Gündem

Ekrem İmamoğlu: Bizim acı bir faturaya gitmeden çok hızlı tedbirler almamız gerekiyor

"470 toplanma alanının sadece 77'si kalmış"

26 Eylül 2019 21:14

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir canlı yayında İstanbul'da meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, "Bizim acı bir faturaya gitmeden çok hızlı tedbirler almamız gerekiyor" derken, bilim insanları ve uzmanlarla deprem konusunda çalışma yapılacağını duyurdu.

Habertürk'te konuşan İmamoğlu, 99 depremi sonrası belirlenen 470 toplanma alanının sadece 77 tanesinin var olduğunu söylerken, "Benim söylememe gerek yok, İstanbul'a şöyle bir baktığımızda bu boşlukların neye döndüğünü görebiliyoruz. Oldukça riskli sayıda binası var İstanbul'un. Büyük işimiz var" dedi.

Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle: 

"Kıymetli bilim insanlarından dinlediğimiz gibi, dün akşam nasıl bir risk taşıyorsa İstanbul, bu akşam da o riski taşıyor. Ne zaman yaşayacağımız belli değil. İnsanlarımızın bakması gereken husus sağlam bir yapıda oturup oturmadığı. Bu sorgulamayı hem hemşehrilerimiz yapacak, hem biz yapacağız. 99 depremi hepimize depremi öğretti ama ne yazık ki çok hızlı unuttuk. Hadi vatandaş unuttu, kurumlar da unuttu, belediyeler de unuttu. İstanbul'un yapılaşma düzeni deprem riskini bertaraf ederek başka bir noktaya ulaştı.

"Bugün sordum arkadaşlarıma, 470 ve oldukça büyük toplanma alanları kayda geçirilmiş. O 470 alanın sadece 77'si kalmış, diğerleri yapıya ve başka fonksiyonlara dönüşmüş. Benim söylememe gerek yok, İstanbul'a şöyle bir baktığımızda bu boşlukların neye döndüğünü görebiliyoruz. Bugün faydalı bir toplantı yaptık, değerli Cumhurbaşkanı Yardımcı'mız Fuat Oktay başkanlığında bir simülasyon gibi, bunu bir fırsata çevirerek herkesin hazırlığını sorguladı. Bu değerli, çok kıymetli. Ancak bugün yaşadığımız şey değerli ama depremden sonrasıyla ilgili afeti, bir krizi yönetmeyle ilgili. Benim belediye başkanı olarak en büyük sorumluluğum o ana kadar yapmamız gerekenler. Birçok katıldığım programda söyledim, 'Allah'ıma dua ediyorum, geç yaşayalım depremi ve büyük hazırlıklar yapalım'. Duadan başka şansım olmadığı için bunu değerlendiriyorum. Oldukça riskli sayıda binası var İstanbul'un. Büyük işimiz var. Sayın Cumhurbaşkanı'yla depremi konuşacağımı söyledim pazartesi akşamı. Gerçekten depremi konuşmak istiyorum. Bir büyük deprem yaşadığında İstanbul'un on binlerce insan kaybından bahsediliyor. Yüz binlerce insanın evsiz kalmasından bahsediliyor. Bizim böyle bir acı faturaya gitmeden çok hızlı tedbirler almamız gerekiyor.

"İfade etmekte zorlanıyorum, yüzleşelim. En az 20-30 bin insanın hayatını kaybedeceği yönündeki raporlara bakıyorum, bunun iyimser bir sayı olduğunun altını çizmek isterim. Büyük İstanbul depremi bugün olsa çok can alırdı, ne yazık ki on binlerce insanımız yaralı olurdu, yüz binlerce insanımızı da iskan etmekle yükümlü kalırdık ki, bu hazırlıksız İstanbul'un Türkiye'nin ekonomisine vereceği zarar, moraline motivasyonuna vereceği zarar, İstanbul'un yarasını saymak oldukça zor.

"Biz hem seçim döneminde, hem de sonrasında elbette ki bir kısım bilim insanlarıyla bu süreci paylaşıyoruz ve teknik insanlarla çalışıyoruz, bunu genişletmek niyetindeyiz. Elimizdeki kısıtlı verilerle büyükşehirin envanterine çalıştık. Elbette bilim insanlarıyla beraber depremi tartışacağız, şu anda buna hazırlık yapıyoruz. Sadece yer bilimi açısından değil, mevcut binaların da röntgenini çekmek zorundayız. Bilim insanlarımızın varlığı bizim için nimet, bunu değerlendireceğimizi, işi uzmanına bırakmamız gerektiğinin farkında olan birisiyim.

"Bu işi tartışacak ve orada bir senkronizasyon, kararlılık gösterecek bir netice almak istiyoruz. Yılbaşını görmeden topluma İstanbul'un gerçek yüzünü göstermekle yükümlü hissediyorum. Bazı meseleler vardır ki bu siyasetin bir parçası olamaz. Benim haberi alır almaz ilk yaptığım şey çocuklarımın okulunu aramak oldu. Bu kadar mühim bir mesele, birçok yerde bunun bir milli bir sorun olduğunu, o noktada olan hususta şeffaf olmamız gerektiğini ve işi bilen insanlara kendimizi teslim etmemiz gerektiğini hep söylüyorum. Beylikdüzü'nde deprem toplanma alanları, insanları bilgilendirme çalışmaları, birçok şey yaptık. Kendimizi akademisyenlere, şehir plancılara adayarak yol yürüdük, İstanbul'da da yapmakla yükümlü olduğumuz şeyin bu olduğunun farkındayız. İstanbul'da, Türkiye'mizde, ihtiyaç varsa dünyada her türlü tekniği İstanbul'a taşımak istiyorum.

"Tabii ki zaman alacak, tabii ki finans kaynağına ihtiyacı var, bu şehrin kabiliyeti ve potansiyeli bu konuyu da çözecektir. Hepimiz bu işle ilgili mesulüz, bir arada çalışmak zorundayız. Fuat Bey bizi davet etti, gayet güzel buluştuk. Sayın valimiz ve vali yardımcımızla paylaştım, bütün çalışmaları birlikte yapmak zorunda olduğumuzu. Ayrı düşünmenin ya da senkronize hareket etmemenin kimseye faydası yok. Depreme benim bakışım bu."