Tarhan Erdem - Radikal gazetesi (15 Aralık 2011)
.Cumhurbaşkanı seçiminin ne zaman yapılacağı, hukuka uygun veya hukuk dışı olacak ama yakında anlaşılacak. Önce açık kanımı yazayım: Cumhurbaşkanı seçimi Haziran-Ağustos 2012’de yapılmalıdır.
Gerekçesi çok tekrarlandı, yine hatırlatayım: Haziran 2007’de Meclis’te ve 21 Ekim 2007’de halkoylamasında kabul edilen anayasanın iki temel hükmü vardır. Biri, cumhurbaşkanı seçiminin beş yılda bir halk tarafından seçilmesi; ikincisi de TBMM seçimlerinin dört yılda bir yapılması.
Bu anayasa değişikliği 31 Mayıs 2007’de Meclis’te kabul edildiği gün, bugünkü Meclis’te, bugünkü Cumhurbaşkanımız da henüz seçilmemişlerdi. Kanun halkoylamasında kabul edildiğinde de Cumhurbaşkanımız ve Meclis bakımından bir fark yoktu; ikisi de seçilmiş, görevlerinin başındaydı.
Halkoylamasından sonra cumhurbaşkanı ve TBMM seçimlerinin farklı kanunla belirleneceği de iddia edilmedi.
Şimdi söylenen, cumhurbaşkanının 7 yıl için seçilmiş olduğudur. Bunu söyleyenler Meclis’in dört yıl için seçildiğini mi söylemek istiyorlar? Hayır, 2007’de Meclis’in beş yıl için seçildiği ayan beyan ortadadır.
Bu yılın başlarında, 3 Mart 2011’de, ‘TBMM genel seçimlerinin yenilenmesine ve seçimin 12 Haziran günü yapılmasına’ karar verilirken, hiçbir partiden hiçbir kimse kürsüye çıkıp “Biz 5 yıl için seçildik, niçin beş yılı beklemiyoruz” demedi; çünkü diyemezdi!
Bozdağ görüşünü niye belli etmemişti
Sayın Bekir Bozdağ dün “Benim şahsi görüşüm, Cumhurbaşkanımızın görev süresinin 7 yıl olduğu yönünde” dedi. Dokuz ay önce, bütün partilerin imzaladığı, ‘TBMM genel seçimlerinin yenilenmesi’ önergesinin görüşmeleri sırasında, iki grup başkanvekili, bir genel başkan yardımcısı ve başbakan yardımcısı olmak üzere AK Parti’den dört milletvekili konuştu. Bunlar arasında şimdiki Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve o zamanki başbakan yardımcısı Cemil Çiçek, seçim işlerinden sorumlu Haluk İpek vardı. O gün söyledikleri arasında cumhurbaşkanı seçimiyle Meclis seçiminin farklı olduğu ya da o gün milletvekili seçimlerinin ‘yenilenme’ yerine ‘öne alınmakta’ olduğuna dair herhangi bir işaret yoktu. Tam tersi söyleniyordu; halkın isteği doğrultusunda, beş yıl için seçilmiş Meclis dört yıl dolmadan da seçime gidiyordu; 7 yıl için seçilmiş cumhurbaşkanı için de beş yıl dolunca seçim yapılacaktı.
Sayın Bozdağ dün ifade ettiği görüşünü o gün niçin belirtmemişti? Anayasa değişikliği birinci maddedeki ‘dört yıl’ ile, ikinci maddedeki ‘beş yıl’ kuralının Meclis ve cumhurbaşkanı için farklı uygulanacağına dair bir tereddüt olsaydı Meclis yenileme kararı verilirken görüşmelerde açıkça belirtilir, bir yerlere yazılırdı.
Amaç, Erdoğan’ı seçmek
Şimdi niçin 2014 tarihi veriliyor? Mızrak çuvala sığmaz; anayasayı değiştirip Sayın Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçmek için!
Bu görüş uygulamaya konulursa hile-i şeriye yapılmış olur. Yani hukuka karşı hile! Seçim işleri hukuksal zorlamaya gelmez; seçim mühendisliği dedikleri de boş şeylerdir. Doğru yol akıl yoludur, ülke yararına göre hesap yapmaktır.
Doğru yol içinde düşündüğümde ben şu sonuçlara varıyorum:
1 - 2014’e kadar ülkeyi başkanlık rejimine taşıyan bir anayasa yapılamaz.
2 - İktidar zorlarsa çıkan sıkıntılar, ülkeyi umut edilen kazançlardan daha büyük zararlarla karşılaştırır.
3 -Bu sıkıntılar içinde yola devam edilir ve anayasa çıkarılırsa istenilen insan başkan seçilemez!
Asıl düşünmesi gerekenlerin, benim yazdıklarımı kulak arkasına atacaklarını, çoğunun da okumayacağını biliyorum. Siyasal hayatta böyle yollara girenler dar geçitle karşılaşıncaya kadar, söylenenleri dinlemezler; dinledikleri kadarına inanmazlar; ama yazmasan da olmaz!