08 Nisan 2014 15:22
Başbakan Tayyip Erdoğan, 30 Mart yerel seçimleri sonrası ilk kez düzenlediği partisinin Meclis'teki grup toplantısında, Fethullah Gülen için "hoca değil holding patronu, örgüt yöneticisi" ifadesini kullandı, cemaate yönelik ağır suçlamalarda bulundu. Cemaatin "kayıtsız bağış toplamasına artık göz yumulmayacağını" belirten Erdoğan kamuoyuna da "Paralel yapıyla ilgili bildiklerinizi bizimle paylaşın" sözleriyle ihbar çağrısı yaptı. Başbakan, " Utanmadan, sıkılmadan, kendi arzu ettikleri gibi bir balkon konuşması yapmamızı beklediler. Her şeyi unutmamızı bekliyorlar. Hayır beyler, biz boynumuzu yere eğmiyoruz ve eğmeyeceğiz. Açık açık söylüyorum, hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacak" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin Twitter yasağına karşı kararına "saygı duymadığını" yineleyen Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için de "Ağzından salyalar akarcasına hakaret ediyor" ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"30 Mart seçimlerini geride bıraktık. AK Parti olarak 13 yılda girdiğimiz 8. Seçimi de tartışmasız bir zaferle kazandık. 30 Mart akşamı bu zaferde desteği, duası olan herkese teşekkürlerimi iletmiştim. Bir kez de buradan 30 Mart seçimlerini, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesini zafere taşıyan herkese sonsuz şükranlarımı ifade ediyorum.
Çok zorlu bir seçim sürecinden geçtik. Demokrasi tarihimizin belki de en meşakkatli seçimini yaşadık. Büyük Türkiye’den, yeni Türkiye’den rahatsız olanların kirli bir ittifak yaptıkları, edep dışı kampanya yürüttükleri bir seçim sürecine şahit olduk. Gezi olaylarından başlayarak, demokrasinin, siyasetin, istikrar ve huzur ortamının, çözüm sürecinin, ekonomi ve dış politikanın, yani büyüyen Türkiye’nin hedef alındığını gördük. Hedef AK Parti’den çok Türkiye’ydi."
"Her yöntemi kullandılar, sokak hareketi, terör, vandallık, faşizm, ırkçılık, nefret ve ayrımcılığı azami şekilde kullandılar. İnançları, yaşam tarzlarını, mezhepleri istismar ettiler. Türkiye’yi yurtdışında karalamaktan tutun, yatak odalarına girmeye kadar her yöntemden medet umdular.
Bunları asla unutmayacağız. Bu ülkede birileri gittiler, terör örgütlerini silahlı eylem yapmaları yönünde teşvik ettiler. Dağa mesaj gönderenler oldu. Eli kanlı terör örgütlerini, Ankara’da, İstanbul’da, Hatay’da sokaklara dökmek için her türlü tahriki yaptılar.
Uluslararası platformlarda ne kadar Türkiye karşıtı odak varsa, onlarla işbirliği yapacak kadar alçaldılar. Ekonomiyi durdurma çağrısı yapanlar oldu, yatırımcıya Türkiye’ye gelmeyin diyenler oldu. Türkiye uçak düşürdüğünde, o saldırganların yanında oldular. Suriye’deki Türkmenlere yardım malzemesi gönderecek TIR’ları durduracak ihanetin içinde yer aldılar.
Bu ülkenin Dışişleri Bakanı'nı, MİT Müsteşarı'nı, Genelkurmay 2. Başkanı'nı dinlediler, kayıt ettiler, yetmedi, servis ettiler. Binlerce kişinin telefonunu hukuksuzca dinlediler. Bu ülkede ben gazeteciyim, ben köşe yazarıyım, ben düşünürüm diye ortaya çıkanlar, devletin en gizli sırları üzerinden haftalarca ahlaksız bir şekilde yayın yaptılar, yorum yaptılar.
İnsanların iffetini, namusunu şerefini, aile yaşantısını kurdukları kurtlar sofrasını meze yapıp iştahla tüketmenin mücadelesini verdiler."
"Ellerinde ne varsa fırlattılar, fırlatacak bir şey bulamayınca kendi şereflerini, haysiyetlerini dahi fırlatmaktan çekinmediler. Kendi özeleştirilerini yapmak, kendi yenilgilerini konuşmak yerine günlerce hile iddiaları üzerinden sokakları kan gölüne çevirmenin hesabını yaptılar. Bunları asla unutmayacağız. Siyaset tarihi, demokrasi tarihi, bu ihaneti, bu alçaklığı asla unutmayacak. O atılan manşetleri unutmadık, unutmayacağız. Basın ahlak ilkelerinin ayaklar altına atılarak, manşetlerin, satırların, vahşilerin elindeki mızrak gibi nasıl kullanıldığını asla unutmayacağız. Muhalefet partilerinin hainlere yaptığı taşeronluğu asla unutmayacağız."
"Utanmadan, sıkılmadan, kendi arzu ettikleri gibi bir balkon konuşması yapmamızı beklediler. Bütün yapılanları sineye çekecektik, insana yakışmayan o ahlaksızca saldırıların hepsinin üzerine güya çizgi çekecektik. Bir balkon konuşması yapacak, hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edecektik. Bizden her şeyi unutmamızı bekliyorlar. Hayır, beyler, biz boynumuzu yere eğmiyoruz ve eğmeyeceğiz.
Açık açık söylüyorum, hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacak. Casusluk, ahlaksızlık ve edepsizlik asla yanlarına kâr kalmayacak. 30 Mart 27 Mayıs’ta başlayan silahların gölgesinde siyasetin son bulduğu tarihtir, vesayet defterinin dürüldüğü tarihtir, kibir abidelerinin yıkıldığı tarihtir. Bir mürebbiye edasıyla kendini beğenmişlikle milleti terbiye etme küstahlığına girişen imtiyazlı çevrelerin ebediyen kaybettiği bir tarihtir."
"Eğer bir balkon konuşması yapılacaksa buyursun bunu CHP yapsın. Buyursun bunu MHP yapsın. Çıksın bunu BDP yapsın. Çıksınlar balkondan özür dilesinler.
İşte daha bu sabah MHP’nin Genel Başkanı çıkmış hâlâ adeta ağzından salyalar akarcasına hakaret ediyor. Bir yılı aştı isimlerini ağzıma almadım. Seçim kampanyasında zaman zaman almak durumunda kaldım. Demek ki bunlar başka dilden anlıyorlar. İnsanlara akıllarının anlayacağı şekilde hitap etmek durumundayız."
"Çıksınlar balkona nasıl kaybettiklerini izah etsinler. Yandaşları çıkıyorlar, dedikleri şu 'Erdoğan 55 niye alamadı, 55’e karşı kendini izah etmek durumunda.' Bize bunu söyleyenler kalkıp da genel müdüre neden bunu söylemiyorlar, 'Sen niçin 73’ü alamadın' niye demiyorlar?
Gelip bize akıl vermeye kalkıyorlar. Sizin bu kadar aklınız varsa onu kendinize saklayın da bu ülkede birinci parti olun. Milletimiz bize ne diyor; yürü biz sizin arkanızdayız, diyor. Ne diyor? Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan diyor. Biz de şu anda yürüyoruz. Biz balkon konuşmasını milletimizin diliyle sandıkta yaptık. Zaten bize de sandıkta alınan netice yaraşır. Eğer yürekleri yetiyorsa, şimdi CHP MHP BDP çıksınlar 77 milyonu kucaklayan bir konuşma yapsınlar.
Haritayı gözlerinizin önüne getirin. Bakıyorsunuz ana muhalefet belli kıyı şeridinde kalmış, kumsalların partisiyim diyordu ya hiç alakası yok. İkincisine bakıyorsun MHP noktasal. E bir diğerine bakıyorsun, o da Güneydoğu Anadolu’nun belli yerlerinde var. Ama AK Parti Türkiye’nin tamamında var."
Şimdi millet ne bekliyor biliyor musunuz? Muhalefet partilerinden bir balkon konuşması bekliyor. Nerede bu muhalefet gören var mı? Derin bir sessizliğin içinde. Bugün konuşurlar, ama bugüne kadar derin bir sessizlik. MHP genel başkanı, seçim gecesi sabaha karşı bir göründü. Bunlar hesap vermezler, sorguya çekmezler. Oturdukları o sıcak koltukları defalarca başarısız olmalarına rağmen ehline teslim etmezler. 15 yıldır sürekli üçüncü parti hele bizim ilk girişimizde parlamentoya dahi giremedi. CHP genel müdürü 5 yıl içinde 4 kez kaybetti. Ama hâlâ orada oturmaya devam ediyor. Kimsenin bunu sorguladığı yok."
"Utanmadan hâlâ bize diktatör diyor. Bizim milletimiz diktatörlere bu kadar sevdalı mı ya? Nasıl oluyor da geliyor partimizin peşinde? Bize diktatör diyen o kalemlerin bu koltuğuna gömülenlere söyleyecek bir çift sözü olmadı. İdeallerini, arkadaşlarını satıp CHP’ye oy vereceğini ilan eden gazeteciler acaba CHP’ye hesap soracaklar mı?"
"Burada şu hususun altını özellikle çiziyorum. Aziz milletimiz gezi olaylarının iç yüzünü gördü 17 ve 25 Aralık darbe girişimini gördü. Gerçek niyetini çok iyi anladı. Ancak milletimiz sabretti. Gezi olayları karşısında sabretti. 17 ve 25 Aralık darbe girişimi karşısında sabretti. Adeta dişini sıktı. Allah’a hamdolsun bütün tahriklere rağmen milletimiz sokağa çıkmadı. Saldırılara karşılık vermedi. Oyuna gelmedi, tuzağa düşmedi."
"Önce miting meydanlarında milletimiz gövde gösterisini yaptı. Ardında sandıkta söyleyeceğini çok net söyledi. Bu mesajı CHP alamadı, MHP alamadı, BDP alamadı. En önemlisi halkımız bize paralel yapıyla mücadele talimatını verdi."
"Vatana ihaneti, ajanlık faaliyeti artık tescillenen bu yapının tasfiyesi için millet bize yetki verdi. Tekrar ediyorum, yapılan ihaneti asla unutmayacağız. MİT TIR’larına yapılan saldırıyı, en gizli görüşmeyi yayınlamasını, şahsıma, aileme arkadaşlarıma yapılan saygısızlıkları asla sineye çekmeyeceğiz. Sorumluların hepsi yargı önünde hesap verecekler.
Kendi paralel yargıları önünde değil milletin yargısı önünde hesap verecekler. Hukuk dışı ekonomik faaliyetin tamamını inceleme altına alacağız. Kayıtsız şeklinde toplanan paraların da, haraçların da hesabı tek tek sorulacak."
"Buradan halkımıza çağrı yapıyorum. Bu paralel yapının bu şekilde kayıtsız para toplamasına, samimi duyguları istismar etmesine artık müsamaha göstermeyelim. Elinizdeki bilgileri lütfen bizimle paylaşın diyorum. ve unutmayın namussuzlar kadar namuslular cesur olmadıkça başarıyı elde edemeyiz."
"Tehdit altındaki herkese, kendisine şantaj yapılan herkesin korkmadan, çekinmeden bunların bizimle paylaşmasını istiyoruz. Artık hiç kimsenin endişesi olmasın. Aynı şekilde paralel yapının mensubu olan kardeşlerime de bir kez daha çağrı yapıyorum. Bu yapının ne kadar yalancı, iftiracı olduğunu eminim ki bu kardeşlerim de gördüler. Kardeşlerimin ciddi bir aldatılmış duygusu içinde olduklarını biliyorum. Bu yapı çok ciddi itikadi sorunları ihtiva eden bir yapıdır. Örgüt liderinin bir alim değil, bir hoca değil, bir holding patronu olduğu açıkça görülmüştür. Onların hissiyatını paylaşıyorum. Onlar gibi biz de ihanete uğradık. Tabanı kast ediyorum tavanı değil, bu zor günleri aşacağımıza yürekten inanıyorum.
Yolsuzluklar konusunda hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağımızı tekrar ilan etmek istiyorum. Biz yola çıkarken 3Y ile mücadele dedik. Yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk. AK Parti yolsuzluklarla mücadele kararlılığıyla işbaşına gelmiş 12 yıl boyunca bunu sürdürmüştür. Samimi her iddiayı ciddiye alırız, ciddi her iddianın üzerine kararlılıkla gideriz. Bu konuda da hiç kimsenin endişesi olmasın. Her iftiraya da boyun eğecek değiliz. Bu işi malum ana muhalefetin genel müdürü iyi başarıyor. Hayatı bu tezgâhlarda geçmiş. Biz seni 3,5 yıllık o koalisyon hükümetinle ilgili yapınla iyi biliyoruz."
"Yüce Divan'la sizler yargılandınız. Aklandık diyeceksiniz, bırakın onları. Şimdi yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış diye attığınız adımları görüyoruz. İkiniz de bunu yapıyorsunuz. Bununla milleti aldatacağız zannediyorsunuz. Rahşan affıyla kurtulan bir kişi durumundasınız. Yolsuzluk klasörü önünde poz verdiğin kişiye ne oldu? İstanbul’da tarihi bir tokadı Osmanlı tokadını yediniz.
Şimdi ne yapıyorlar? Arada yaklaşık 700 bin fark var, acaba iptal ettirebilir miyiz? Mantık bu, kafa yapısı bu. Her seferinde bu millet size bu tür adalet tokadını atmaya devam edecek."
"Paralel yapının algı operasyonlarına göz yumacak değiliz. Her iddianın da incelenmesinden kaçınmayacağız. TBMM’nin iddiaları soruşturmasını bizzat iddiaların hedefi olan arkadaşlarımız istedi. Gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacağız. AK Parti genel merkezinde resmi olmayan sonuçlara göre veriler değerlendirildi.
AK Parti 2004 yerel seçimlerinden yüzde 41,7 oranında oy almıştı. 2009’da oy oranımız yüzde 38,4 olarak gerçekleşti. 30 büyükşehir başkanlığı ile 51 ildeki, oy oranımız yüzde 45,5 oldu. Geçerli 45 milyon oyu 20 milyon 540 binini AK Parti aldı. CHP yüzde 27,8 ile 12 milyon 500 bin oy aldı. MHP yüzde 15 ile 6 milyon 871 bin oy aldı. BDP’de yaklaşık 2 milyon oy aldı.
Burada bir noktaya dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Sonuçları hazmedemeyenler, AK Partinin yerel seçimdeki oy oranını genel seçimle karşılaştırmak gibi bir kurnazlık içine giriyorlar. Kalemşörler de bu şekilde rakamları çarpıtabilir. Elma armutla kıyaslanmaz. AK Parti 2009 seçimlerine göre oy oranını 7 puan artırmış, rekor seviyede oy almış, 30 Mart seçimlerinin tartışmasız galibi olmuştur.
CHP ve MHP oylarını topladığınızda AK Parti’nin oylarına yetişemediğini görürsünüz. Yani AK Parti, CHP ve MHP’nin toplamından daha fazla oy oranına ulaşmıştır. AK Parti rakiplerine açık ara fark atmıştır. Bu verilerde seçimin yenilenmesi kararını alan Ağrı’yı dışarda tutuyorum. Türkiye genelinde 1394 belediyenin 823 tanesini AK Parti adayları kazanmıştır. 30 büyükşehirden 18’ini, yani yüzde 60’ını AK Parti kazanmıştır. Geriye kalan 51 ilden 30’unu yine AK Parti almıştır. 919 ilçeden 562’si yani yüzde 61’i yine AK Parti’de."
"Daha neyi konuşuyorsunuz ya? Siz nasıl köşe yazarısınız ya? Siz nasıl yorum yapıyorsunuz ya? Sosyal değerlendirmeden vazgeçtiniz, psikolojiden vazgeçtiniz. Hiç değilse iki kere ikinin dört olduğunu anlayın ya. Ama etmeyecek, bakın yedi ilde, Bayburt, Gümüşhane, Kocaeli, Ordu ve Sakarya’da AK Parti tüm ilçeleri kazandı. Antalya, Artvin, Balıkesir, Gümüşhane, Ordu ve Uşak daha önce bizde değilken 30 Mart’ta AK Parti’yi tercih ettiler. AK Parti 81 vilayetin 48’inde birinci parti. 29’unda ikinci parti, sadece dördünde üçüncü parti olmuştur. Boş yok, her yerde derece var.
Burada en başarılı dört ilimizi de hatırlatmak istiyorum. Rize yüzde 68 oy oranıyla birinci. Konya yüzde 64 oy oranıyla ikinci. Şanlıurfa ve Malatya yüzde 62 oy oranıyla üç ve dördüncü sırayı paylaşıyor. Konya ve Kayseri’ye ses kısıklığım sebebiyle gidememiştim. İlçe bazında en yüksek oy aldığımız ilçelerimizi unutmam mümkün değil. Trabzon Hayrat yüzde 83 oranında AK Parti diyerek en yüksek oy oranına ulaştı. Rize’nin Güneysu ilçesi yüzde 81’le ikinci sırada yer aldı. Konya Karatay, Nevşehir Acıgöl, Karaman Başyayla, Malatya Pütürge AK Parti’ye en çok mührü basan ilçelerimiz oldu."
"AK Parti’nin oy oranları sadece 7 ilde küçük düşüşler kaydetmiş, diğer illerde artmıştır. Hiçbir ilçede yüzde 10’nun altına düşmemiştir. Sadece bir ilde, Tunceli’de yüzde 20’nin altında olmuştur.
Buna karşılık CHP 26 ilde yüzde 5’in altında kalmıştır. Nasıl? Hâl ortada. MHP 16 ilde yüzde 5’in altında kalmıştır. Konuşuyor bugün, milleti kucaklayan diyor. Siz milleti nasıl kucaklıyor ki bu durumundasınız? Zaten el öptürmekten yanına kimse yaklaşamıyor ki. BDP 62 ilde yüzde 5’in altında kaldı. AK Parti kurulduğu günden itibaren sekizinci seçiminde de bir Türkiye partisi olduğunu, tekrar göstermiştir.
"10 gündür CHP’nin Ankara’daki MHP’li adayı hezimeti gölgelemeye çalışıyor. Yenilgiyi hazmetmek gerekir. Çok bağırmakla, hile var diye iftira atmakla, yalan söylemekle seçim kazanılmaz. Hele hele Pensilvanya’nın medyasına, ajanslarına sırtını dayayıp insanları sokağa dökmekle seçim hiç kazanılmaz. Ankara’da hile var dediler, itiraz ettiler. Bazı sandıklar sayıldı, AK Parti’nin oyları daha da arttı.
Şimdi hemen süratle, yapacağımız iş şu. Deneyimli büyükşehir belediye başkanlıklarımızı merkez almak suretiyle yeni büyükşehir belediyelerimiz, diğer il ilçe belde belediyelerimiz ile yeni bir eğitime inşallah onları alacağız.
Bu arada Türkiye ekonomisi 2013’ün tamamında yüzde 4 büyüme kaydetti ve kesin netice milli gelirimiz 820 milyar dolara ulaştı."
"Değerli kardeşlerim; Twitter, Facebook, Youtube gibi uluslararası şirketlerin son derece kuralsız biçimde Türkiye’ye yönelik saldırılarda araç olarak kullanıldığını herkes gördü. Özgürlükleri kısıtlamak gibi bir anlayışın içinde olmadık, olmayız. Niçin okullarda hedefimiz 10 milyonu aşkın iPad dağıtmak? Buna karşı olan bir iktidar bunları yapar mı? Ancak hiç kimsenin özgürlük maskesi altında ırkçılık, ayrımcılık yapmasına, nefret söylemi kullanmasına da kusura bakmayın izin vermeyiz.
Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiren konularda bile bu şirketlerin sorumsuzca hareket ettiğini gördük. ABD ile, İngiltere ile, Rusya ile, Fransa ile nasıl işbirliği yapıyorlarsa bizimle de yapacaklar. Gelecekler vergilerini ödeyecekler, anayasaya, yasalara, kişilik haklarına saygı gösterecek.
Türkiye’nin en acil hukuki sorunlarını gündemine almayanlar, uluslararası şirketler konusunda alelacele karar verebilir. Biz milli güvenliğimizi, kişilik haklarını ve mahremiyeti savunmaya devam edeceğiz. Bireysel başvuruyu getiren iktidar biziz. Siz kalkar, bireysel başvuru değil de bütüncül bir anlam taşıyan, bütüncül bir yasa ya da bir uygulamayı getirme kararı alacak olursanız, tarih sizi affetmez. Siz bununla sadece uluslararası şirketlere, Twitter’a, Facebook’a, Youtube'a hizmet etmiş olursunuz. Adı üzerinde, bireysel başvuru."
"Bu kararı siz bir kişi için verebilirsiniz, ama bütüncül anlamda böyle bir kararı veremezsiniz. Bütün yargı kurumlarını yok farz ederek böyle bir karar veremezsiniz. Bize düşen uymaktı, biz uyduk. Ama saygı duymak zorunda değilim ve duymuyorum. Yasa başkadır, hukuk başkadır. Hakla, hukukla yasayı lütfen birbirine karıştırmayalım. Biz bu yasaya sadece uyuyoruz, burada hukuk ve hak tecelli etmemiştir. Onun da tecelli edeceği gün yakındır.
Türkiye tarihinde ilk kez halkın oylarıyla bir cumhurbaşkanı seçecek. Anamuhalefetin genel müdürüne bak ya. 'Biz sivil cumhurbaşkanı istiyoruz' diyor. Allah Allah… Sivil cumhurbaşkanı. Şu anda siyasi partilerin milletvekillerinin teklifiyle cumhurbaşkanı adaylığı olunabiliyor mu? Olunabiliyor. Bu iş bitmiştir. Bunun kim olacağı noktasında kararı sen veremezsin."
© Tüm hakları saklıdır.