Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, adil yargılanma hakkı için başladığı ölüm orucunun 238. gününe yaşamını yitiren Avukat Ebru Timtik'in fotoğrafının İstanbul Barosu binasına asılmasına sert sözlerle tepki gösterdi. "Israrla açlık grevini sürdüren bir avukatın ölümü üzerine İstanbul Barosu binasına asılan pankartın şehidimizin kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşünüyoruz" diyen Erdoğan, "Diğer kurumlarda terör örgütleriyle böyle içli dışlı olan kişiler nasıl mesleklerinden men edilebiliyorsa avukatlar için de böyle bir yöntemin gerekip gerekmediği bana göre tartışılmalıdır" diye konuştu.
Erdoğan sözlerinin devamında ise, "İnşallah önümüzdeki dönemde avukatlıktan teröristliğe uzanan bu kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız" ifadelerini kullandı.
"Kendilerini yenilmez olarak gören kimi devletler..."
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen yeni adli yıl açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı, sözlerine, "Elbette böylesi hayati bir vazife aynı zamanda çok büyük bir sorumluluk üstlenmek anlamına geliyor Her kamu görevi kendine göre önemlidir ama adaletin tesisi için çalışmak bambaşka bir anlam taşıyor. Kalbini ve zihnini sadece ve sadece adaletin tecellisine adayan sizlere şükranlarımı sunuyorum. Adalet insanlığın varlığı ve geleceği için bu kadar önemliyken günümüzde dünyanın dört bir yanından zulüm altında inleyen gariplerin feryatlarının inliyor olması ayrı bir teyakkuzdur. Kendilerini yenilmez olarak gören kimi devletlerin diğerlerine karşı sergiledikleri zalimlikleri örtmeye artık siyasi ve diplomatik laf cambazlıkları da yetmiyor" diye başladı.
"Biz artık bu gölge oyunundan bıktık"
Doğu Akdeniz'deki krize ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Doğu Akdeniz'deki egedeki faaliyetlerimizin de özünde hak ve adalet arayışı vardır" dedi. Erdoğan, "Türkiye'yi 780 bin metrekarelik devasa büyüklüğüne bakmadan 10 kilometrekarelik bir ada üzerinden kıyılarına hapsetme girişimi haksızlığın en açık ifadesidir. Çevresindeki her ülkenin hakkı olan Akdeniz'in zenginliklerinin üzerine adeta çökme çabası tam bir modern sömürgecilik örneğidir. Tarih boyunca hep başkalarının arkasına saklanarak varlığını sürdürmüş bir devleti önümüze atarak kendi gizli emellerini gerçekleştirmeye çalışanların yaptıkları da en büyük adaletsizliktir. Biz artık bu gölge oyunundan bıktık. Kendine bile hayrı olmayan bir devleti Türkiye gibi kürsel bir gücün önüne atıp yem etmeye çalışmak artık komik kaçmaya başladı" diye konuştu.
"Ülkemizin bu konudaki öncülüğü sadece kendi adına değil tüm mazlumlar adınadır" diye sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı, "Türkiye'nin dostluğunun kıymetini bilenlerin her geçen gün çoğalacağından eminiz, yeter ki biz kendi içimizde sağlam duralım" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne ilişkin olarak da, "Milli iradenin tecellisine aykırı hiçbir güç temerküzüne izin vermeyen yeni yönetim sistemimiz herkesin kendi işine odaklanmasını sağladı" değerlendirmesinde bulundu.
Yargı, adalet, özgürlük...
"Son 18 yıldır her alanda kesintisiz bir şekilde gerçekleştirdiğimiz reformların en yoğun yaşandığı alanların başında yargı geliyor. Amacımız güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemini tüm kuru ve kurallarıyla tesis etmektir. Attığımız her adımda demokrasinin güçlendirilmesini hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesini hedefliyoruz" diyen Erdoğan, sözlerinin devamında da şunları kaydetti:
"İfade hürriyetinin bir parçası olan eleştiri ve haber verme hakkının mevzuatında daha güçlü bir temele sahip olmasını sağladık. Beklentimiz bu düzenleme sayesinde hukuk yargılamalarının çok daha kısa sürece sonuçlanmasıdır. Halen çalışmaları süren insan hakları eylem planını bu yıl içinde neticelendirmek istiyoruz. Bu planın hayata geçmesiyle ülke içinde ve uluslararası alanda maruz kaldığımız pek çok sıkıntıyı da çözeceğimize inanıyorum."
İstanbul Barosu tepkisi
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, adil yargılanma hakkı talebiyle başladığı ölüm orucunun 238. gününde ölen Avukat Ebru Timtik'in fotoğrafının İstanbul Barosu binasına asılmasını sert sözlerle eleştirdi. "Israrla açlık grevini sürdüren bir avukatın ölümü üzerine İstanbul Barosu binasına asılan pankartın şehidimizin kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşünüyoruz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Avukatların teröristlerin bu kadar pervasızca yanlarında durabilmeleri, cübbeleriyle cenazelerine katılabilmeleri kabul edilebilir davranışlar değildir. Avukatlık zulmü savunmak değildir. Avukatlık adaleti savunmak, adaletin yanında yer almak demektir. Bu yapılan işlemlerin müvekkil avukat ilişkisiyle uzaktan yakından alakasının olmadığı açıkça ortadadır. Diğer kurumlarda terör örgütleriyle böyle içli dışlı olan kişiler nasıl mesleklerinden men edilebiliyorsa avukatlar için de böyle bir yöntemin gerekip gerekmediği bana göre tartışılmalıdır."
"Çoklu baro sistemini getirmekteki amaçlarımızdan biridir barolarımızın bu sorunlu yapılan kurtarmak umududur."
"İnşallah önümüzdeki dönemde avukatlıktan teröristliğe uzanan bu kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız."