Politika

Erdoğan: Bu düzene 'dur' demenin vakti gelmiştir JOHANNESBURG  (A.A)

04 Ekim 2011 22:05

-Erdoğan: Bu düzene 'dur' demenin vakti gelmiştir JOHANNESBURG  (A.A) - 04.10.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bir tarafta gözlerinin önünde çocuğunun eriyip gitmesini izlemekten başka çaresi olmayan, hatta hangi çocuğunun öleceğine karar vermek zorunda kalan kadınlar. Diğer tarafta Batı dünyasının lüks alışveriş merkezlerinde pırlanta sipariş eden bir kadın. Allah aşkına, böyle bir dünya adil bir dünya olabilir mi? Böyle bir dünya yaşanılabilir bir dünya olabilir mi? Böyle bir dünya düzeni insanlık adına sürdürülebilir bir dünya düzeni olabilir mi? İşte o yüzden bu düzene artık 'dur' demenin vakti gelmiştir'' dedi.  Erdoğan, Türk ve Güney Afrika İş Formu'nda yaptığı konuşmada, iş adamlarının, yatırımcıların, müteahhitlerin ve muhtelif sivil toplum kuruluşlarının Afrika'nın dört bir yanına gitmelerinin Afrika'ya açılım politikalarının en önemli hedeflerinden biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Ama bu kadarıyla yetinmiyor. Oralarda yerleşmek suretiyle hem Kıta hakkındaki bilgi birikimimize katkıda bulunmalarını, hem de bulundukları toplumlara ülkemizi, insanımızı ilk elden tanıtmalarını kendilerinden bekliyoruz. Şunu memnuniyetle belirtmek isterim ki; Türk milleti için de Afrika artık uzak bir diyarın adı değil. Günlük hayatının bir parçası haline gelecek kadar kendini yakın hissettiği bir diyarın adıdır. Somali örneğinde de olduğu gibi biz Afrika halkının sevinciyle mutlu olduğumuz kadar üzüntüsünü ve kederini de paylaşırız. Bizim için Afrika asla mevsimlik bir iş ortağı değil, ebedi bir dosttur.'' -''Nefesimiz yettiği kadar''- Erdoğan, Afrika'nın sorunlarının Türkiye'nin de sorunu olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: ''Kıta'nın sorunlarını sadece sahiplenmekle kalmıyor, bu sorunları başta Birleşmiş Milletler ve G-20 olmak üzere uluslararası platformlarda da yüksek sesle dile getirmeye devam ediyoruz. BM 66'ıncı Genel Kurulu toplantıları vesilesiyle bulunduğumuz New York'ta da bildiğiniz gibi Genel Kurula yaptığım hitapta konuşmamın önemli bir kısmını Afrika'ya ayırdım. Açık söylüyorum: Afrika deyince gözünün önünde pırlanta ışıltısı gelenler, bugün Kıta'nın yaşadığı sorunların da en önemli müsebbipleridir. İşte o yüzden dünya Afrika'ya borçludur diyorum. Nasıl ki sıradan bir insan için dahi borcunu ödemek bir ahlak meselesiyse, on yıllar boyunca Afrika'nın kaynaklarını sömürmek suretiyle zenginleşen devletler için de bu bir ahlaki meseledir, öyle olmalıdır.'' Erdoğan, lüks içerisinde yaşayan, israf ederek harcayan, sınırsızca tüketenlerin her bir lokmasında Mogadişu'nun, Nairobi'nin, Adis Ababa'nın topyekun Afrika'nın hakkı olduğunu belirterek, ''Bundan sonra da nefesimiz yettiği kadar dünyanın bütün platformlarında insanlığın aklına ve vicdanına seslenmeye devam edeceğiz'' dedi. Erdoğan, ''Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin gerek ikili düzeyde gerek Afrika düzleminde ve gerekse uluslararası planda birçok başarıya birlikte imza atabileceğine samimiyetle inanıyorum. Şimdi dostluğumuz için o meşhur vuvuzelaları çalmanın tam vaktidir'' dedi. -Ekonomik ilişkiler ve anlaşmalar- Türkiye ile Güney Afrika arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin daha ileriye götürülmesi için hükümetler düzeyinde gerekli tüm adımları attıklarını ve atmaya da devam edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ülkelerimiz arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması ve Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması gibi temel belgeleri imzalayarak, bildiğiniz gibi yürürlüğe koyduk. Diğer bir önemli düzenleme olan Yatırımların Karşılıklı Korunması ve Teşviki Anlaşmasını da imzaladık; ancak bu anlaşma henüz onaylanmamıştır. Onay sürecinin bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz. Ülkelerimiz arasında tesis edilen ve ilk kez 2008 yılında toplanan Karma Ekonomik Komisyonun bu yıl içinde yeniden toplanmasında büyük yarar görüyoruz. Ticaret hacmimize baktığımızda; 2007 yılında 3 milyar dolar sınırına yaklaşan ticaretimizin, daha sonra uluslararası finansal krizin etkisiyle düşme eğilimine girdiğini ve 2010 yılında 1.26 milyar dolar civarında gerçekleştiğini görüyoruz.'' Başbakan Erdoğan ortaya çıkan bu tablonun iki mesajının olduğuna işaret ederek ''Birincisi ülkelerimiz arasında harekete geçirilmeyi bekleyen ciddi bir potansiyel bulunuyor. İkincisi ise ticaretimizin dönemsel dalgalanmalardan minimum seviyede etkilenecek şekilde yapılandırılmış, ürün çeşitliliği sağlanmış, sağlam ve kalıcı bir zemine ihtiyacı var'' diye konuştu. -uluslararası yatırım- Ayrıca, uluslararası yatırım çekme konusunda Türkiye'nin bu zeminini, bugüne kadar edindiği ciddi deneyimleri, Güney Afrikalı dostlarla paylaşmaya hazır olduklarını vurgulayan Erdoğan, ''İkili ilişkilerimizin daha ileri noktalara taşınmasında mutlaka turizmi değerlendirmeliyiz. Türkiye bu yıl itibarıyla 30 milyonu aşma noktasına gelmiştir. 9 yıl önce 13 milyon turist çekiyordu ülkemiz'' dedi.  Olağanüstü güzelliklere sahip olan Güney Afrika'nın bu alandaki başarılı grafiğini takdirle izlediklerini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: ''Biz de son yıllarda turizm alanında önemli atılımlar gerçekleştirdik ve dünyanın ilk 10 turizm ülkesi arasında yer aldık. şu anda 7. sıradayız. Deniz turizminin yanı sıra, sağlık, inanç, kültür, kış sporları, mağara, avcılık, yayla ve kongre turizmi gibi birçok turizm alanlarında büyük mesafeler kat ettik. Bunun sonucu olarak, küresel daralmaya rağmen 2010 yılı içinde az önce söylediğim 30 milyonu 2011'de yakalıyoruz. Bu başarı, inanıyorum ki bizlerin müşterek hareket etmemize de katkı sağlayacaktır.'' Başbakan Erdoğan, özellikle karşılıklı turizm hareketlerinin, iki ülke halklarının birbirine daha da yakınlaşmasına vesile olacağına yürekten inandığını belirtti. -Motlanthe'nin konuşması- Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kgalema Motlanthe de Türkiye'nin Avrupa'ya açılan bir kapı olduğunu söyledi. Türkiye'nin, büyük bir ticaret potansiyeli olduğuna işaret eden Motlanthe, şöyle konuştu: ''İki ülke arasındaki işbirlğini geliştirmeliyiz. Güzel imkanlar var. Karşılıklı yararımıza olacak adımlar atmalıyız. İki ülke ihracat ve yatırım alanında işbirliği kurmalıdır. Maden, turizm, ticaret, savunma sanayi gibi alanlar işbirliği için öne çıkıyor. Güney Afrika bir üretim merkezi. Ülkenin açık bir ekonomisi var. Rekabetçi bir sanayi mevcut. Yeraltı kaynaklarımız var. Lojistik sistem güçlü. Mali sistemimiz istikrarlı. El ele çalışarak Güney Afrika Cumhuriyeti ve Türkiye, ülkelerinin yararına adımlar atabilir. Gümrük vergisi konusunda olanaklar araştırılmalı. Gümrük vergisi konusunda bizim bir şeyler yapmamız lazım. Bu konuya odaklanılması lazım. Bu konuda karşılıklı yararımız için acil çalışmalar yapılmalı. Her türlü sorunu el birliğiyle aşacağımıza inanıyorum.'' -''Ben size uçakta çalarım''- Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının ardından Güney Afrikalı program sunucusunun ''keşke şu an elimizde vuvuzela olsaydı. Sayın başbakandan çalmasını rica ederdik'' demesi üzerine, Başbakan Erdoğan'a vuvuzela ulaştırıldı. Erdoğan, vuvuzela ile fotoğraf çektirirken, Türk gazetecilere dönerek, ''Ben size uçakta çalarım'' dedi.