Gündem

Erdoğan: ABD ile ilişkileri baltalamak isteyenlerin planları boşa çıkarıldı

"Başkan Trump da ilişkileri ilerletip kuvvetlendirmek istiyor"

07 Şubat 2019 19:00

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-ABD ilişkilerine ilişkin "ABD ile ilişkileri baltalamak isteyenlerin planları boşa çıkarıldı" açıklamasında bulundu. ABD Başkanı Donald Trump'ın da ikili ilişkileri geliştirmek istediğini kaydeden Erdoğan, ABD'ye çelik ithalatında uygulanan arttırılmış vergiler kaldırma çağrısında bulundu. 

Terörle mücadele konusuna da değinen Erdoğan, "Bazı kesimler baştan beri ülkemiz hakkında kara propaganda yapıyor. Türkiye'nin PKK-PYD-YPG terör örgütleriyle mücadelesini Kürtlere karşı olan bir mücadeleymiş gibi takdim etmeye çalışıyorlar. Bizim Kürtlerle hiçbir zaman herhangi bir sıkıntımız olmadı ki. Bugün benim partimin bu bölgelerde ciddi sayıda milletvekilleri var" dedi.

Amerikan Türk Konseyi'nin ziyaretinde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Trump'ın özellikle Suriye bağlamında aldığı son inisiyatif Türk-Amerikan ilişkilerini baltalamaya çalışanların planlarını boşa çıkarmıştır.

İlişkilerimizde zaman zaman görüş ayrılıklara dayalı iniş çıkışlar yaşasak da ortaklığımız pek çok zorluğun üstesinden gelmiştir. İkili ilişkilerimizde önümüze bakmak ve olumlu gündeme odaklanmak istiyoruz. Başkan Trump da bu konuda benimle aynı kanaati paylaşıyor. Ortak temelde ilişkileri kuvvetlenmeyi arzu ediyor. 5 Şubat'ta da Türkiye-ABD çalışma grubu toplantıları Washington'da yapıldı. Suriye'de bölgede terör örgütlerinin istismar edeceği bir otorite boşluğu oluşturmaması son derece önemlidir. Türkiye, ABD'nin çekileceği alanlarda terörle mücadele sorumluluğunu devralmaya hazırdır. Bunu sayın Başkana 'DEAŞ'la mücadelede herhangi bir sorun varsa bunu terör örgütleriyle ortadan kaldırmayı düşünüyorsanız sıkıntılar yaşarsınız. Biz DEAŞ'ı burada sıfırlarız. Yok ederiz. El Bab'da 3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik. Stratejik ortağımızın terör örgütleriyle böyle bir işe girmesini doğru bulmuyoruz". Bunu kendilerine söyledim. Bu YPG-PYD ile yürütüldü. Bunun faturasının yıllar sonra ortaya çıkacağını ben de tahmin ediyorum.

Cerablus'tan Afrin'e kadar farklı dinde, farklı inançta yaşayan insanlar huzur içinde. Türkiye olarak biz hepsine gönlümüzü açtık. Kobani hareketinde 300 bin Kobanili oradan Türkiye'ye göçtü. Biz bunları derdest etmedik. Bize sığınıyorsa biz bunları buradan derdest edemeyiz. Bize tarih bunu öğretti, medeniyetimiz bunu öğretti. Bunun yanında sağlık, eğitim, ticaret, güvenlik, tarıma kadar buradaki kardeşlerimiz şu anda hiçbir sıkıntıyla karşılaşmıyor. Sayın Trump'un özellikle bize 30-32 kilometrede terörle mücadele konusunda ortaya koyduğu plan, bizim de buna yönelik olumlu yaklaşımımız bir şeyin ifadesidir. O ifade edilen sınır veya bölge bir terör koridoruydu. Biz tabii ki bu terör koridorunda bize yapılacak herhangi bir saldırıya karşı her türlü tedbiri almak zorundaydık ve alıyoruz. Başta DEAŞ olmak üzere ülkemize, bölgemize ve dünyaya tehdit oluşturan tüm terör örgütleriyle mücadeleye kararlıyız.

"Türkiye'nin ne Suriye ne de Irak Kürtleriyle bir sorunu olmamıştır"

ABD'nin de aynı kanaati paylaştığını düşünüyorum. DEAŞ terör örgütünün bir başka terör örgütüyle ikame etmeye çalışan eski yönetim bakiyesi bazı kesimler baştan beri ülkemiz hakkında kara propaganda yapıyor. Türkiye'nin PKK-PYD-YPG ile mücadelesini Kürtler'le mücadeleymiş gibi göstermeye çalışıyor. Bugüne kadar benim partimde ve kabinemde Kürt bakan arkadaşlarım olmuştur. Bu bizim dinimizin de gereğidir. Öyle bir ayrımcılık yapamayız, yapamazsınız. Aslolan insan, ehliyet, liyakattir. Biz adımımızı buna göre atarız. Bizde ne Arap'ın beyaza ne beyazın Araba üstünlüğü yoktur. Bütün iftira kampanyaları maalesef sayın Trump'un kararının akabinde çok yoğunluk kazandı. Türkiye'nin ne Suriye ne de Irak Kürtleriyle bir sorunu olmamıştır. Onlara sahip çıkan ülke Türkiye olmuştur.

Bu dönemde Irak'tan ülkemize sığınan Kürtler, Ezidiler var. Bunlara da kapımızı açtık. Bizim medeniyetimizin gereği de bu. Şu anda DEAŞ saldırılarından hem de PKK, PYD zulmünden kaçan Kürt kardeşlerimiz sadece ve sadece Türkiye'ye sığındılar. PYD-YPG'nin PKK terör örgütünün bir kolu olduğu en güncel ABD istihbarat raporlarında kayda geçmiştir. Bu eli kanlı terör örgütü çocukları bile silahlandırıp cepheye sürülmüştür. Terör örgütünü yerel halkla özdeşleştirmek Kürt kardeşlerimize yapılacak en büyük hakarettir. Bu katil sürülerine arka çıkılması, destek verilmesi, silah ve mühimmata boğulmasını anlamak mümkün değildir. Son dönemlerde 23 bin TIR ve kamyon Suriye'nin kuzeyindeki bu bölgede malum terör örgütüne bunlar getirilmiştir. Mühimmat, araç, gereç, silah vs. vardır. Bunlar kime geliyor? YPG'ye, PKK'ya geliyor.  Yakalandıkları zaman bir bakıyoruz ki Amerika'nın silahları. Bunları terör örgütü olarak hala Amerika kabul edemedi.

Güvenli bölge açıklaması

Dost acı söyler ama gerçeği söyler. ABD'li dostlarımızın bu gerçekleri kamuoyuna anlatmalarını rica ediyorum. Sayın Obama döneminde ben güvenli bölge ifadesini devamlı kullanmışımdır. Doğru söylüyorsun, yapalım denmiştir ama bu adım atılmamıştır. Bakıyorum ki, sayın Trump da, güvenli bölgeyi, tampon bölgeyi kullanmaya başladı. Tamam, atalım adımları, isabetli de olur. Eğer insani bir yaklaşım düşünüyorsak bu mültecilere kapılar açalım diyorsak gelin bu güvenli bölgelerde bunlara konteyner kentler oluşturalım. Bu kadar silah, mühimmat, bunları yapacağımıza bunlara bu tür imkanları sağlayalım. Kimler buralarda destek vereceklerse desteklerini verdi. Sayın Merkel bana çok ciddi rakamlardan bahsetti, verebilirim dedi. Bunca mülteciyi kendi topraklarımda ağırlamaktansa bu mülteciler bu konutlarda yaşasınlar dedi. Suudi Arabistan veliaht prensi de söylemişti ama şu ana kadar bir şey yok. AB verdiği sözü yerine getiremez.

AB'den 1 milyar 750 milyon Avro geldi. Bizim kasamıza değil. Mülteci sorununa kökten çözüm sunan bu teklifimize müspet cevap alamadık. Biz müttefiklerimizden lojistik desteği alıp yönetecek her türlü imkana sahibiz. Afrin, El Bab'da okulları onarıyoruz, hastaneler kuruyoruz. Çocuklar için her türlü sosyal etkinlikleri hızlandırıyoruz. Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden bir diğer terör örgütü daha var FETÖ. Bu örgüt sadece içinde bulunduğumuz şu külliye etrafında 29 vatand aşımız şehit edilmiştir. Parlamentomuz bombalanmıştır. Aynı şekilde güvenlik birimimiz bombalanmış ve orada da 36 şehidimiz şehit olmuştur. FETÖ elebaşının Pensilvanya'da hiçbir şey olmamış gibi yaşamına devam etmesi milletimizi, şehit ailelerini yaralıyor. FETÖ'nün pek çok kirli işlere bulaştığını biliyoruz. ABD'deki okullarından gelir elde ettiklerini biliyoruz. ABD makamlarının gerekli adımları bir an önce artık atmalarını bekliyoruz. Biz NATO'da ortağız, stratejik müttefiğiz.

Son dönemlerde ABD'nin güvenlik birimlerinin FETÖ'ye karşı adım attığını ve bundan da memnuniyet duyuyoruz. Türkiye tüm olumsuz şartlara rağmen bölgesinde bir istikrar adası olmaya devam ediyor. Türkiye bugün GSMH bakımından en büyük 13., Avrupa'nın en büyük 5. ekonomisidir. Ülkemizi her açıdan cazip hale getiriyoruz. Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacminin 20 milyar dolar seviyesinde seyretmesini tabii ki kabul edemeyiz. Bu iki ülke potansiyelin son derece altında bir rakamdır. Bu hususu sayın Trump'ın da önüne getirmiştim. Sayın Başkan bana ticaret hacmimizi 75 milyar dolara çıkarmayı teklif etti. Bunu başarmamamız için hiçbir sebep yok. Türkiye turizm açısından da çok ciddi bir potansiyel barındırıyor. İç ve dış turist almada 40 milyon  dışarıdan, 6 milyon da bizim kendi vatandaşlarımız olmak üzere 46 milyon turist çektik. ABD'den gelen ziyaretçi sayısı yeniden 450 bine ulaştı.

"Çelik ihracatımıza konulan iki kat arttırılmış vergiler kaldırılmalıdır"

Öncelikle yalnızca ülkemize yönelik olarak uygulamaya konulan çelik ihracatımıza dair iki kat arttırılmış gümrük vergilerin kaldırılmasını istiyoruz. Dünya Ticaret Örgütü Türkiye'yi haklı buldu. İki ülke arasında gelişmelerin karşılıklı ticaret ve yatırımları olumsuz etkilememesi için elimizden geleni yapıyoruz. İş konuları ile siyasi meseleler birbiriyle karıştırılmamalıdır. İhracatta önemli bir ivme yakaladık. 36 milyar dolar ihracata sahipken şu anda geldiğimiz nokta 168 milyar doları aşmış vaziyette. Özellikle yurdumuzda yatırım yapanlara büyük önem veriyoruz. Biz daha fazla Amerikan firmasının ülkemizde yatırım yapmasını, uluslararası teşvik bağlamında sağladığımız kolaylıklardan daha fazla faydalanmasını istiyorum. Birlikte yatırımlara girmemizi çok önemsiyorum. Türkiye'ye pazar olarak bakmaya devam etmek anlayışı, onu müttefiklik anlayışına doğrusu yakıştıramıyorum. Gelin ortak yatırımlar yapalım. 82 milyonu aşmış bir Türkiye, beyin gücü güçlü bir Türkiye var. Özellikle de savunma sanayiinde, uzay çalışmalarına yönelik ortak çalışmalarımız çok çok isabetli olacaktır diye düşünüyorum.

Cumhurbaşkanı olarak Türkiye'de daha çok yatırım yapılması için desteklerimizi esirgemedik, yeni yönetim sisteminde asla esirgemem. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimiz başta olmak üzere tüm kurumlarımız sizlere gereken desteği vermeye hazırdır. Her zaman Yatırım Ofisimize başvurabilirsiniz.

.