Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ailesinin istemesi durumunda Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan Ahmet Kaya'nın cenazesini getirmek için gerekeni yapabileceklerini söyledi.
Erdoğan, "Annem öldükten sonra çok farklı bir dünyayı meydana getirdi. Ne zaman Ahmet Kaya'nın Şafak Türküsü'nü dinlersem, dinlediğim zaman çok duygulanırım. Annemle haşır neşir olmaya başlarım. Fakat Ahmet'e o otelde yaptıkları o hainliği, o ihaneti, o alçaklığı; sanatçıya, sanata, sevgi diye konuşanlar, köşelerinde yazanlar o gece neler yaptıklarını ayrıca hiç mi hiç unutamıyorum" şeklinde konuştu.
Kendisinin okuduğu Necip Fazıl Kısakürek'in "Canım İstanbul" şiirinin dinletilmesiyle başlayan programda, Kral FM'in 1990'lı yıllarda gerçekleştirdiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde katıldığı programlardan kesitler dinletildi.
Erdoğan, "Canım İstanbul" şiirinin Kısakürek'in İstanbul'u ne kadar güzel anladığını, tanımladığını ve İstanbul'u tanımlarken de İstanbul'a aşık olmanın ne kadar farklı bir şey olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Erdoğan, kendisinin de bir İstanbul aşığı olarak okuduğu bu şiirin de içinde bulunduğu 10 şiirin yer aldığı kasedi cezaevine girmeden kısa bir süre önce hazırladığını söyledi.
Bu şiirin o duygularla dolu mısraları arasında İstanbul'a aşkın ne demek olduğunun bulunduğunu belirten Erdoğan, "Bugün bile az önce dinlerken yine oralara gittim. Şimdi de Üsküdar'da olduğum için. 'Beyoğlu tepinirken Ağlar Karacaahmet' derken, geçenlerde Nakkaştepe'deki piknik alanlarını dolaşırken yine aklıma bu gelmişti." dedi.
Kral FM'e konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Annem öldükten sonra çok farklı bir dünyayı meydana getirdi. Ne zaman Ahmet Kaya'nın Şafak Türküsü'nü dinlerim, dinlediğim zaman çok duygulanırım. Annemle haşır neşir olmaya başlarım. Fakat Ahmet'e o otelde yaptıkları o hainliği, o ihaneti, o alçaklığı; sanatçıya, sanata, sevgi diye konuşanlar, köşelerinde yazanlar o gece neler yaptıklarını ayrıca hiç mi hiç unutamıyorum.
Ve kendi sanatçısına sahip çıkan değil kendi sanatçısını bu ülkeden kovana kadar ellerinden geleni yaptılar. Ne oldu? Ahmet vatan topraklarında değil gurbette durdu.
Ben başbakanlığım döneminde o zamanki Kültür Bakanımız vasıtasıyla aslında Ahmet Kaya'nın bir nakli mekan ile kendi topraklarımıza getirilmesini arzu ettim. Ve eşine de haber gönderdim.
Yani bugün yine Ahmet Kaya ile ilgili böyle bir imkan olsa, ailesi Ahmet Kaya'nın topraklarımıza getirilmesini kabul etse biz elimizden gelen her şeyi yaparız. Bizim inancımızda buna kabrin taşınması deriz. Böyle bir şeye biz hazırız, bunu yaparız."