Mehmet Baransu
(Taraf - 14 Mayıs 2012)
Kapat ışığını Federasyon
Türk futbolu dün gece utanç verici görüntülere sahne oldu. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın şampiyonluk maçının ardından yaşananlar uzun süre hafızalardan silinmeyecek türdendi. Saha dışında yaşananların bir bölümünü ekranlardan canlı canlı izledik. Ancak statta neler yaşandığını kısmen öğrenme fırsatı bulduk. Kısmen diyorum çünkü yayıncı kuruluş Lig TV, olayları profesyonel biçimde sansürleme yolunu seçti.
Bugün sizlerle Galatasaray’ın şampiyon olmasının ardından soyunma odası ve koridorlarda yaşanan kupa rezaletinin perde arkasını paylaşacağım. Galatasaraylı yöneticilerden Başkan Yardımcısı Ali Dürüst başta olmak üzere spor dünyasının içinde yer alan ve o “karanlık gecede” orada bulunan isimlerle bir dizi görüşme yaptım. Bu görüşmenin notlarını sizlerle paylaşacağım.
Galatasaray’ın şampiyon olmasının ardından futbolcu ve teknik heyet kupa hazırlıklarını beklemek üzere soyunma odasına iniyorlar. Yöneticiler de koridorda Vali Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdür ve Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ve Yönetim Kurulu’yla toplantı yapıyorlar. Tam da bu sırada önce taraftarlar sahaya iniyor ardından da stat içi ve çevresi tam bir savaş alanına dönüyor.
Takım ve yönetim tribünden içeri girerken başta Ali Yıldırım olmak üzere, güvenlik görevlileri Galatasaraylıları taciz etmeye başlıyor.
Galatasaraylı futbolcu ve teknik heyet soyunma odasındayken, odaya Başkan Yardımcısı Ali Dürüst geliyor. Kupa töreni, soyunma odasında beklenirken, aşağıya olaylarla ilgili bilgiler geliyor. Saha içi ve dışında yaşanan benzer olaylar bu kez soyunma odasında yaşanıyor. Odaya sis bombası atılıyor. Göz gözü görmez bir durumda futbolculardan bazıları koridora çıkmak zorunda kalıyor. Olaylar çığırından çıkıyor.
Olayların büyümesi üzerine soyunma odasına kupa töreninin iptal edildiğiyle ilgili ilk bilgiler de gelmeye başlıyor. Kupa krizi çıkması üzerine önce soyunma odasına Ufuk Özerten giriyor. Vali, Emniyet Müdürü ve Yıldırım Demirören’in ortak aldıkları karar gereği kupanın soyunma odasında kendilerine verileceğini söylüyor. Dürüst ve Teknik Direktör Fatih Terim bu teklife karşı çıkıyorlar. Kupayı sahada alacaklarını Özerten’e bildiriyorlar.
Özerten’in ardından kısa bir süre sonra odaya TFF Başkanı Yıldırım Demirören giriyor. Kupanın soyunma odasında alınmasını teklif ediyor. Dürüst ve Terim aynı teklife bir kez daha itiraz ediyorlar. Demirören bu kez yukarı çıkıp, tekrar bir toplantı yapıyor.
Bu sırada Ali Dürüst, Vali ve Emniyet Müdürü’nün yanında yukarıda bulunan Başkan Ünal Aysal’ı arıyor. Kupanın sahada verilmesini, teknik direktör ve futbolcuların asla geri adım atmayacaklarını, soyunma odasındaki havanın ve alınan kararın bu şekilde olduğunu bildiriyor. Aysal da Dürüst’te aynı fikirde olduğunu, toplantıda idarecilere bunu söylediğini belirtiyor.
Galatasaray’ın geri adım atmadığını, kupayı soyunma odasında istemediğini gören TFF Yönetimi bu kez ikinci bir karar alıyor. Kupanın Türk Telekom Arena’da verilmesi teklifini ileri sürüyor. Yönetim ve teknik heyet bu karara da karşı çıkıyor. Fenerbahçe’nin şampiyon olması durumunda uygulanacak prosedürün aynısının yapılmasını, aksi halde tüm dünyaya rezil olunacağını heyete iletiyor.
TFF Yönetimi, Dürüst ve Terim’le bir kez daha görüşüyor ve yeni teklifi iletiyor. Bu teklife karşılık Ali Dürüst, Ufuk Özerten’e ilginç bir açıklama yapıyor; “Kupayı soyunma odasında da almıyoruz. Türk Telekom Stadı’nda da. Gerekirse 17 mayısa kadar burada, bu soyunma odasında bekleyeceğiz.”
17 mayıs Galatasaray’ın UEFA Kupasını aldığı tarih olması bakımından önemli. GS Yönetimi ve takımın kararlı olduğunu gören TFF Yönetimi, yeni kararlar almak üzere toplanıyor. Bu kez Galatasaray kupa verilmemekle tehdit ediliyor.
Dürüst, Başkan Ünal Aysal’la görüştükten sonra Demirören’e sert bir çıkış yapıyor. “Kupayı vermezseniz, çıkar sahaya kupasız şampiyonluk turu atarız ve siz de kupayı kargoyla gönderirsiniz. Bu ayıp da size yeter.”
Yönetim, TFF ve Demirören’in acizliğini görünce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı arama kararı alıyor. Önce Abdurrahim Albayrak, ardından da Teknik Direktör Fatih Terim, Erdoğan’la görüşüp, yaşananları anlatıyor. Erdoğan, önce GS’nin şampiyonluğunu kutlayıp, kupanın statta verileceğini, gerekli kişileri arayacağını söylüyor. Erdoğan’ın devreye girmesinin ardından da kupa töreninin yapılması kararlaştırılıyor.
Albayrak’ın koridorlarda söylediği bazı sözleri de sizlerle paylaşayım: “Şampiyon sahada olduk, kupayı sahada alırız. Işıkları yakmıyorsunuz ama sabaha kadar bekleyeceğiz. Güneş’in doğuşunu da engelleyemezsiniz ya.”
Galatasaray’a kupayı vermek istemeyenler bu kez de sahayı sulamaya, statta Fenerbahçe Marşı çalmaya başlıyor. Alınan bir karar da ışıkların yakılmaması. Ve Galatasaray, “karanlık gecede”, ışıkların yanmadığı bir ortamda kupayı alıyor.
Dün Ali Dürüst başta olmak üzere bazı isimlerle o “karanlık geceyi” konuştum. Dürüst ilginç bir cümle kullandı: “Federasyon ve Demirören kupasına bile sahip çıkamadı. Bu kadar kirliliğin olduğu bir ortamda dürüstlük ve temizlik adına futbolu oynadık ve o kupayı aldık.” Dürüst, olayları bu hale getiren Federasyon’un da istifa etmesi gerektiğini düşünüyor.
Karanlık gecede, koridorlarda yaşananlardan bir kısmı böyle. Futbolu bu hale getiren ve seyircileri yanlış yönlendiren şikeci ve teşvikçi yöneticilerin, onlara destek verenlerin şapkasını önüne koyup, bir kez daha düşünmesi gerekiyor. Beklentimiz bir daha geri dönmemek üzere futbol dünyasından gitmeleri ve özünde ahlak olan bu dünyayı “ahlaklı” insanlara bırakmaları.