Türk Lirası'ndaki değer kaybı ve enflasyonda yaşanan artışın ardından piyasalarda enflasyona endeksli tahvil ürünü ihracı bekleniyor. Söz konusu ürününün vadesinin 1 yıldan uzun olan tahvil mi yoksa 1 yıldan kısa olan bono olarak mı çıkarılacağı ise merak konusu.
Enflasyonist ortamda beklentilerin olumsuz olması sebebiyle piyasada ürünün vadesi 6 ay ila 1 yıl arasında olan "süper bono" olarak çıkarılmasının getirisinin enflasyonun üzerinde olacağı için yatırımcıyı daha çok çekeceği, TL'ye yönelimle de döviz kurunda yaşanacak şokların ötelenebileceği ifade ediliyor. Ancak bono vatandaş için avantajlı olurken, maliyeti yüksek olacağından Hazine'nin bono yerine tahvil çıkarma yoluna gidebileceğine işaret ediliyor.
Sözcü'den Mehtap Özcan Ertürk'e konuşan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, “Haziran ayında ihraç edilirse tahvilin anapara ve faiz ödemeleri seçim sonrasına kalacağından, mevcut ekonomi yönetimi için bir çıkış yolu gibi duruyor” yorumunu yaptı.
Ek maliyet yaratabilir
Enflasyona endeksli tahvilin vadeden önce belirli ara dönemlerde faiz ödemesi sağlayan kupon ödemesinin olup olmayacağının da önemli olduğunu belirten Prof. Yılmaz, tahvilin sabit ya da değişken faizli olarak ihracının da kritik olduğunu, çünkü tahvilin vadesi sürecinde TCMB'nin politika faizini değiştirebileceğini, bu değişikliklerin Hazine'ye maliyet yaratacağını söyledi.