T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Isparta mitinginde CHP’yi darbeci olmakla suçladı. CHP’nin 27 Mayıs darbesine çanak tuttuğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, “27 Mayıs’ı bayram ilan eden kim? CHP. Bunlar darbecidir. Darbeden nemalanırlar” diye konuştu.
Partisinin seçim mitingi için Isparta'ya gelen Başbakan Erdoğan, havaalanından miting meydanına gelirken, cadde üzerindeki CHP seçim bürosunu ziyaret etti. Erdoğan, burada bulunan CHP'lilerle tokalaştı ve sohbet etti. Erdoğan, alana gelişinde halkı, eşi Emine Erdoğan ile selamladı. Erdoğan çifti, konuşmanın bitiminde de vatandaşlara karanfil attı.
Mitingde, ''Bölücü BDP, işbirlikçi CHP'' sloganı atıldı. Miting meydanı ve Isparta caddelerine özel makinelerle gül suyu sıkıldı ve bir planörden miting meydanındakilerin üzerine gül yaprakları atıldı.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının başında, vatandaşların Regaip Kandilini kutlayarak, şunları söyledi:
''Sizlerden bugün, bu gece için özellikle bir ricam var; bizden ne olur hayır dualarınızı eksik etmeyin. Ben biliyorum, bu yola çıktığımız andan itibaren siz bize hep hayır duası ettiniz ama bugünlerde sizin o hayır dualarınıza her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Çünkü bizimle sandıkta yarışamayacaklarını anlayanlar, artık şiddete başvurmaya başladılar.
Milletin teveccühünü kazanamayanlar, işi şiddete dökmeye başladılar. AK Parti'nin, milletin partisinin bileğini demokratik yollardan bükemeyeceklerini anlayanlar, kışkırtmayla, tahrikle, saldırıyla, şiddetle bu işi bitirebileceklerini zannettiler. Önce Kastamonu'da konvoyumuza saldırdılar bir polisimizi şehit ettiler, Silopi'de iki polisimizi şehit ettiler. AK Parti'nin seçim bürolarına, il, ilçe başkanlıklarına şu ana kadar 150'ye yakın.... Seçim bürolarımızı, araçlarımızı molotoflu saldırılarla ne yazık ki yaktılar, cam çerçeve indirdiler.
Diyarbakır'da benim Hazro ilçe başkan yardımcımın oğlunu, ilçe başkan yardımcımı kaçırdılar. AK Parti'li diyerek Silvan'da bir iş adamının iş makinalarını yaktılar. İşte Adana'da altı ayrı seçim bürosuna, yedi seçim aracına molotof ve ses bombası attılar. İstanbul'da aynı şekilde terör estiriyorlar.''
''Bunlar BDP yandaşlarının eylemleri, şiddet sadece onlardan gelmiyor, sadece Doğu, Güneydoğu'da değil, sadece büyük şehir değil. Karadeniz Hopa'da bile AK Parti'nin karşısına dikiliyor'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Orada da ve CHP ve yandaşları konvoyumuza taşla saldırıp orada bir polisimizi ağır yaraladılar. Bir inşaat devasa bir CHP pankartı. CHP pankartının yanında, 'Tek yol sokak, tek yol devrim' altında Halkevleri. Etrafında benzer pankartlar. Biz ne diyorduk? 'CHP, MHP, BDP, bunlar legal görüntüde illegal eylemler içerisinde olanlarla el ele, kol kola yürüyorlar.' İşte Elağız'da BDP'lilerin konuşmaları ortaya döküldü. BDP'li başkanıyla bir bayan milletvekili ne diyorlar? 'Elazığ'da AK Parti'nin kazanmaması için eğer CHP'nin şansı yoksa MHP'ye oy verelim' diyor. Organizasyonu görüyor musunuz? 'Birinci sırada CHP olmazsa MHP' diyorlar. Tezgah kurulmuş, BDP'liler Doğu'da, Güneydoğu'da teröriste sırtlarını dayadıkları yetmiyormuş gibi, bu sefer de Hopa'daki eşkıyaya sahip çıkıyorlar.''
Onların karşısında kuzu
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bazı yerlerde MHP teşkilatı, nasıl oluyorsa anlamıyorum, BDP'ye geçmeye başladı. İşte Van Başkale'de, MHP teşkilatı BDP'ye geçti. Aynı şekilde, yine bu arada ikinci bir geçişi MHP teşkilatı yine yaptı. Bu danışıklı dövüş nasıl oluyor? MHP Genel Başkanı AK Parti'ye kaplan kesilirken, BDP'ye, CHP'ye çıtını çıkaramıyor. Onların karşısında kuzu, kuzu, kuzu. CHP Hakkari'ye gidiyor, CHP'lilere konuşmuyor. Kime konuşuyor? Onların ellerine ne veriyorlar? CHP bayrakları. CHP, onların eline CHP bayrağı veriyorsun da Türk bayrağını niye veremiyorsun? Çünkü BDP'li elinde Türk bayrağıyla dolaşmaz. Anlaşmayı da öyle yapıyorlar. Bu CHP... Isparta soruyorum sizlere, 12 Haziran'da cevabını verecek mi? Fazla günümüz kalmadı, dolaşmaya var mıyız, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kapı kapı bütün ahbab-ı yaran, herkesi dolaşmamız lazım. 12 Haziran'da bu kardeşiniz sizlerden... Gelin diyorum, Isparta'nın milletvekili sayısı azaldı, dörde düştü ve buradan sizden dörtte dört istiyoruz ama bunun için çok çalışmamız lazım, son 10 gün çok çalışmamız lazım.''
Erdoğan, ''Üzülüyorum. Burada Türk bayrağını kalkıp onların eline veremeyen bir genel başkanın, bunun Türkiye'de iktidar diye bir derdi olabilir mi? O ancak CHP'deki yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor ama CHP'de kalkıp bu soruyu ona sorar mı? Ben CHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; gelin başımızı iki elimizin alalım, bu CHP nereye gidiyor diye soralım. Bu statüko partileri MHP, CHP, BDP, tıpkı 12 Eylül'de olduğu gibi, bir kez daha AK Parti'ye karşı ittifak kurdular. Tıpkı 12 Eylül'de olduğu gibi bu statüko partiler bir kez daha işbirliği yaptılar, üstelik bu kez sadece statükoda değil, şiddet uygulama noktasında da işbirliği yaptılar.''
Erdoğan, düşüncenin bittiği yerde şiddetin başlayacağını ifade ederek, şunları söyledi:
''Demokrasiden, sandıktan umudunu kesenler, işte böyle taşla, sopayla, molotofla ortaya dökülürler. Milletten yüz bulamayanlar, işte böyle milleti tehdit ederek, korkutarak ayakta kalmaya çalışırlar. Milletle iletişim kuramayanlar, işte böyle provokasyonla kafayı bulandırmanın peşinde koşarlar. Benim tek kapısını çalacağım yer var, millet. Biz sizinle sandıkta el ele, omuz omuza vereceğiz. Benim tek ortağım sizlersiniz. Bu oyunu bozacak, bu tezgahı alt üst edecek olan sizlersiniz. Isparta, bu oyunu bozacak mı? Isparta bu tezgahı altüst edecek mi? Isparta bu statüko partilerine bir kez daha sandıkta gereken cevabı verecek mi? Biz bu şiddet eylemlerinin hiçbirine boyun eğmeyeceğiz, bu tahriklerden bu kışkırtmalardan dolayı asla geri adım atmayacağız, tuzaklara düşmeyeceğiz. İşte dün mitingde Diyarbakır gümbür gümbür meydandaydı. Ve oradan Diyarbakır halkı tüm Güneydoğu'ya seslenerek 'biz varız' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Diyarbakırlı kardeşlerime korkuyu korkuttukları için teşekkür ediyorum. 'Demokrasiden asla taviz vermeyeceğiz' dediler'' diye konuştu.
AK Parti'nin rotasını halkın çizdiğini, milletin rotasında ilerlemeye devam edeceklerini, milletin partisi olarak milletle el ele yürüyeceklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bizi hiçbir şeyle korkutamazlar. Bizi merhum Menderes'in akıbetiyle, yüce divanla korkutamazlar. CHP bize ne diyor? 'Sen diyor Menderes'in akıbetini bilmiyor musun? Taşla sopayla molotofla korkutamazlar. Biz bu yola millet yoluna başımızı canımızı koyarak çıktık, o şekilde yürümeye devam edeceğiz. Zira Hazreti Ali 'Ecelimiz ömrümüzün kefilidir' diyor. Ecelimiz ömrümüzün kefilidir. Evet, bugüne kadar, çetelerle nasıl kararlılıkla mücadele ettiysek, bu mücadeleyi aynen sürdüreceğiz. Korkunun ecele faydası yok. Tayin edilmiş ömür ne bir an öte, ne bir an geri. Bak 'saniye' demiyorum. An gitmez. Öyleyse kimse boşuna hesap yapmasın.''
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''İşte eski Cumhurbaşkanlarımızdan, hemşehriniz, Sayın Demirel, devlet adamlığı noktasındaki tecrübesini bir kenara koyalım. Ama siyasette halk partisi için 'Halk partisi devlete resmen silah çeken eşkıyanın koruyucusudur. Şehit düşen askerin polisin ve devlet görevlisinin hakkını aramaz da şehir eşkıyası, kır eşkıyası diye adlandırılan bir takım canilerin koruyucusu kesilir' diyordu. Şimdi kime akıl hocalığı yapıyor Sayın Demirel? CHP'ye, MHP'ye. Yeter ki AK Parti iktidar olmasın diye bu savaşı veriyor. Ben futbol takımı tutar gibi parti tutanlara sesleniyorum: Gelin bu oyunu bozalım. Eser siyaseti başkadır. İstismar siyaseti başkadır. Bugün Hopa'daki şehir eşkıyasına, Doğu Güneydoğu'daki şehir yapılanmasına sahip çıkan CHP budur. Başka ne diyordu Sayın Demirel? 'CHP dışarıya memleketi jurnal etmektedir' diyordu. İşte bugün Türkiye'yi İsrail'e şikayet eden CHP, o günkü CHP'den tamamen farksızdır. Biliyorsunuz CHP Genel Başkanı bugüne kadar İsrail'e selam çakmak dışında dış politika adına ortaya bir şey koymadı. Sayın Bahçeli, 3,5 yıllık başbakan yardımcılığı döneminde kaç tane dünya ülkesine gitti, sorun soruşturun. Belki 3'tür, o kadar, ama şimdi açıldı. Önceki gün Sayın Kılıçdaroğlu, bir gazeteciyle şunu söylüyor: Dayan Yorgo biz geliyoruz. Yunanistan'ın en büyük gazetesi de dün bu ifadelerle adeta dalga geçti. 'Dayan Yunanistan Kılıçdaroğlu geliyor' diye. Ya böyle Anamuhalefet partisi genel başkanı olur mu? Maşallah CHP Genel BaşkanI değil, Süperman mübarek. Emekliyi, çiftçiyi, öğrenciyi kurtarmakla kalmadı şimdi de Yunanistan'ı kurtarıyor.
Isparta'da Demirel'e eleştiri
Sizin o hemşehriniz bu CHP için başka ne diyordu biliyor musunuz? 'CHP iktidara gelirse ineklerin sütü kurur' diyordu. 'Halk Partisinin Türk köylüsüne vereceği sadece ıstıraptır. Ayakkabının yerine tekrar çarık alacaktır. Halk Partisi demek köylü için yokluk, karanlık, çarık, kağnı demektir, kara saban demektir' diyordu. Sayın Demir'e ne oldu da şimdi bu CHP'yi bu kadar över hale geldi? İşte dün dündür bugün bugündür anlayışının örnekleri bunlar.''