Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, kendisi de dahil dünyada birçok insanın 2010 yılının, 2009'dan daha iyi olacağını düşündüğünü belirterek, ''Ama şunu da düşünüyorum ki hala çok büyük bir belirsizlik de var. Ve hala dünya ekonomisinde ve finans sisteminde önemli bir risk var'' dedi.
Zachau, TRT Türk'de katıldığı bir programda ekonomiye ilişkin soruları yanıtladı. Küresel krizde en kötünün geride kaldığına ilişkin görüşler bulunduğunun hatırlatılarak, ''Siz, bu görüşlerin neresindesiniz?'' sorusuna verdiği yanıtta Zachau, bu soruya verilecek cevaplardan birinin ekonomik göstergeler ve rakamlarla ilgili olduğunu söyledi.
Çok sayıda insanın, dünyada ve Türkiye'de büyük olasılıkla 2010 yılının, 2009'dan daha iyi olacağını, ekonomik büyümenin tekrar başlayacağını düşündüğünü belirten Zachau, kendisinin de böyle düşündüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
''Muhtemelen böyle olacak. Ama şunu da düşünüyorum ki, hala çok büyük bir belirsizlik de var. Ve hala dünya ekonomisinde ve finans sisteminde önemli bir risk var. Yani bunun bu şekilde olmama ihtimali de çok yüksek. Elbette ki pozitife doğru gidecek şeyler var. Ama belirsizlik hala yerinde duruyor. Yani ülkeler ve insanlar daha da kötüleşirlerse şaşırmasınlar. Toplam rakamlara baktığınız zaman, ekonominin genel büyümesine baktığınız zaman birçok insan, birçok aile bundan sıkıntı çekti. Çünkü, işlerini kaybettiler. Ailede ekmek kazanan insanlar işini kaybetti. İnsanlar iş bulamıyorlar. Mesala Türkiye'de iş gücü piyasasına bu yaz girmiş olan insanlar şu anda iş bulamıyorlar. Şu anda üniversiteye gidenler aslında üniversitede eğitimlerini devam ettiriyorlar. Çünkü, iş bulamayacaklarını düşünüyorlar. Üniversite düzeyinde bu böyleyken daha düşük düzeyde de bu böyle. Ailelere baktığınız zaman aile bireyleri işlerini kaybetmiş bu etki devam edecek. Görünen o ki bu 2010 yılında bu şekilde devam edecek.''
Bir başka soru üzerine Türkiye'nin şu anda en büyük sorunun istihdam olduğunu belirten Zachau, ekonomik kriz olmadan önce de bunun önemli bir sıkıntı olduğunu kaydetti, bunun ana sebebi olarak Türkiye'nin çok genç bir nüfusa sahip olmasını gösterdi. Her yıl 700 bin kişinin iş gücü piyasasına katıldığını belirten Zachau, bu kişilere iş bulmanın kolay olmadığını vurguladı. Krizin işsizlik sorununu daha da derinleştirdiğini anlatan Zachau, ''Peki Türkiye nasıl işsizliği azaltacak. Bunu söylemek oldukça zor. Dünyada ve birçok ülkede bu zaman alan birşey'' dedi.
Daha önce OECD ortalamalarına göre Türkiye'de öğretmen maaşlarının yüksek olduğuna ilişkin bir açıklamasının bulunduğunun hatırlatılması üzerine o konuda yanlış anlaşıldığını belirten Zachau, çocukları iyi eğitebilmek için iyi öğretmenlere sahip olmak ve onlara da iyi maaş ödemek gerektiğini söyledi.
Bankacılık kesimine ilişkin bir soruya verdiği yanıtda da Zachau, Türkiye'deki bankalara bakıldığında güçlü bankaların daha iyi hizmet verdikleri ve kredi verirken çok dikkatli olduklarının görüldüğünü kaydetti.
Sağlam bankaların bulunmasının iyi olduğunu ancak, bunun yan etkisinin bulunduğunu belirten Zachau şöyle devam etti:
''Bankalar kredi verirken bazen biraz fazla dikkatli davranıp KOBİ'lere kredi verirken tereddüt edebiliyorlar. Belli şeyleri istiyorlar. Kredinin geri dönüşünün somut kanıtlarını istiyorlar ama KOBİ'ler için bunu kanıtlamak o kadar kolay değil. Bir taraftan bu iyi birşey. Çünkü, finans sektörü sıkıntı yaşamıyor. Diğer taraftan reel ekonominin kullanması için emre amade olan kredilere baktığınız zaman çok daha dar bir kapsam ortaya çıkıyor.''
-''TÜM DÜNYA KAYBEDER''-
Dünyada kapalı ekonomiye doğru bir gidiş bulunduğuna ilişkin görüşler konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine de Zachau, krizden dolayı ülkelerin kendilerini düşünmeye başladıklarını, bu kapsamda gümrük tarifelerini yükseltmenin ihracatın önüne engel koymak olduğunu anlattı. Ülkelerin bunu kendi yurt içi üretimlerini korumak amacıyla yaptıklarını ifade eden Zachau, kısa vadede yerli üreticilerin bundan yararlanacağını ancak tüm ülkelerin diğerine tepki olarak bunu yapmaya başlaması sonucunda bunun da daha az ticaret, daha az ihracat anlamına geleceğini söyledi. Türkiye gibi ihracata dayalı büyüyen ülkelerin bundan olumsuz etkileneceğini ifade eden Zachau,''Bu işten tüm dünya orta ve uzun vadede kaybeder. Bazı ülkeler, bazı sanayiler, bazı şirketler kısa vadede faydalı çıksa da uzun vadede tüm dünya kaybeder'' dedi.
-ORTA VADELİ PROGRAM REALİSTİK-
Türkiye'nin bundan sonra IMF'siz yoluna devam edep edemeyeceğine ilişkin soruya da Zachau, şu yanıtı verdi:
''Türkiye, orta vadeli ekonomik programını zaten açıkladı. Bence bu realistik bir program. Güvenilir bir program. Sıkıntı bunun uygulanmasında. Bunun iyi uygulanmasında. Bence bu mümkün. Ve Türk hükümetiyle dünya bankası olarak bu programın uygulanmasında biz birlikte çalışmak istiyoruz. Türkiye'nin parlak bir geleceği olduğu kanısındayım. Sıkıntılar var. Uzun vadeli sıkıntılar var. İstihdam bunların başında geliyor. Ama şunu düşünüyorum ki Türkiye'nin bu sıkıntılarını çözebilecek gücü var. Dünya Bankası grubu olarak da Türkiye'nin bu bağlamda bir ortağı olmak istiyoruz.''