Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Edirne Valisi Dursun Ali Şahin’in ‘müze olacak’ açıklamasıyla gündeme gelen tarihi büyük sinagog gezerek, "Musevi Cemaatiyle bizim hukukumuz zaten, bir kişinin bir ifadesiyle zedelenecek bir cemaat ilişkimiz yok. Onlar bu ülkenin, bizim gibi birinci sınıf vatandaşıdır. Onların hak ve hukukları da bizimki kadar değerlidir" dedi. Dursun Ali Şahin’in ‘sehven’ bir açıklama yaptığını ifade eden Müezzinoğlu, Musevi ve Hıristiyan cemaatleriyle ilişkilerinin çok net olduğunu söyledi.
Engin Özmen ve Ali Can Zeray’ın haberine göre, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, çeşitli programlara katılmak üzere karayoluyla Edirne’ye gitti. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun bir oteldeki Başkanlar Kurulu toplantısına katılan Müezzinoğlu, çıkışında gazetecilerin Çin’den gelen ve zehirli madde içeren ayakkabılara ilişkin soruların yanıtladı. Bu tür ayakkabılarının satılmasının tek kelime ile ‘sahtekarlık’ olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, "Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız yakın takibini yapıyor. Özellikle bu tür sahtekarlıkların mutlaka önüne geçmemiz lazım. Çünkü kutuların içine eski ayakkabıları doldurup, onları depoda tutup diğerlerini de pazarlamak açıkçası tek kelimeyle sahtekarlıktır. Hele hele sağlıkla ilgili olan bir kısmı kansorejen içeren bir madde nedeniyle inanıyorum ki, en kısa zamanda suçlular bulunacak. Belirli ipuçları yakalandı. Dün sabah itibariyle Gümrük Bakanımızla görüştüm. Yakın takipte ama özellikle şüpheli ayakkabı tereddüdü olanlarda mutlaka müracaatlarını yapıp, tahlillerini yapmamız gerektiğini kamuoyuna duyurmamız lazım" diye konuştu.
Tartışma yaratan sinagogu gezdi
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, daha sonra Kaleiçi semtinde bulunan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarımı sürdürülen tarihi sinagogu gezerek, Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren’den bilgi aldı. Edirne Valisi Dursun Ali Şahin’in ‘sehven’ bir açıklama yaptığını ifade eden Müezzinoğlu, Musevi ve Hıristiyan cemaatleriyle ilişkilerinin çok net olduğunu kaydederek şunları söyledi:
Vali Bey sehven açıklama yaptı
"Vali bey sehven bir açıklama yaptı. Onu düzeltti zaten, biz tabi Mescid-i Aksa’da yapılan yanlışı kınıyoruz. Bir medeniyet merkezine, ibadethaneye İsrail askerlerinin o şekilde girmesi ve ibadeti engelleyen bir ibadethaneye postallarıyla giriyor olması bir defa insanlık dışı. Oradaki büyük yanlışlığı, karşılığında burada bir sanki karşılığıymış gibi bir duygu, düşünce ve ifade doğru değil. O nedenle bizim burada farklı farklı medeniyetlerin eserlerini barındırıyor olmamız, zaten ülkemizin ve Edirne’mizin zenginliğidir. Bu eserler insanlık mirasıdır. Bunların tarihi geleceğe taşımak ve bu inancın mensuplarının da buralarda ne kadar özgürce, ne kadar bir medeniyet şemsiyesi altında yaşayabildiklerinin de ispatıdır. Bu ispatı, bu medeniyeti onlara sunmuş bir milletin mensuplarıyız. O nedenle bu eserleri yaşatabilmek. Bu eserleri mensuplarıyla biz gün geldi, aynı mahallede, sokakta komşuluk yaptık. Ülkenin geleceğini konuştuk. Tarihi gelecekte de bunların olmamasının hiçbir neden yok. Bu tarihi geçmişin dayanakları, ispatlarıdır. Biz bunları yaşatmamız lazım"
‘Bizim gibi birinci sınıf vatandaşlar’
Musevi cemaatine bakış açışlarının son derece net olduğunu belirten Müezzinoğlu, bu ilişkinin bir ifadeyle zedelenmeyeceğini kaydederek, "Bizim hukukumuz zaten, bir kişinin bir ifadesiyle zedelenecek bir cemaat ilişkimiz yok. Hükümetimizin, Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın da zaten bu anlamda milletimizin de gerek Musevi cemaatine, gerek Hıristiyan cemaatine bakışımız son derece net. Onlar bu ülkenin bizim gibi birinci sınıf vatandaşıdır. Onların hak ve hukukları da bizimki kadar değerlidir. Biz Musevi cemaatinin talebi neyse onu değerlendiririz. Bir ibadethane ise o dinin ve temsilcilerinin değerlendirmesine göre değerlendirilir. Burası ibadethane yapılmak üzere onarıldı. Cemaat varsa istiyorsa gereği yapılır" dedi.