Medya

Emekli Tümgeneral Yavuz: El Bab'a daha fazla Türk askeri girecek

"Güneye doğru indikçe içeriye sokulan birliklerin sayısı arttı ve bu artık bir Özel Kuvvet Harekâtı olmanın ötesine geçti"

19 Ocak 2017 14:56

Balyoz davası sanıklarından emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye'de yürüttüğü El Bab operasyonuyla ilgili olarak "Mecburen daha fazla asker girecek, sadece ÖSO ile falan olmaz o iş" iddiasını ileri sürdü.

Yavuz, "ÖSO’nun adamlarından savaşacak olursa onu kimse itmez harpte. Komutanların öyle bir lüksü yoktur yani herkesi kullanırsınız, her şeyden istifade etmeye çalışırsınız ama ona güvenerek de harekât icra edemezsiniz" diye konuştu.

Milliyet yazarı Tunca Bengin'in Ahmet Yavuz'un da açıklamalarına yer verdiği (19 Ocak 2017) yazısı şöyle:

Reina katliamı ezber bozan bir saldırıydı. Çünkü DAEŞ’in üstlendiği eylem içerisindeki unsurlar ve teröristin kaçması örgütün tarzına uymuyordu. Dolayısıyla da herkes gizli servis kurgusu olasılığında hemfikirdi. Hatta teröristin çoktan ülke dışına kaçırılmış ya da öldürülmüş olabileceğine dönük yorumlar vardı. Ancak ezber bozan bir durum oldu ve terörist sağ yakalandı. Dahası, ele geçirilen yüklü miktardaki parayla birlikte DAEŞ paralı askerleri devreye soktu ya da kiralık katil gibi yine ezber bozan bir olasılık gündeme geldi.

Yani şimdiye kadar bildiğimiz kendini patlatma usulüyle çok sayıda insan hayatına mal olan DAEŞ (IŞİD) hücrelerine Afganistan’da eğitim görmüş, birkaç dil bilen, son derece soğukkanlı profesyonel bir yapı da eklendi. Dün bu durumu DAEŞ’in Türkiye’deki uyuyan hücreleri konusunda 2014 yılından bu yana uyarılar yapan ve bunu ısrarla Meclis kürsüsünden de dile getiren Türksam (Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı, eski MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’la konuştum. Yorumu şöyleydi:

“Reina katliamı ve Ankara’daki büyükelçi suikastıyla beraber Türkiye’deki eylem tarzı başka bir boyuta evrildi. IŞİD yeni bir video yayınladı, Türkiye’de bazı noktalara saldıracağını söylüyor. FETÖ elebaşısı da bir CHP’den, bir MHP’den diye video yayınladı. Türkiye bir terör sarmalına doğru sürükleniyor ve standart terör eylemlerinin ötesinde tarzlara başvuruluyor. Bu da PKK ya da IŞİD’in zaman zaman bu işlerde paravan olarak kullanıldığını gösterebilir. Örneğin, FETÖ bunların hepsini kullanabilir veya bir istihbarat örgütü bunlara isim hakkını devredip Türkiye’de eylem yaptırabilir. Yani daha profesyonel eylemlere doğru gidiyor Türkiye.”

Peki, sağ ele geçen teröristin vereceği bilgilerle “üst akıl”lardan biri deşifre olmaz mı?

“Dünyada bu şekilde eylem yapan bir sürü kiralık katil var. Bu biraz öyle birisi, o da hiçbir zaman gerçek talimatı vereni bilmez. En fazla iki ara kademeyi bilir ama asıl talimat vereni bildiğini hiç zannetmiyorum. Türkiye’deki bazı bağlantıları kim yardım etti falan bunlar ortaya çıkabilir ama nihai olarak ‘Bu parayı kim verdi, bu talimatı ya da bu eylemi kim adına yaptı”yı hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Bir kademe sonrası Rakka’dan bir talimat geldi (ki dedi), yaptım diyebilir. Ama eylemin yapılış tarzı ve hiçbir şey ona uymuyor. Yani bu eylemin isim hakkı IŞİD de ama esas talimat hakkı başka bir merkezde.”

El Bab’a daha fazla asker

Fırat Kalkanı Harekâtı’nın kritik hedefi El Bab’da temizlik adım adım devam ediyor. Zira El Bab’dan sonra, sıranın Rakka’ya geleceğini bilen terör örgütü DAEŞ burada intihar saldırıları, mayınlar ve el yapımı patlayıcılarla ciddi bir direnç gösteriyor. Harekâtı zorlaştıran bir başka sıkıntı da kentteki siviller ve DAEŞ’in bu insanları canlı kalkan olarak kullanması. O nedenle de öncelikli hedef El Bab’ı tecrit ederek, teröristlerin lojistik desteğini kesmek. Bu arada da nokta atışlı hava saldırılarıyla DAEŞ’in direncini kırmak... 149. günde gelinen bu durum hakkında emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’un görüşü şöyleydi:

“Güneye doğru indikçe içeriye sokulan birliklerin sayısı arttı ve bu artık bir Özel Kuvvet Harekâtı olmanın ötesine geçti. Muhtemeldir ki yaptığımız takviyelerle ÖSO’nun gücünden çok daha güçlü hale geldik. El Bab çepeçevre sarılmalı ve içeriye girişler engellenmeli. Hava kuvvetleri ve topçu atışıyla DAEŞ’in savunma tertip ve düzeni bozulmalı, bu işlerin etkisi görüldükten sonra da yavaş yavaş bir uçtan girilmeli. Yoksa hemen girerseniz, o zaman zayiatı artırırsınız. Buna da tahammülü yok Türkiye’nin.”

Soruyoruz Yavuz’a:

El Bab’a girişler güneyden de (Rakka tarafı) kapatılabilir mi?

“Kapatabiliriz, kapatmamızın önünde bir engel yok. Daha çok kuvvet kullanırsanız, kapatırsınız.”

Daha fazla asker girecek yani?

“Mecburen başka çaresi yok. Yoksa sadece ÖSO ile falan olmaz o iş.”

Tamamen Türk askerine mi kaldı harekât?

“Yok, ÖSO’nun adamlarından savaşacak olursa onu kimse itmez harpte. Komutanların öyle bir lüksü yoktur yani herkesi kullanırsınız, her şeyden istifade etmeye çalışırsınız ama ona güvenerek de harekât icra edemezsiniz.”