Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, babası Ahmet Erdoğan adına açılan spor kompleksinde " Kaptan Ahmet Erdoğan'ın 85 yıllık ömrünü, emeği, onuru, inancı için çalışarak geçinmiş olması benim en büyük şeref belgemdir. Zira babam hiçbir zaman eğilmemiştir. Hep dik durmuştur." dedi.
İstanbul Bayrampaşa'da Kaptan Ahmet Erdoğan Eğitim Kompleksi açılışında konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Okullarımızda eğitim gören farklı ülkelerden örğencilerimizin burada sağladıkları kaynaşmayı hayatlarının sonuna kadar sürdüreceklerine inanıyorum. Burada sağlanan kaynaşmanın hem bireysel bazda hem de ümmet düzeyinde güçlü bir birlikteliğe dönüşeceğine inanıyorum. Bu okulun ülkemize kazandırılmasında emeği geçen tüm kurumlarımızı huzurlarınızda tebrik ediyorum."
"Milyonlarca asil yürekli babanın hikâyesidir"
"Bu okula rahmetli babam Ahmet Erdoğan'ın ismini vererek vefa gösterdiğiniz için de hepinize şükranlarımı sunuyorum. Rahmetli babamın hikayesi aslında bu ülkenin geçmişindeki ve bugünündeki milyonlarca asil yürekli babanın hikayesidir. Lisede doğan nafakasını temin için 15 yaşında Zonguldak, 17 yaşında İstanbul'a gelen rahmetli babam, emekli olana kadar bugünkü adıyla denizcilik işletmeleri, şirketi hayriye olan vapurlarda çalışmış ve kaptanlık seviyesine yükselmiş bir insandır. O dönemde İstanbul'a gelmiş her Anadolulu gibi babamın da evi ve sofrası hemşehrilerimize açıktı"
"Anacığım maharetini sergilerdi"
"Önceden randevulaşarak eve gelmezdi. Çocukluğumu hatırlarım. Çat kapı misafirimizle beraber eve gelir ve anacığım da evde ne varsa onunla yer sofrasını anında döşer ve orada yemeğimizi yerdik. Yani önceden haber vereyim, yemekler hazırlansın yok. Anında yer sofrasına oturur yerdik. Bir Karadenizli olarak da turşularımızi kuzinalar hazırdı. Anacığım maharetini sergilerdi. Gelen de umduğunu değil bulduğunu yerdi.
Çok disiplinli bir o kadar da vicdanlı bir insan olan babacığım burada olup isminin böyle bir okula verildiğini görseydi inanın bana gözlerinden sevincini okur hatta gözyaşlarının yanaklarından sakallarına doğru süzüldüğünü görürdük"
"Benim en büyük şeref belgemdir"
"Kaptan Ahmet Erdoğan'ın 85 yıllık ömrünü, emeği, onuru, inancı için çalışarak geçinmiş olması benim en büyük şeref belgemdir. Zira babam hiçbir zaman eğilmemiştir. Hep dik durmuştur. Bu mirası çocuklşarıma bırakabilmek debenim en büyük hayalimdir. Kaptan Ahmet Erdoğan'ın ve Recep Tayyip Erdoğan'ın hikayesi aslında Türkiye'nin hikayesidir. Bu ülkede kimsenin imtiyazı olmadığının çalışması, mücadele etmesi halinde tüm kapıların herkese açık olduğunun ispatı işte burada, karşımızdadır."
"Türkiye'yi tüm imkanları ve makamlarıyla kendi uhtelerinde tutmaya çalışanlar Menderes'in 1952'deki yeter söz milletindir dediği zaferden beri karşısında olanlar hüsrana uğruyorlar. Kimi zaman darbelerle, muhtıralarla, bildirilerle demokrasi akınının önünü kesmeye çalışanlara meydanı bırakmadık, bırakmayacağız."
"Bayrağı sizlere, sizlerin ağabeyi durumundaki gençlere devredeceğimiz güne kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Sizlerin gözünün içine baktığımda her birinizde inanıyorum ki bu aksiyon var. Ununtmayınız, bu kapı hep açık olacak. Ama eşit, her geçen gün yükselecek, yükseliyor. Bunun için kendinizi her alanda çok iyi yetiştirmeniz lazım. Gençler, dini ilimler mi tahsil ediyorsunuz, en iyisi olmalısınız. Sosyal bilimlere, kültüre, sanata mı yöneldiniz? Zirveyi hedeflemelisiniz. Siyasete mi gönlünüz kayıyor, en tepeye çıkmak için gayret göstermelisiniz. Eğer idealiniz ve iddianız yoksa mücadele gücünüz de olmaz. İnsan azmettiği zaman başaramayacağı iş yoktur. Rabbinin bizzat kendi sıfatlarıyla ziynetlendirdiği mahlukattır. Bu imkanı hayır yolun değerlendirmek de, şer yolunda zai etmek de kendi elinizdedir."
Akif Ersoy'dan nasihat
"Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurunda bir gençlik. Dava taşını gediğine koyacağınıza inanıyorum. Kim var denildiği zaman sağına soluna bakmadan ben varım diyen bir gençlik. İstiklal şairimiz de "evladı bir aşığının seni Akif amcana gönderiyorum git, sana bir nasihat etsin diyor. Ve Akif Ersoy'a bir kış gününde genç gidiyor. Kapıyı çalıyor merhum Akif açıyor. Babam gönderdi bana bir nasihat edecekmişsiniz diyor. Ve İstiklal şairimiz bir kıtalık nasihatte bulunuyor; "ihtiyar amacını dinler misin oğlum Nevruz, ne büyük söyle, ne çok söyle, yiğit işte gerek, lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme, özü sağlam, sözü sağlam adam ol ırkına çek demiş. Onun için bize bu yakışır. Kardeşlerim sevgili gençler, her fırsatta ifade ediyorum. Eğitimde gerçekten güzel binalar yaptık. Yüzbinlerce öğretmen atadık. Okulları bilgisayarlarla, akıllı tahtalarla, tablet bilgisayarlarla güçlendirdik. Ama zihinleri aynı düzeyde güçlendiremedik. Okullarımızdaki eğitimin içeriğinden çok manteltitesinden memnun değiliz. İmam Hatip, ortaokul ihtiyaçlarımızı gidermemiz gerekiyor. "
"Bunun için hep birlikte çok daha fazla çalışacağız. Öğretmeninden, öğrencisine eğitimin tüm tarafları olarak kafa ve gönül birliği içinde gayret göstermeliyiz. Eğitimcilik hem birikim hem de adanmışlık ister. Kendimizi bu işe adıyacağız. Eğer işinize sevgiyle, aşkla tutkuyla bağlı değilseniz, öğretmenlik mesleği ücreti karşılığı yapılacak bir görev değildir. Rahmetli hocalarımız sadece bizimle sabah 8 başlayıp, akşam 4 veya 5 değil. Bizim zamanımızda cumartesi öğlene kadar da tedrisat vardı."