Politika

Erdoğan: AB Parlamentosu'nun bizlerle ilgili kararlarını tanımıyorum

Erdoğan: AP'nin bizlerle ilgili kararı ben tanımıyorum. Bu kararı alanlar önce Yunanistan'a baksınlar

13 Haziran 2013 15:32

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AKP belde belediye başkanları toplantısında konuştu. Toplantıda sert mesajlar veren Erdoğan "Avrupa Parlamentosu'nun bizim hakkımızda alacağı kararı tanımıyorum" dedi. Erdoğan, ayrıca "masum" eylemcilerden Gezi Parkı'nı boşaltmasını isteyerek "Bizi aşırı uçlardaki eylemcilerle karşı karşıya bırakın, biz onların hakkından gelmesini biliriz" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları

12 Kasım 2012'de çıkardığımız yasa ile 14 ilimizi Büyükşehir Belediyesi statüsüne kavuşturduk. Böylelikle 30 Büyükşehirimiz oldu.

AK Partili bin 627 belediye bulunuyor. Bizim yeni yasa ile dönüştürdüğümüz belediyelerin yüzde 57'si AK Partili. O yüzden asla partizanlık yapmadık. Yapsaydık zaten çalışmayı bu yönde gerçekletirmezdik.

KÖYDES ile köylere hiçbir zaman olmayan bir desteği sunduk. BELDES ile belediyelere ekstra bir desteği yine biz ulaştırdık.

Tunceli'den biz milletvekili çıkaramadık ama oraya gittiğinizde yaptığımız üniversiteleri, yolları, hastaneleri görürsünüz. Ama Tunceli'den en fazla oy alan CHP, oraya bizim kadar hizmet götürmemiştir.

Hakkari aynı şekilde. Hiç milletvekilimiz olmamasına rağmen, hastanelerine, yollarına, okullarına ve inşallah havalimanı da açılınca işte bu yatırımları görürsünüz.

Antalya bize oy versin veya vermesin Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını bizim dönemimizde almıştır.

"Biz bölgesel milliyetçilik yapmayacağız" dedik. 81 ilin tamamı bizim nazarımızda birdir, kardeştir, vatandır. 2001 yılında "bölgesel milliyetçiliği ayaklarımızın altına alacağız" dedik. O günden bugüne biz bu anlayış ile geldik.

Biz dinsel bölücülük de yapmıyacağız. Müslüman, Hristiyan, Sünni, alevi gibi bir ayrım yapmayacağız. Ancak muhalefet bu ülkede mezhebi bir kaşıma gayreti içerisinde. Bu da Reyhanlı'daki saldırıda gayet net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu işi sabırla takip ediyoruz.

Bu birliğimizi, kardeşliğimizi kimseye bozdurmayacağız. Biz bu söylemleri slogan için kullanmayacağız, içini doldurmaya çalışacağız.

Ben karşınızda İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanlığını yapmış biri olarak duruyorum. Sizin derdinizi en iyi ben anlarım. Kılıçdaroğlu mu anlar, Bahçeli mi anlar? Onların eline 5 tane koyun ver kaybeder geri gelirler. CHP'ye, MHP'ye ve BDP'ye oy verenler benim kardeşimdir.

AK Parti kurulurken 3 dönem kuralını koymuştur. Hangi partide var bu? 30 yaş olan seçilme yaşını biz 25 yaşına indirdik. Talimat verdim bunu 18 yaşına indiremeye yönelik bu çalışma devam ediyor. Şimdi muhalefet diyor ki "çoluk çoçuğa mı bırakacağız ülkeyi?"

Gençliğine güvenerek parlamento yolunu açan tek parti biziz. Bizim önümüzde bir örnek var bir karanlık çağı kapatıp aydınlık bir çağı başlatan Fatih var.

Taksim’de başlayıp ülke genelinde devam eden gösteriler, sizleri de halkımızı da ciddi şekilde rahatsız ediyor. İbretlik ve anlamı bir sükut içinde, sessiz yığınlar sabırla gelişmeleri takip ettiler. Yarın partimizin genişletilmiş il başkanları toplantısında, Türkiye’de nasıl bir oyun oynanmak istendiğini milletimizle paylaşacağız. Ardından Ankara Sincan’da cumartesi günü, Pazar günü İstanbul’da 18:00’de Kazlıçeşme’de miting yapacağız. Bu mitingler bir kitlenin karşısına başka bir kitle çıkarmayı amaçlamıyor. Bunu düşünecek olsak aynı mahalde bunu yaparız. Ama hukukun bize belirlediği yer neresiyse orada yapıyoruz. Bu mitingler sessiz yığınların sesini, hem Türkiye’ye hem de dünyaya duyurmayı amaçlıyor.

Sanki bütün Türkiye yanıyor, yıkılıyor. Belli yerlerde lokal olarak bunlar yapıldı. Burdan çıkıp alt geçitlerdeki canım canım seramiklerin nasıl kırıldığını görürsünüz. Kim kırdı bunları? Çevreciler mi? Otobüsleri kimler yaktı yıktı? Benim sivil vatandaşımın, iki yüz kadar aracını kimler yaktı yıktı? Bunları dürüst anlatmak görevimiz değil mi?

Dün Avrupa Birliği Parlamentosunda birileri çıkıp birşeyler söylemişler. İlgili bakanlarım da gerekli görüşmeleri yaparlar. AB Parlamentosu’nun bizlerle ilgili kararı ben tanımıyorum. Bu kararı alanlar önce Yunanistan'a baksınlar. Yunanistan'da halkla polis karşı karşıya geldiğinde AB yetkilileri neredeydi. 100 milyar Euro'yu aşkın para desteği verdiler. Onlar halbuki gösterilerini açız diye, işsiziz diye yaptı. Peki ya İngiltere. G-8 Zirvesi'nde, 30'u aşkın gösterici gözaltına alındı, yerlerde sürüklendi. Türkiye'deki bu görüntülere yandaş olan medya bile bu gösterileri göstermedi. Avrupa Parlamentosu AB üyesi İngiltere'ye neden böyle bir şey söylemedi. Biz üye değil, müzakereciyiz. Sen kim oluyorsun da benimle ilgili böyle konuşabiliyorsun. Genişlemeden sorumlu bir adamları var, karşımda en ufak bir anti tez sunamıyor. Sonra çıkıyor dışarı tweet atıyor. Öbür tarafta sosyal demokrat bir tanesi, 15 gün önce ana muhalefeti eleştiriyor. 15 gün sonra da kalkıp beni eleştiriyor.

Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nda düzenlenen "Türkiye'deki durum" başlıklı oturumda Gezi Parkı protestoları ve sonrasında yaşanan olaylar tartışıldı. Açılışını Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Catherine Ashton'ın yaptığı oturumda AP'deki siyasi gruplar olaylarla ilgili görüşlerini bildirdi.

Oturumun başlarında söz alan AP Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bu Erdoğan değişmez" sözlerine sert bir yanıt verdi. Swoboda, "Bu bir tehdittir" dedi.

"Sayın Erdoğan, Türkiye'yi AB değerlerinden uzaklaştırmak istemiyorsa değişmeli" diye konuşan Swoboda şunları söyledi:

"Başbakan'ın derin devlet yapılarıyla mücadelesinin takdir edilmesi gerekiyor. Ama gösterilerde hem üniformalı polisler hem de sivil polisleri görüyoruz. Demek derin devlet hâlâ burada ve derin devleti kendi kullanıyor. Bu kadar çok gazeteci hapisteyse, bunun demokrasiyle bir ilgisi yoktur. Erdoğan Arap dünyası için rol-model olmak istiyorsa, değişmek zorundadır. Bu haliyle, Türkiye'nin Avrupa'da yeri yok."

Oturumda konuşan Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle, "Türkiye'nin adaylık sürecinde kritik bir dönemdeyiz. Demokrasi seçimlerle sınırlı değildir. Geçen hafta Taksim'e gittiğimde gördüğüm insanlar çapulcu değildi" dedi.


Gezi Parkı'nı şu an sidik götürüyor. Afedersiniz büyük abdestini oraya yapanlar da var. Biz bunların hepsini tespit ettik. Polisimiz oralarda görevini yapacaktır. Sevgili kardeşlerim, bir Başbakan olarak söylüyorum, herkesin hukuk kurallarına uygun olarak hareket etme mecburiyeti var. Biber gazını güvenlik güçleri kullanabilir mi? Evet kullanılır. Bizim 600'ü aşkın polisimiz yaralandı. Şu an hastanede yatanlar var. Bunları niye konuşmuyorsunuz? Polis sorgulanacak da yakıp yıkanlar sorgulanmayacak mı? Gözaltına alınanlar bırakılsın diyorlar. Emriniz olur, hemen bırakacağız. Ben yargıdan da üzerine düşeni yapmasını bekliyorum. Bu mesajın nereye gittiği bellidir. Çünkü molotof kokteyli kullanmak suçtur, yakıp yıkmak suçtur. Orada bulunan 600 ağaçtan 70-80 tanesi sökülecek. Topçu Kışlası da şehir müzesi olacak. Bundan İstanbul kazanacak, çevre kazanacak.

Seka Fabrikası'nı yıkacağız dediğimizde kim karşı çıktı? CHP karşı çıktı. Dedik ki biz burayı park yapacağız, çalışanları da mağdur etmeyeceğiz. Günlerce haftalarca eylem yaptılar. Şimdi orada dev bir park ve müze var. Şimdi kim daha dürüst? Oralar, yem yeşil alanlar tamamiyle halka arz edilmiş durumda. Bunu yapan AK Parti iktidarı, belediyesidir. Biz halkımızın hakkını gasp etmeye müsade etmeyiz. Bazı şeyleri bilin, Hilton'un yanındaki yeşil alan var. Hilton'un sahipleri, bu yeşil alanı kendilerine katmak istediler. Belediye başkanım beni haberdar etti. Sakın dedim, kesinlikle buna müsade etmeyeceksin. Şu an ki binasına ne yaparsa yapsın, o yeşil alana dokundurtmayız.

Bizim fidan dikeceğiz dediğimiz lafları alıp hesap yapan muhalefet partililer de var.

Benim belediye başkanıma diyorlar ki, siz zorla işçileri dışarı döktünüz. Yahu zaten pazar günü tatil. Hür iradesiyle oraya gelen bir işçiye kim kazanabilir. Bizi buraya getiren millettir, dur derse otururuz. Milletten başka kimsenin dayatmasına kulak asmayız.

Sizler samimi olarak talebinizi ortaya koydunuz. Artık lütfen çevre ile ilgili bu samimiyetin dışında orada illegal örgütlerin uzantıları var. Samimiyetsiz olanlar var. Bunların oyunlarına gelmeyin, işgale aracı olmayın. Siz oradan çekilin ve bizi o illegal örgütlerle karşı karşıya bırakın. Onların hakkından biz geliriz. Çünkü bu Gezi Parkı tüm İstanbullularındır. Milletindir, turistlerindir. Biz artık sabrımızı devam ettirdik ama artık sabrın sonuna geldik. Bu uyarımı son bir defa daha yapıyorum. Anneler, babalar lütfen çocuklarınıza sahip çıkın. Bu yavrular artık oradan çekilsinler. İstanbul halkı ne karar verirse ona uyarız. Gezi Parkı işgal güçlerinin değil, tüm milletindir.