T24 - 4 Batılı devlet adamı birkaç gündür Türkiye’de... Finlandiya eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, İspanya eski Dışişleri Bakanı Marcelino Oreja Aguirre, Hollanda eski Dışişleri Bakanı Hans van den Broek, Avusturya eski Dışişleri Müsteşarı Albert Rohan...
Onlara “Akil Adamlar” deniyor.
“Bağımsız Türkiye Komisyonu” 2004’te, Türkiye’nin AB üyeliğine destek için Açık Toplum Enstitüsü ve British Council’ın girişimiyle kuruldu.
9 ülkeden, 3’ü liberal, 3’ü sosyalist, 3’ü sosyal demokrat, 9 devlet adamının oluşturduğu bu itibarlı heyetin, Batı’da etkili olacağı düşünüldü.
Heyette, Fransa eski Başbakanı Michel Rokard, Almanya Saksonya eyaletinin eski Başbakanı Kurt Bledenkopf, İtalya Senatosu Başkan Yardımcısı Emma Bonino, Polonya eski Dışişleri Bakanı Bronislav Geremek ve London School of Economics’in eski direktörü Anthony Giddens da var.
Komisyon’da para almadan, gönüllü çalışan 70 yaş üstü “akil adamlar”, bugüne dek Türkiye’nin tam üyeliğini savunan 2 raporla Avrupa’yı Türklere karşı adil davranmaya çağırdılar.
* * *
Heyet şimdi 3. rapor üzerinde çalışıyor. Arada Türkiye’ye gelip ziyaretler yapıyor.
Daha önce İstanbul’da Patrik’le görüştüler. Kayseri’ye gittiler. Kars’ta bir hapishaneyi ziyaret ettiler. Ama bunlar, Diyarbakır gezisi kadar ilgi çekmedi.
Heyetin Başkanı Ahtisaari, Kuzey İrlanda’da IRA’nın silah bırakmasına dair tahkikatın başındaydı. Daha sonra Endonezya Hükümeti ile Özgür Aceh Hareketi arasında devreye girdi. BM’nin Kosova Özel Temsilcisi olarak Kosova’nın bağımsızlığıyla sonuçlanan süreçte rol aldı. 2008’de Nobel Barış Ödülü’nü aldı.
Bu siciliyle, tam da ateşkesin bitmesine 5 kala, önce Diyarbakır’da sonra Ankara’da görülünce “Şimdi de Kürt sorununda arabuluculuk yapıyor” söylentisi yayıldı.
* * *
Oysa aylar öncesinden planlanmış bir gezi bu...
Ahtisaari, arabuluculuğu yalanlıyor, ama şunu söylüyor:
“Sizi daha yakından tanıyınca tam üyeliğin Türkiye’nin olduğu kadar Avrupa’nın da yararına olduğuna inandık. Kürt sorunu, üyeliğinizin önünü tıkayan bir engel... Sorunu anlamak için ilgilileri dinlemeye geldik.”
Heyet üyeleri, kimin samimi konuştuğunu, kimin aklından geçeni elevermediğini anlayacak kadar usta siyasetçiler...
Diyarbakır’da vali, belediye başkanı ve sivil toplum önderleriyle görüşmüşler. Ahmet Türk’ten çok etkilenmişler. Hatta “Ne kadar ılımlılar” diye şaşırmışlar. “Henüz sadece bir kısmıyla tanıştınız” cevabını almışlar.
Kürtler makul talepler dile getirince “Yarın yenilerini istemeyeceğiniz ne malum” diye de sormuşlar.
* * *
Heyetin bazılarını rahatsız etme nedeni, Ahtisaari’nin daha önce ilgilendiği Sırbistan’ın bölünmüş oluşu...
Bir başka neden, heyeti bir araya getiren Açık Toplum Enstitüsü’nün, eski doğu blokunda “turuncu devrimler”e imza atan “küresel sermayedar” George Soros’la bağlantılı oluşu...
Şurası kesin ki Türkiye, kapatamadığı bu yarayla her tür dış etkiye açık halde... Çözemediği sürece de böyle kalacak.
Bizim “Bölmeye geldiler” paranoyamız da sürecek.
Oysa referandum haritası, zaten bölünmüşlüğün aynası...
Kaldı ki, bir arada yaşamaktan mutlu, kenetlenmiş bir halkı kimse bölemez. Ama sosyal bir sorunu, 30 yıl silahla çözmeye çalışmak, sadece toplumu değil, ülkeyi de böler.
Hiç istenmez ama, sen çözmez seyredersen, diyalog kurmaz ertelersen, başkaları devreye girer.
Can Dündar'ın Milliyet gazetesinde bugün (18 Eylül 2010) "Kim Bu Akil Adamlar" başlığı ile yayımlanan yazısı...