Gündem

Elif Çakır: AK Parti'nin yetiştirdiği kuşak, yolun, köprünün ötesinde bir şeyler bekliyor

"AK Parti'nin kendisini yenilemesi, ötekileştirici üslubu bırakması gerekiyor"

05 Mayıs 2017 12:51

Karar yazarı Elif Çakır, 2019'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2 buçuk milyon yeni seçmenin oy kullanacağını hatırlatarak "AK Parti’nin asıl bu seçmene ulaşması gerekiyor. Ancak bu kuşağa ulaşabilmesi için önce kendisini yenilemesi, ötekileştirici üslubu bir kenara bırakıp daha kuşatıcı bir söyleme dönmesi gerekiyor" dedi. Çakır, "Çünkü Türkiye’de artık 'Çağdaş Türkiye' denildiğinde ‘yolun, köprünün, hastanenin’ ötesinde bir şeyler bekleyen bir kuşak var. Ve bu kuşağı AK Parti yetiştirdi" ifadesini kullandı. 

Elif Çakır'ın "Türkiye'de değişen sosyoloji ve 'beyaz sağ seçmen" başlığıyla yayımlanan (5 Mayıs 2017) yazısı şöyle:

Bir nesil AK Parti ile büyüdü. Bir kuşak için ‘başbakan’ demek Erdoğan, ‘iktidar’ demek de AK Parti demek. Başka türlüsünü görmediler. Tam da bu yüzden 7 Haziran sandık sonuçları ‘koalisyon’  ihtimalini ortaya koyduğunda AK Parti ile büyüyen kuşak Google girip  ‘koalisyon ne  demek’ araması yaptılar.

7 Haziran seçim sonuçları AK Parti kadar, CHP’li, MHP’li HDP’li toplumun bütün kesimlerinde büyük bir şaşkınlığa sebep olmuştu.

Çünkü Kasım 2002 yılından bu yana Türkiye’de gerçekleşen bütün ‘genel ve yerel’  seçimlerinin ‘tek galibi’ oldu, o da AK Parti.

Şöyle söylersek de abartmış olmayız; AK Parti için sandık sonuçları 2002 yılından bu yana hep ‘çantada keklik’ idi.

Peki, getirmiş oldukları yeni sistem, 2019 yılında sadece CHP’yi mi zorlayacak? AK Parti’nin 2019 seçimlerinde yüzde ‘50 nokta artı’ alacağı garanti mi?

Öyle ya...

Her ne kadar ‘cumhurbaşkanlığı sistemi’ sandıklardan yüzde 51.4 ‘evet’ oy oranı ile çıkmış olsa da bu sonuç aynı zamanda AK Parti’ye 2019 seçim sonuçlarının artık ‘çantada keklik’ olmadığını söylemektedir.

Türkiye geneline değil sadece AK Parti’nin sarsılmaz  kalesi olan İstanbul ve en güçlü olduğu Üsküdar, Fatih, Bayrampaşa, Sultanbeyli, Beyoğlu gibi ilçelerin sandık sonuçlarına bakmak dahi yeterlidir.

Yani AK Parti, bu referandum sonuçlarına göre kendi iktidarı döneminde yetişen, AK Partili genç eğitimli kesimin dahi büyük bir bölümüne ulaşamamış. 45 -50 yaş üstünü ikna etmiş ancak 18 -24 ve 25 -34 aralığındaki seçmenin büyük bir bölümünü ikna edememiş gözüküyor.

Bakınız ANAR Genel Müdürü İbrahim Uslu, 18 Nisan’da CNN Türk ekranlarında “Türkiye’nin sosyolojik bir dönüşüm yaşadığını” söyleyerek bir de bir kavram ortaya atmıştı: “Türkiye’de artık bir de AK Partili ‘beyaz sağ seçmen’ var.”

Uslu’nun hemen seçimlerden sonra adını koyduğu bu kavram gündem yoğunluğundan olsa gerek çok fazla konuşulmadı, tartışılmadı.

Gerek Cumhurbaşkan’ı Erdoğan’ın Soçi dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamalar gerek  AK Parti Genel Merkez’de dile getirdiği ‘Herkese ulaşmamız lazım, kimseyi kaybetmemiz lazım’ minvalindeki açıklamaları üzerine Uslu’yu aradım ve ‘Şu AK Partili Beyaz Sağ Seçmen’i biraz açar mısın?” diye sordum. Şöyle tanımlıyor ‘Beyaz Sağ Seçmeni”:

35 yaşın altında.

Lise ve üniversite eğitimine sahip. Bunlara AK Parti döneminin kuşağı diyebiliriz.

Yaşam düzeyi olarak belli bir refah düzeyine sahipler.

Kendilerini dindar, milliyetçi ve sağcı olarak nitelendiriyorlar.

Partizan değiller. Kendilerine ideolojik bir fikrin, bir oluşumun bir neferi olarak değil, bilakis kendilerini birey olarak tanımlıyorlar.

Aile, mahalle ve çevre baskısına direnebiliyorlar.

2019 seçimlerinin kilit noktası işte bu ‘AK Partili Beyaz Sağ Seçmen’ler olacak. Çünkü her geçen gün siyasette ağırlıklarını daha fazla hissettirecekler.

Bir de buna 2019 seçimlerinde ilk kez oy kullanacak yaklaşık 2 buçuk milyon yeni seçmen eklenecek.

Bu yaş grubundaki seçmenler toplam seçmenin yaklaşık 3’te 1’ni oluşturuyor. Ve önümüzdeki seçimlerin kilit noktası işte bu yaş grubunun eğitimlileri olacaktır.

Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisine yeniden üye olduğu gün yaptığı konuşmasında ‘teşkilatlara ve belediye başkanlarına’ yönelik sarf ettiği şu sözlerine yeniden bakalım:

“Bundan sonra yükümüz daha ağır. Rehavete kapılmaya, milletin rotasından çıkmaya hakkımız yok. Çalışacağız, daha çok çalışacağız. Daha verimli çalışacağız ve daha çok insana ulaşacağız. Bizi duymamış olana da kendimizi duyuracağız. Bizi tanımamış olana da kendimizi tanıtacağız.”

Bırakın Türkiye’yi, Amerika’dan İngiltere’ye, Fransa’dan Suudi Arabistan’a hatta Afrika ülkelerinin sokaklarında Erdoğan’ı AK Parti’yi bilmeyen, tanımayan mı var? Yok. Siz ‘Türkiye’ deyin anında ‘Erdoğan’ diyeceklerdir.

Peki Erdoğan ‘Bizi duymamış, tanımamış olan’ derken neyi kastediyor olabilir?

Sanırım İbrahim Uslu’nun adına “Beyaz Sağ Seçmen” dediği 18- 24 ve 24 -34 yaş aralığındaki ‘bireyselleşmiş’ seçmen kitlesinden bahsediyor.

Yani Hayrettin Karaman “evet oyu farzdır” dediğinde kendisinden etkilenmeyen, kararını başka kriterlere göre veren kesim.

2019 seçimlerinde 2 buçuk milyon yeni seçmen oy kullanacak. Sanırım AK Parti’nin asıl bu seçmene ulaşması gerekiyor. Ancak bu kuşağa ulaşabilmesi için önce kendisini yenilemesi, ötekileştirici üslubu bir kenara bırakıp daha kuşatıcı bir söyleme dönmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye’de artık “Çağdaş Türkiye” denildiğinde ‘yolun, köprünün, hastanenin’ ötesinde bir şeyler bekleyen bir kuşak var.

Ve bu kuşağı AK Parti yetiştirdi.