Politika

'Elini vicdanına koysun öyle konuşsun'

Gerçeker, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın sözlerine cevap verdi...

16 Şubat 2011 02:00

T24 - Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’a, Yargıtay Başkanı Gerçeker, “Mahalle kahvesindeki insan söyler”; Danıştay Başkanı Birden de “Herkes kendi görevini yaparsa sorun olmaz” diye yanıt verdi. 

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, “Yüksek yargı uyumaktan başka bir şey yapmadı” sözleri için, “Üyeler, hakimler tabiri caizse köle gibi çalışıyorlar. Durum böyleyken, ‘yüksek yargı uyudu’ diye bir söz söylenebilir mi?” dedi. Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle: 



Elini vicdanına koyup söylesin


Gerçeker, “Bir Anayasa Mahkemesi Başkanı böyle bir şeyi nasıl söyleyebilir, kendisine yakıştıramadım. Bir söz söyleyecekse elini vicdanına koyup söylemesi lazım. Bu mahalle kahvesindeki insanın söyleyeceği bir söz” diye konuştu. 

Danıştay Başkanı Mustafa Birden de Kılıç’ı, “Sözünün yargısal nezakete uyup uymadığının takdirini sizlere bırakıyorum. Herkes kendi görevini yaparsa, başkalarının alanlarına bu konuda yeterli bilgisi olmadan müdahale etmezse sorun olmaz” diye eleştirdi.


Birden: Yargısal nezakete uymuyor

Birden, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anayasa Mahkemesi Sayın Başkanı’nın konuşmasına Danıştay yönünden cevap vereyim: Sayın Başkan’ın söylediği ‘yıllardır uyudular’ sözünün yargısal nezakete uyup uymadığının takdirini sizlere bırakıyorum. Bugüne kadar kendi başkanı olduğum yüksek mahkeme dışında hiçbir yüksek mahkemenin çalışmalarıyla ilgili bir konuşma yapmadım. Böyle bir konuşma doğru da olmaz, şık da olmaz. 

Herkes kendi görevini yaparsa başkalarının görev alanlarına bu konuda yeterli bilgisi olmadan müdahale etmezse sorun olmaz. Kaldı ki iş yüküyle ilgili de her türlü önerilerimizi daha önce de açıkladığımız gibi yaptık. Bu konuda daha fazla birşey söylemek istemiyorum.”


Gerçeker: Yakıştıramadım

Gerçeker ise Yargıtay üyelerinin, tetkik hâkimlerinin gece gündüz demeden, tatil yapmadan, zamanla yarışarak çalıştıklarını belirtti.

Başkan Gerçeker, eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Arkadaşlarımın emeğine saygı nedeniyle bu açıklamaları yapıyorum. Bizim kendimizi savunmaya ihtiyacımız yok. Tabiri caizse köle gibi çalışıyorlar. Durum böyleyken ‘yüksek yargı uyudu’ diye bir söz söylenebilir mi? Bir Anayasa Mahkemesi Başkanı böyle bir şeyi nasıl söyleyebilir, kendisine yakıştıramadım. Bir söz söyleyecekse elini vicdanına koyup söylemesi lazım.” 

Yargıtay Başkanı Gerçeker, “Göreve geldiğimin 15. gününden itibaren iş yüküyle ilgili her türlü yola başvurduk. Adalet Bakanıyla, Adalet Komisyonu Başkanıyla, Adalet Bakanlığı Müsteşarıyla bu konuları görüştük” dedi. 


Gerçeker: Çok çirkin bir durum

Gerçeker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konu, bu yasa değişikliği muhtemelen önüne gelecek. Önüne gelecek bir konuda görüş belirtmiş oluyor. Yargı ile ilgili bu düzenlemeyi muhalefet partisi Anayasa Mahkemesi’ne  götüreceğini söylüyor. Önüne gidecek konuda neden konuşuyor.
Polemik olmasını istemem, hoş bir şey değil, çok çirkin bir durum. Böyle bir tabir kullanmak gerçekten bir Anayasa Mahkemesi başkanına yakışmıyor. Çok yakışıksız. Uyuyorlar ne ne demek, bu sokaktaki mahalle kahvesindeki insanın söyleyeceği bir söz.”

Gerçeker, 1 Haziran’da görev süresi dolmadan önce istifa edeceği yönündeki haberlere de, “İstifamla düzelecek mi her şey? Sürem dolana kadar görevimin başındayım” diye tepki gösterdi.


Kılıç ne demişti?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Radikal gazetesinden Murat Yetkin’e şu açıklamayı yapmıştı: “Üzülerek söyleyeyim, yüksek yargı bugüne dek uyumaktan başka bir şey yapmadı. Ben Yargıtay’daki, Danıştay’daki arkadaşlarıma sordum; bugüne kadar Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı üyeleriyle, ‘Şu kadar dosya birikmiş, bu sorunu nasıl çözmeliyiz?’ diye bir toplantı yapmış mı? Hayır. Oysa kendi içinde çözebilecekleri konuları, hükümete götürecekleri konuları birlikte tartışabilirlerdi. Sorunlar belli aralıklarla, belli günlerde konuşma yapıp mesaj vermekle çözülmüyor ki. 

Mart sonu itibariyle 2010 yılı dosyaları dışında Anayasa Mahkemesi’nde bekleyen dosya kalmamış olacak. Bunu ‘neden bizi örnek almadınız?’ demek için anlatmıyorum; o incitici olur. Ama yargının üzerine düşeni yapmadığı görülüyor.”