Bolu F Tipi Cezaevi’nde kalan Ufuk Keskin adlı mahkûma, ‘Çölyak’ hastası olduğu ve un tüketemediği halde “Bu senin iaşe hakkın, vermek zorundayız” denilerek mısır unundan yapılmış ekmek verildi. Keskin de itiraz ettiği halde verilmeyen devam edilen ekmekleri arkadaşlarıyla paylaşmak üzere bir poşete koyup çatıya atınca ‘sağlık önlemlerine uymamak’ suçundan üç ay disiplin cezasına çarptırıldı.
radikal.com.tr'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Bolu F Tipi Cezaevi’nde geçen 4 Kasım’da rutin güvenlik kontrolü yapan infaz koruma memurları, çatıda bir poşetin içerisinde mısır ekmeği buldu.
Poşetin üzerinde ise “Merhaba, Rıfat. Günaydın. Nasılsın? Dün yollayamadım. Afiyet olsun, Ufuk” yazılı not bulundu. Nottaki “Ufuk” isminin izini süren idare, mısır unlarının, müebbet hapis cezası almış hükümlülerden Ufuk Keskin tarafından atıldığını saptadı.
Bunun üzerine 38 yaşındaki Keskin’in savunması alındı. Keskin, savunmasında, ‘Çölyak’ ve ‘Dermatis’ hastası olduğunu, un içeren yiyecekleri tüketemediği, buna rağmen kendisine içerisinde un bulunan mısır ekmeği verildiğini belirtti. İtiraz etmesine rağmen “Bu senin iaşe hakkın, vermemezlik edemeyiz” denildiğini kaydeden Keskin, zorla verilen ekmekleri bazen kuşlara, bazen poşete koyup yan koğuştaki arkadaşlarına verdiğini söyledi.
'Yiyemediğim ekmeği paylaşıyorum'
Keskin, savunmasında, şöyle dedi: “İdare tarafından bana verilen mısır ekmeğinde un var. Ekmeği yediğimde deri ve sindirim rahatsızlığı çekiyorum. Sadece çölyak ekmeği yiyebiliyorum. Mısır ekmeğinin verilmemesi için dilekçe yazdım. Mutfakta görevli olan memurlarla görüştüm. ‘Bu senin iaşe hakkın, vermemezlik yapamayız’ dediler. Mısır ekmeğini bana idare veriyor. Asıl suçu idare işliyor. Ben yiyemediğim ekmeği paylaşıyorum” dedi. Keskin hakkında, ‘idarece alınan sağlık önlemlerine uymamak’ iddiasıyla üç ay süreyle açık saha, çok amaçlı spor salonu, halı saha, masa tenisi, iş atölyesi ve kurs faaliyetlerine katılmama cezası verildi.
Keskin'in avukatı Engin Gökoğlu ise, hapishanelerde tecrit politikasının sürdüğünü ve her tür işkence yönteminin denendiğini savunarak, şunları söyledi: "Tutsakları F Tipi Hapishanelerde bir ve üç kişilik hücrelerde tutan iktidar bu şekilde her işkenceyi yapabilme olanağına kavuştuğunu sanıyor. Yanılıyorlar. 19 Aralık katliamından bu yana hiçbir politikalarında sonuca ulaşamadılar. Tutsaklar her ne kadar fiziki olarak tecritte tutulsalar da beyinleri özgür. Bu sayede bütün baskıya, saldırılara direniyorlar. Direnecekler. Bizler de onların yanında olacağız."