demişlerdir. Peki şimdi parlamentoda ne tartışılıyor? Yeni anayasanın önünde durmak için elinden ne geliyorsa iki siyasi parti yapıyor. Onunla da kalmıyorlar edep adap hiçbir şey bilmeden, bir milletvekilinin ağzına yakışmayacak ifadelerle engellemenin gayretindeler. Şu iç tüzüğün değişmesi lazım derdim, böyle bir iç tüzükle bu parlamento yürümez. Birbirini bu denli yoran parlamento anlayışıyla bu işi yapamazsınız. Dünyada bunun uygulaması nasıldır, bilmiyorlar. 

Bu siyasetçilere yakışmıyor, dersini iyi çalışmış olsa bu işin aslının bu olmadığını görecek. Dünyadaki diyelim başkanlık sistemini uygulayan ülkelerinki, bizim olmazsa olmazımızdır. Öyle bir şey olabilir mi? Bu anayasa, değişikliğiyle adeta bir bal arısı oldu. Bir yerden farklı, bir yerden farklı br şey alırsın, benim kendi tarihimizden, kendi geleneklerimden olan bir altyapım var. Dünyanın karşısına yeni bir anlayışla çıkabiliriz. Bunun kararını verecek olan da millettir. Parlamento ne yapıyor? Millete götürülecek olan o metni hazırlıyor. Nihai kararı verecek olan millettir. Milli iradeye dahi tahammül edemeyen, ona bu işin götürülmesini hazmedemeyen bir anlayış var. Temenni ederim ki bu akşam, yarın akşam biterek ikinci tura geçilir ve buradan millete gidilecek yol açılır.