Fırat Bora Taş*
Yılın ilk TÜFE verisi beklentileri aşarak çift haneye yaklaşırken, enflasyonist baskılar ÜFE'de çok daha belirgin şekilde gözleniyor.
Aylık bazda yüzde 3,98 artan ÜFE'de yıllık artış hızı yüzde 13,69'a ulaştı. 2016 yılının eylül ayında yüzde 1,78'e kadar gerileyen ÜFE'nin o tarihten sonra güçlü bir ivme yakaladığı görülüyor.
Detaylara bakıldığında kur geçişkenliğiyle üretici cephesinde artan maliyet baskısı açıkça göz önünde. Artış oranlarında ise iki sektör yıllık bazda yüzde 100'e yaklaşan fiyat artışıyla dikkat çekiyor.
Ocak ayında ham petrol ve doğal gaz sektörünün yaşadığı fiyat artışı yüzde 29,26. Artış bir önceki yılın aynı dönemine yüzde 84,24'ü buluyor. Bu oranlar kok ve rafine petrol sektöründe ise yüzde 12 ve yüzde 92,90.
Aynı dönemde brent yüzde 2,5 geriliyor. TL'nin dolar karşısında yaşadığı değer kaybı ise yüzde 6,9.
Fiyat artışındaki kırılma neden kaynaklandı?
Fiyat artışının ham madde maliyeti ve kur çarpanından çok daha yüksek olması sektördeki fiyat gelişmeleri sorgulatırken enerji piyasası analistleri ÜFE'de en çok artışı kaydeden bu iki sektördeki etkinin kurdaki yükselişin yanı sıra kendi iç dinamiklerinden kaynaklandığını belirtiyor.
BusinessHT'ye konuşan analistler "Petrol üretiminde fiyatlamanın iki ana belirleyicisi crack spread ve rafineri marjlarıdır." diyor. İşlenmiş ürünlerle aradaki farkın arz-talep dinamikleriyle şekillenen bu rasyolarla hızla değiştiğine dikkat çeken analistler Ocak ayında hem crack spread hem de Türkiye için Akdeniz çanağı rafineri marjlarının ürün fiyatlarını destekleyici bir seyir izlediğini belirtiyor.
Bir önceki yıla göre yüzde 100'e yaklaşan artış oranında ise petrol fiyatının benzer şekilde artışına dikkat çekiliyor. 2016 Ocak ayında 27,08 dolara kadar gerileyen Brent petrolün varili 2017 Ocak'ta 58,35 dolara ulaştı. Kok ve rafine petrol ürünlerinde ise kur etkisinin daha belirgin yaşandığı ifade ediliyor ki bu sektörde yıllık fiyat artışı 8 baz puan daha yüksek.
Ham petrol ve doğal gaz üreticilerinin ÜFE'deki ağırlığı yüzde 0,30. Kok ve rafine petrol ürünlerinin ağırlığı yüzde 2,62. Düşük ağırlığa sahip bu iki faktör daha çok kendi dinamikleriyle hareket etse de enflasyon görünümünde kur geçişkenliği yadsınamayacak durumda.
Kur Geçişkenliği ÜFE'de çok daha belirgin
Ekonomistler özellikle Ocak ayında belirginleşen kur geçişkenliği etkisinin üretici maliyetlerinde önemli boyutta baskıya neden olduğuna dikkat çekiyor.
HSBC Portföy Yönetimi Stratejisti İbrahim Aksoy, Ocak’ta yurtiçi üretici fiyatlarında görülen yüzde 4 artışın TÜFE tarafında bozulmanın önümüzdeki aylarda devam etmesine neden olabilecek faktörler arasında sıralıyor.
"Yıllık enflasyonun Mart’ta yüzde 10,5 Nisan’da ise yüzde 11 seviyesine çıkabileceğini tahmin ediyoruz." diyen Aksoy, "Döviz kuru kaynaklı artan maliyetler dışında, enflasyon beklentilerinde yükselişle fiyatlama davranışında görülen bozulma da devrede görünüyor. Lirada son aylarda görülen yükselişin fiyatlara yansımaya devam edecek olması, yüzde 3.3’ten yüzde 6,4’e yükselen yıllık gıda enflasyonunun önümüzdeki aylarda baz etkisi ve soğuk havaların etkisiyle daha da yükselecek olması, fiyatlama davranışının kurdan dolayı bozulmuş olması önümüzdeki aylarda yıllık enflasyonun yükselmeye devam edeceğine işaret ediyor" değerlendirmesinde bulunuyor.
Mahfi Eğilmez: Faizin de, kurun da birlikte arttığı dünyadaki tek ülkeyiz!
TL'de yüzde 25 kayıp en az 3 puan geçiş etkisi taşıyor
Ekonomist Gizem Öztok Altınsaç, bir iki aydır kur geçişenliğinin görüldüğünü belirterek bunun özellikle bu ayki enflasyonda oldukla yoğun olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor:
"Enflasyonda kur geçişkenliğini bir iki aydır görmekteyiz. Özellikle bu ayki enflasyonda oldukça yogun. Bundan sonraki 3/4 aylık vade de kur geçişkenliği belirgin hissedilecektir. TL bu seviyede kalırsa yılın ikinci yarısında enflasyonda kur geçişkenliğinin büyük bölümü tamamlanır. TCMB Enflasyon raporuna göre yaklaşık geçişkenlik yüzde 17 seviyesinde. Talep baskısı vs. düşünerek daha sınırlı bir rakamla çalışsak dahi, TL'nin yüzde 25 değer kaybı sonucunda enflasyona en az 3 puan geçiş olması gerekir."
Diğer taraftan Altınsaç, bugün alınan ÖTV ve KDV önlemleri enflasyondaki artışı yaklaşık 50/60 baz puan sınırlayacağın belirterek " Yine de Nisan ayı civarı yüzde 11 seviyesinde bir enflasyon görmemiz olası." diyor. Altınsaç'a bunun temel sebebi de TL'deki şiddetli değer kaybını gösteriyor.
Üretici fiyatları ortalamalardan sapıyor
ÜFE verilerine göre ana sanayi gruplarında dayanıklı tüketim malı üreticilerinin fiyatları Ocak'ta 12 aylık ortalamalarına göre yüzde 11,38 artış kaydetti. Bu oran önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18,13. Ara malı üreticileri ise 12 aylık ortalamalarında yüzde 6,6 ve yıllık bazda yüzde 18,13 fiyat artışıyla karşı karşıya.
Tüketici enflasyonun görece düşük kalması ise talepteki zayıf görünüme işaret ederek üreticilerin fiyat artışı için elini sınırlarken maliyet artışının devamı konjonktürel bir zorluğa dönüşüyor. Zayıf talep uzun süredir TCMB enflasyon raporları ve PPK karar metinlerine enflasyonu sınırlandırıcı faktör olarak girerken üreticilerin karşılaştığı zorluklar imalat PMI'a da daralma olarak yansıyor.
TCMB Ocak ayı PPK özetinde "Toplam talep koşullarının düşüş yönlü katkısına rağmen, döviz kuru gelişmelerinin gecikmeli etkisi ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki oynaklık nedeniyle kısa vadede enflasyondaki belirgin yükselişin devam edebileceği öngörülmektedir." demişti.
Maliyet artışı zam riski getiriyor
Diğer taraftan üretici maliyetlerinde artışın devam etmesi, tüketici fiyatlarında gelecek dönem için önemli bir yukarı yönlü risk olarak görülüyor.
Kapital FX Araştırma Müdürü Enver Ekan, "Kurun maliyetleri artırması sonucu yapılacak zamlar Mart ayında enflasyonun çift haneyi görmesine neden olacaktır. Öngörümüz Mart ayından sonra en az 3 aylık süre boyunca enflasyonun çift hanede seyretmesi yönündedir. Yılsonu enflasyon tahminlerinde de yukarı yönlü risk teşkil eden kur faktörü, ortalama kur seviyesinin geçen senenin üzerinde olmasından dolayı yılsonunda da yüzde 9 seviyesinde bir enflasyon gerçekleşmesi olmasına neden olabilecektir. Zayıf talebe rağmen, kur geçişkenliğinin fiyatlara bu denli yansıması da düşündürücüdür" diyor.
____________________________________________________________
Bu yazı BusinessHT'den alınmıştır.
Hazırlayan: Fırat Bora Taş