Gündem

Efkan Ala: Hasan Cemal'in Milliyet'ten ayrılması ağırıma gidiyor, bu dönemde nasıl olur!

Derya Sazak, Hasan Cemal'in işten çıkarılmasının ardından Efkan Ala'nın kendisine, 'Bizim dönemimizde bu nasıl olur? Çok ağırıma gidiyor' dediğini belirtti

18 Şubat 2014 21:19

Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevinden Temmuz 2013'te alınan Derya Sazak, “Batsın Böyle Gazetecilik” kitabında 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrası yapılan kabine değişikliğinde İçişleri Bakanı olan Efkan Ala ile arasında geçen bir konuşmayı da aktardı.

Sazak’ın aktarımına göre, o dönem Başbakanlık Müsteşarı olan Ala, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İmralı tutanakları haberini savunduğu için "Batsın senin gazeteciliğin" sözlerinin ardından Milliyet'teki köşesi kapatılan Hasan Cemal’in durumu için “Çok ağırıma gidiyor” dedi. Sazak’ın kitabında yer alan diyaloğa göre, Ala konuşmasının devamında “Bizim dönemimizde bu nasıl olur? Hasan Cemal bize en zor zamanlarımızda destek verdi” dedi. 

Gezi Parkı eylemlerinden sonra Milliyet’in sahibi Erdoğan Demirören tarafından yayın yönetmenliğinden alınan Sazak, “Batsın Böyle Gazetecilik” adlı kitabında Hasan Cemal’in gazeteden ayrılma sürecini kendi açısından anlattı. Milliyet’te yayımlanan “İmralı zabıtları” haberini savunduktan ve "Herkes işine baksın. Gazeteci gazeteciliğini yapsın, siyasetçi siyasetçiliğini yapsın" çağrısı yaptıktan sonra gazeteden ayrılmak zorunda bırakılan Cemal’i “kendisinin işten çıkardığını” iddia eden Sazak, konuya ilişkin olarak Efkan Ala ile o dönem yaptığı bir konuşmayı aktardı.

 

Sazak: Cemal için Başbakan Demirören'i arasın

 

“Batsın Böyle Gazetecilik” (Boyut Yayıncılık) adlı kitapta Sazak, Ala ile diyaloğunu “Efkan Ala’ya giden mesaj” ara başlığı altında şöyle anlattı:

Başbakan Erdoğan’ın Mayıs ABD gezisinde Beyaz Saray’daki görüşmeleri aktardıktan sonra yemeğe çıkılmıştı. Yemek dağılırken geç bir saatte masaya Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala geldiler. Benim yanımdaki sandalye boştu; Efkan Bey oraya oturdu. Bir saate yakın sohbet ettik. Bana “Hasan Cemal’in gazeteden ayrılması çok ağırıma gidiyor. Bizim dönemimizde bu nasıl olur? Hasan Cemal bize en zor zamanlarımızda destek verdi. Partinin kapatılmasına karşı çıktı. Askeri vesayete son verilmesi sürecinde, 27 Nisan e-muhtırasında yanımızda yer aldı. Kürt sorununun çözümü için uğraştı. Şimdi bizim dönemimizde işini kaybediyor. Buna meydan vermeyecektik. Yeniden Milliyet’e dönüşü için ne yapabiliriz?” diye sordu.

Ben de en kestirme yolu gösterdim: “Nasıl gittiyse öyle gelebilir. Gerçi Hasan Cemal’in bunu kabul edeceğini sanmıyorum ama Başbakan Erdoğan, Demirören’i ararsa patron ‘Beyefendi’yi kıramaz!” Tabii köprünün altından çok sular akmıştı ve artık Hasan Cemal’in dönüşü olanaksızdı.

O gece Efkan Ala, Başbakan Erdoğan’ın Balıkesir meydanında “Batsın sizin gazeteciliğiniz” demesine karşın Erdoğan’ın Hasan Cemal’in atılması için gazete sahibine doğrudan bir şey söylemesinin söz konusu olmadığını, böyle zamanlarda tarafların ‘durumdan vazife çıkarabilecekleri’ göz ardı etmemek gerektiğini söyledi.