Gündem

Erdoğan 15 Temmuz'u The Guardian'a yazdı

Erdoğan makalesinde bazı Batılı ülkeleri 'ikiyüzlü' davranmakla suçladı

15 Temmuz 2017 14:22

15 Temmuz askeri darbe girişiminin birinci yıldönümünde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan The Guardian'a makale yazdı. Erdoğan makalesinde bazı Batılı ülkeleri 'ikiyüzlü' davranmakla suçladı.

Erdoğan'ın The Guardian'a yazdığı yazı şöyle:

“Bugün, Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yıldönümü. Milyonlarca Türk vatandaşı bundan tam bir yıl önce, ülkemizin anayasasını askıya almaya çalışan, masum sivillere ateş eden ve meclisi bombalayan darbecilere karşı birleşik bir cephe oluşturmak için siyasi, kültürel ve etnik farklılıklarını bir kenara bıraktı. Türkiye halkı hep birlikte, silahlı bir grubun kendilerini demokrasi, özgürlük ve yaşam biçimlerinden mahrum bırakmasına izin vermeyi reddetti.

Bu saldırı püskürtülürken, 250 kişi hayatını kaybetti ve 2 bin 193 kişi yaralandı. Hükümetimin Fethullah Gülen ve destekçilerini (kanıtlar, başarısız darbenin arkasında onların olduğuna işaret ediyor) adalet önüne çıkarma girişimleri sadece Türkiye değil, her yerdeki demokrasi için önemli.

1960-1997 arasında, Türkiye’de en az dört seçilmiş hükümet ordu tarafından devrildi. Seçilmiş siyasetçiler on yıllar boyu kendilerini özgürleştiremedi. Ülke, seçilmiş siyasetçilerinin geçmişte gördüğü kötü muameleden hâlâ tam olarak iyileşebilmiş değil. Daha da kötüsü, askeri darbeler Türkiye halkının hükümet kurumlarına duyduğu güveni ciddi biçimde zayıflatmış durumda.

 

"Diktatörlere karşı ilham kaynağı"

 

Benim lideri olduğum adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiği 2002’den bu yana, seçilmiş siyasetçileri ordu içindeki belirli grupların zararına olacak şekilde güçlendirecek reformlar yaptı. Bu yolla, Türk halkının kamu kurumlarına güvenini yeniden tesis edebildik. 15 Temmuz’da silahlarını masum sivillere doğrultanlar, siyaset, ekonomi, sağlık, adalet, dış politika ve temel haklar alanında 10 yıldır sağlanan ilerlemenin ördüğü bir duvara tosladı. Halk ile hükümetleri arasındaki bu bağ, demokrasimizin direncinin nihai ölçütü ve hayatta kalmasının en güçlü garantisidir.

Darbenin püskürtülmesi demokrasi tarihi açısından bir dönüm noktasıydı; diktatörlerin yönetimlerinde yaşayan bütün halklar için de bir umut ve ilham kaynağı olacaktır. Ne yazık ki Türkiye’nin müttefikleri, özellikle de Batı’daki dostlarımız,yaşananların önemini tam olarak kavrayamadı. Vatandaşlarımla dayanışma beyan etmek yerine, bir dizi Batılı hükümet ve kurum krizin nasıl sonuçlanacağını bekleyip görmeyi seçti. Onların ikiyüzlülüğü ve çifte standardı, özgürlüklerini savunmak için her şeyi riske atan Türk halkını derinden rahatsız etti.

Türkiye’nin ABD’de yaşayan bir Türk vatandaşı olan Gülen’e bağlı kamu çalışanlarını tespit edip görevden alma çabalarının bu aynı gruplar tarafından eleştirilmesi, Batı’nın ülkemdeki demokrasi ve güvenliğe dair bağlılığı hakkında soru işaretleri yaratmaktadır. Dahası, Gülen’in lideri olduğu FETÖ’nün onlarca üst düzey liderine, ülkemizin sözümona dostları ve müttefikleri tarafından sığınma hakkı tanındı. Türkiye’nin dostluğuna, hem ikili ilişkilere hem temel değerlere aykırı olarak bu şekilde ihanet edilmesinin üzeri kapatılmaz. Bugün Batılı liderler teröristlerle dayanışma içine girmek ile Türk halkının desteğini yeniden kazanmak gibi bir tercihle karşı karşıya.

 

"OHAL eleştirilerini anlamak mümkün değil"

 

Türkiye’ye, kısmen daha küçük ulusal güvenlik tehditleriyle karşı karşıya olan ülkelerin aynısını yaptığı bir dönemde, olağanüstü hal ilan ettiği için yöneltilen eleştirileri anlamak da mümkün değil. PKK yıllar içinde yaklaşık 50 bin kişinin ölümüne sebep oldu.

FETÖ gibi, üyeleri onyıllar boyu Türkiye’nin kamu kurumlarına sızmış ve buralarda yükselmiş, son derece gizli bir örgütle mücadele etmek kolay değil. Şimdi de, video görüntüleri dahil kendilerine yönelik somut kanıt bulunmasına rağmen yargı süreçlerini yavaşlatmaya çalışıyorlar.

Adalete bağlılığımız sürüyor. Türkiye, ihraç kararlarına karşı dava açan eski kamu görevlilerinin davalarını gözden geçirmek için bağımsız komisyonlar kurdu. Amacımız, ülkemizin gelecek saldırılara karşı direncini inşsa ederken, suçlular hakkında tam kapsamlı yasal işlem yapmak.”

Makalenin orjinalini okumak için tıklayın