HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik, Elazığ 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları’yla ilgili, 17 siyasi tutsağın 1 yıldır tek kişilik hücrelerde tutuldukları ve diğer hükümlü-tutuklulardan izole edildiklerine dair kendisine bilgiler ulaştığını ve yoğun bir şekilde şikayet geldiğini söyledi. Konuyu Meclis gündemine taşıyan Tuma Çelik, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e, “17 siyasi hükümlü/tutuklunun 1 yıldır tek kişilik hücrelerde tutulduklarına dair bilginiz var mı” diye sordu.
HDP’li Çelik’in Adalet Bakanına yönelttiği yazılı soru önergesi şöyle:
Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesi’nde, işkence yasağı, ‘hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz’ şeklinde tanımlanmaktadır. Türkiye Anayasası’nın 17. Maddesi’nde, kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı, ‘kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz’ şeklinde taahhüt edilmiştir. Yukarıda bahsi geçen AİHS ve anayasada da belirtildiği üzere, işkence yasağı açıkça tanımlanmış ve kişinin insanlık onuruyla bağdaşmayan hiçbir cezaya maruz bırakılamayacağı belirtilmiştir.
Ek olarak; Türkiye’nin imzacı olup onayladığı, "İşkenceyeve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi"nde de taahhüt edildiği üzere 2. Madde’de, ‘sözleşmeye taraf devlet, yetkisi altındaki ülkelerde işkence olaylarını önlemek için etkili kanuni, idari, adli veya başka tedbirleri alacaktır’ ibaresine yer verilmiştir.
İnsan Hakları Derneği’nin Aralık 2017’de açıklanan Elazığ Cezaevleri’ne özel hazırladığı Elazığ Hapishaneler Raporu’nda; izolasyona, sevk ve sürgünlere, keyfi cezalara ve işkencenin varlığına dikkat çekmektedir. Raporun sonuç ve öneriler kısmında ise, ‘İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü’ne uygun şekilde ‘’bağımsız’’ ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmektedir’ ifadeleri yer almaktadır.
Elazığ 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları’yla ilgili tarafıma ulaştırılan bilgilere göre, Elazığ 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı İnfaz Kurumları’na farklı cezaevlerinden sevk edilen, aralarında Serhat Tekin isimli mahpusun da olduğu, 17 siyasi tutsağın 1 yıldır tek kişilik hücrelerde tutuldukları ve diğer hükümlü/tutuklulardan izole edildikleri bilgisini almış bulunuyorum.
1) Elazığ 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları’nda, 17 siyasi hükümlü/tutuklunun 1 yıldır tek kişilik hücrelerde tutulduklarına dair bilginiz var mı?
2) Bilginiz var ise, bu duruma ilişkin etkin bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmışsa, soruşturma ne aşamadadır?
3) Serhat Tekin’in de aralarında olduğu, 17 siyasi hükümlü/tutuklu hangi gerekçeyle farklı cezaevlerinden Elazığ 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları’na sevk edilmişlerdir?
4) 17 siyasi tutsak, insanlık onuruyla bağdaşmayacak şekilde neden tek kişilik hücrelerde tutulmaktadırlar? Bu uygulamanın hukuki gerekçesi nedir?
5) Tek kişilik hücre uygulaması işkence ve izole etme niteliklerini taşıma özelliğine sahip değil midir?
6) Tek kişilik hücre uygulaması/cezası, kişinin fiziki ve psikolojik sağlığını kötü yönde etkilemez mi?
7) İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü’nde belirtildiği üzere ‘’bağımsız’’ ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması planlanmakta mıdır?