Politika

Erdoğan: Ülkemizi bu içi karmaşık, arkası karanlık koalisyonun insafına terk edemeyiz

"Her seçimde çalıştığımızdan daha çok çalışacağız, daha çok insana ulaşacağız, daha fazla gönül kazanacağız. Aksi takdirde ülkenin ve milletin yaşayacağı büyük facianın vebali altında kalırız"

11 Mart 2023 14:37

T24 Haber Merkezi

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Millet İttifakı'nı sert sözlerle hedef alırken, "Türkiye, Türk demokrasisi, böyle hazin bir tabloyu hak etmiyor. Ülkemizi bu içi karmaşık, arkası karanlık, şekli bozuk koalisyonun insafına terk edemeyiz" dedi. 

Partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Altılı koalisyon" olarak nitelendirdiği Millet İttifakı için, "Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye başladıkları yolculuğun sonu önce kumar masasına, sonra at pazarlığından beter bir cumhurbaşkanı yardımcılığı ve vekillik paylaşımı kavgasına çıktı" diye konuştu. 

Altılı Masa'da çıkan ortak aday krizinde İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ittifakı terk ettiği 3 günlük döneme atıfta bulunan Erdoğan, "Öyle bir kavga ki içinde tehditten rüşvete, hakaretten şantaja, aba altından değil alanen sopa göstermekten, sürüden ayrılmaya kalkanları bindirilmiş kıtalarla linç ettirmeye kadar her türlü rezillik var" ifadesini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:

"Her seçim zordur, hayatidir, önemlidir. Ama ülkemizin içinden geçtiği süreç son deprem afetinin yol açtığı kayıplar, bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler 14 Mayıs seçimini farklı bir yere taşımıştır. Karşımızda kurulan derme çatma ittifakın yapısına ve motivasyonuna bakarak da anlayabiliriz.

Karşımızda bir ittifak değil, eski Türkiye'de olduğu gibi tamamen kavga, ayak oyunu ve pazarlık üzerine kurulu bir koalisyon yapısı vardır. 

İşe altılı olarak başlayan, artık sekizli mi onlu mu olduğu meçhul olduğu hale gelen bu koalisyonun yayımladığı 12 maddelik bildiri bile ülkemizin nereye sürüklenmek istendiğinin yazılı ispatıdır. 

Masanın altını üstüne getirmek pahasına bay bay Kemal'i aday olarak gösteren koalisyonun gündeminde ülkenin ve milletin hiçbir meselesi yoktur. 

Ne depremin yol açtığı acılar ne depremzedelerimizin yürek sızıları ne de yaraların bir an önce sarılması ihtiyacı bunların gündeminde yok. 

Küresel ve bölgesel krizlerin Türk ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesine dair herhangi bir niyet, teklif, proje bunların gündeminde yer almıyor. 

Türkiye'nin 20 yılda kat ettiği gelişmeyi, büyümeyi sürdürmeye yönelik tek bir adım bunların gündeminde yok, yapılanları yıkmayı vadediyorlar. 

Milletin sıkıntılarını çözecek, refahını artıracak, güvenliğini ve huzurunu güçlendirecek, hayallerini gerçekleştirecek hiçbir irade beyanı, hazırlık, program bunların gündeminde yok. 

Sınırlarımızı tehdit edecek, birlik ve beraberliğimize gözünü dikecek kadar azan terör örgütlerinin başını ezmek için yürüttüğümüz mücadeleyi sürdürme kararlılığı bunların gündeminde yer almıyor. 

Bunların gündeminde sadece siyasi ihtiyar, makam mevki paylaşımı, ülkenin kaynaklarının nasıl yağmalanacağı hesabı var. Milli birlik ve beraberliğimizi bozma niyeti var, eski Türkiye'yi geri getirme çabası var. 

Altılı koalisyonun güçlendirilmiş parlamenter sistem diye başladığı yolculuğun sonu önce kumar masasına, sonra at pazarlığından beter bir cumhurbaşkanı yardımcılığı ve vekillik paylaşımı kavgasına çıktı. 

Öyle bir kavga ki içinde tehditten rüşvete, hakaretten şantaja, aba altından değil alanen sopa göstermekten, sürüden ayrılmaya kalkanları bindirilmiş kıtalarla linç ettirmeye kadar her türlü rezillik var. 

Böyle entrikayı ne romanlarda ne sinemada bulursunuz. Ülkede olarak bunların taht kavgalarını aylarca, günlerce naklen seyrettik, okuduk, dinledik. 

Türkiye, Türk demokrasisi, böyle hazin bir tabloyu hak etmiyor. Ülkemizi bu içi karmaşık, arkası karanlık, şekli bozuk koalisyonun insafına terk edemeyiz. 

Cumhuriyetimizin ilk asrındaki kayıpları ve kazanımları geride bırakarak Türkiye yüzyılını yükseltmek için böyle bir faciaya izin veremeyiz. 

Depremde yakınlarını kaybeden; yıkılan evleri, işyerleri ile birlikte hayalleri harap olan insanlarımızı tekrar hayata bağlamak için yürüttüğümüz çalışmaların tehlikeye girmesine rıza gösteremeyiz. 

Bölgesinde ve dünyada yıldızı parlayan Türkiye'nin ışığını söndürmek, nefesini kesmek, dizlerinin bağını çözmek için ellerini ovuşturarak bekleyenlere zafer çığlıkları attıramayız. 

Dualarını aldığımız mazlum ve mağdurların uzunca aradan sonra yeniden birlik ve beraberlik ikliminde kucaklaştığımız dostlarımızın yüreklerine sızı salamayız. 

Her seçimde çalıştığımızdan daha çok çalışacağız, daha çok insana ulaşacağız, daha fazla gönül kazanacağız. Aksi takdirde ülkenin ve milletin yaşayacağı büyük facianın vebali altında kalırız. 

Biz Allah'ın takdirinin üzerinde bir kader, milletin ferasetinin üzerinde bir güç görmedik, tanımadık. 

YSK, seçim takvimini oluşturmaya başladı. Seçim kampanyamızı ülkemizin 11 ilinde büyük yıkıma yol açan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza hürmetimizin gerektirdiği bir hassasiyetle yürüteceğiz. Depremin 40'ı çıkmadan genel merkezleri önünde vur patlasın çal oynasın aday kutlaması yapanlar gibi kesinlikle olmayacağız. Müzikli mitingi ve benzeri klasik kampanya yöntemlerini kullanmayacağız. 

İnsanlarımızla yüz yüze yaptıklarımızı anlatacak, hayallerimizi paylaşacağız. 

Türkiye için hemen şimdi diyerek 20 yıllık eser ve hizmet altyapımızın üzerine bina edeceğimiz projelerimizi anlatacağız. 

Her şehrimiz için hemen şimdi diyerek, ülkemizin tamamını kalkındırma hedeflerimizi anlatacağız. Demokrasimiz için hemen şimdi diyerek, temel hak ve özgürlüklerde ülkemizi getirdiğimiz seviyeyi daha ileri taşıma irademizi anlatacağız.

Her an sahada olmalıyız. Seçim çalışması elbette hayatın içinde yapılır ama unutmayın tüm bunların sonunda seçim sandıkta kazanılır. Sandıklara sıkı sahip çıkacak, en küçük kaçağa, hileye, hurdaya meydan vermeyecek güçlü bir organizasyon kuracağız."