Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, yeni tip Koronavirüsün Britanya'de mutasyona uğramasının ilk etapta aşıyı etkilemesinin söz konusu olmayacağını söyledi. Ertuğrul, "Şu andaki bilgilerimiz ışığında bu yeni mutasyonun aşıyla ilişkisinin çok olmayacağı yönünde. Çünkü bu mutasyon bölgesi çok küçük bir bölge ve bir proteinde ufak bir değişiklik var. Virüsün insan hücresine yapıştığı yerde. Bizim antikorlarımız o proteinin bütününe yönelik yanıt verdiğinden dolayı şu anda aşıyla oluşacak antikorların etkilenmeyeceğini öngörüyoruz" dedi.
Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, Covid-19 virüsünün Britanya'de mutasyona uğrayıp yüzde 70 daha bulaşıcı bir hale gelmesini değerlendirdi. Ertuğrul, Britanya'de şu anda yeni ortaya çıkan bir variant suş olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bu variant suş SARS COV 2 olarak adlandırıyoruz ve bunun variantı yani değişmiş versiyonu. Özellikle hücreye yapışan bölümünde virüs ufak bir değişiklik gösterdi ve insanlararası geçişin daha kolaylaştığı bildiriliyor şu anda. Ama bilimsel veriler henüz daha tam olmadığından dolayı bu konuda yeterli bir bilgimiz yok. Hastalığın ağır geçirilip geçirilmeyeceği yönünde de bir bilgimiz yok. Bunun için de yeterli bilimsel verimiz yok. Zaten Dünya Sağlık Örgütü de bu konuda bu virüse ilişkin tüm verilerin toplandığını ve değerlendirileceğini söyledi. Şu andaki bilgilerimiz ışığında bu yeni mutasyonun aşı ile ilişkisinin çok olmayacağı yönünde. Çünkü bu mutasyon bölgesi çok küçük bir bölge ve bir proteinde ufak bir değişiklik var. Virüsün insan hücresine yapıştığı yerde. Bizim antikorlarımız o proteinin bütününe yönelik yanıt verdiğinden dolayı şu anda aşıyla oluşacak antikorların etkilenmeyeceğini düşünüyoruz, öngörüyoruz. Ama bunun için de yine konuşmak çok erken. İleriki dönemde bu mutasyon birikimleri olursa ve mutasyonlar çok fazla olup bu protein yapısı tamamıyla değişirse o zaman aşıların etkilenebileceğini söyleyebiliriz. Ama şu an için aşının bu mutasyondan etkilenmesi diye bir şeyin söz konusu olmayacağını düşünüyoruz."
"Kısıtlamayı tatil olarak görmemek lazım"
Prof. Dr. Ertuğrul, Türkiye'de yılbaşı nedeniyle getirilen 4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasının tatil olarak görülmesinin son derece yanlış olduğunu söyledi. Kısıtlamanın bir tatil olmadığının altını çizen Ertuğrul, şöyle dedi:
"Bu bir tatil değil, yani insanların tatile gitmemesi gerekiyor. Çünkü şu anda aldığımız haberler, duyumlar insanların bunu bir tatil olarak algılayıp otellere gidip oralarda konaklayacakları yönünde. Bunun olmaması gerekiyor çünkü oraları gerçekten riskli bölgeler olarak söyleyebiliriz. İkincisi kısıtlama süresi boyunca çekirdek aile dediğimiz aile bireyleri dışında iletişimlerini minimuma indirmeleri gerekir. Yani bu kısıtlama birbirimize gidip misafirlikte oturmak anlamına da gelmiyor ki, bu kısıtlamanın içerisinde bir gecede yılbaşı gecesi yani ortak bir biçimde 3-5 ailenin toplanıp yılbaşı gecesi kutlaması yapması diye bir şey söz konusu olmamalı. Çünkü adı üzerinde bir kısıtlamadan bahsediyoruz. Bunun dışında da aile bireyleri içerisindeki en riskli bireyler dışarı ile iletişim halinde bulunan anneler, babalar veya dışarıda çalışan gençler diyelim. Onların da ev içerisinde olabildiğince dikkatli bir biçimde diğer aile bireylerine özellikle eğer aile içerisinde bir yaşlı hatta yatan, hastalığı bulunan insan varsa onlarla iletişimlerini belirli oranda kısıtlayarak davranmalarında fayda var."
"Kısıtlama ağır biçimde devam etmeli"
Türkiye'de alınan önlemlerle vaka sayılarının düşmesinin sevindirici olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, "Olgu sayıları düşmeye başladı. Evet bu sevindirici çünkü biz insan hareketliliğini azalttık fakat henüz yeterli bir düşmeden söz edemeyiz. Yeterli olabilmesi için bu olgu sayılarının aynı haziran ayındaki o bin sayılarının altına düşmemiz ve yaşamını yitiren insan sayısının da çok, çok azalmış olması gerekiyor. Şu anda yaşamını yitiren insan sayımız her gün bir rekor kırıyor ne yazık ki bunun da nedeni ağır hasta sayımızın hala çok yüksek olması. Yoğun bakımlarımızda ve servislerde bir miktar rahatlama sağlanmaya başlandı ama hala doluluk oranlarımız çok yüksek. Bu anlamda da kısıtlamaların bu şekilde hatta bence daha ağır bir biçimde devam etmesi gerekiyor. Özellikle yurtdışı geçişleri kısmi olarak yapıldı ama bir an önce diğer ülkeler açısından da yapılması gerekir ve şehirlerarası geçiş kısıtlanmasının da buna eklenmesi olgu sayılarını daha da düşürecektir" diye konuştu. (DHA)