Ankara Emniyeti’nin eski müdürü Cevdet Saral, geçtiğimiz hafta CNN Türk’teki bir yayında, Eylül 1998’de Başbakan Mesut Yılmaz’a Gülen cemaatiyle ilgili bir çalışma yapmak istediğini söylediğini, Yılmaz’ın kendisine, “Sakın ha! Ecevit bu cemaate meftundur. Böyle bir çalışma yaptığınızı duyarsa hükümeti yıkar” dediğini anlattı. Bu sözler üzerine gözler Demokratik Sol Partililere çevrildi. DSP’li iki eski bakan, Şükrü Sina Gürel ile Masum Türker, bu iddiayı yalanlarken cemaatin partiyi böldüğünü hatta ele geçirmeye çalıştığını doğruladı ve Kemal Derviş’e ve İsmail Cem’e dikkat çekti.
gazeteduvar.com.tr’den Özlem Akarsu Çelik’in haberine göre, 55’inci hükümetin (ANASOL-D) Devlet Bakanı, Ecevit Hükümeti’nin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, “Ecevit’in basında da yer alan cemaat okullarını takdir ettiği beyanının dışında bu iddiayı doğrulayacak bir tanıklığım yok. MGK’ya da katılıyordum. O zaman askerlerin de bu işten ciddi rahatsızlıkları vardı. Yurtdışındaki Türkler’den sorumlu bakanlığımda da dışişleri bakanlığım döneminde de bu okulları ziyaret etmedim. Bu okulların desteklenmesi genelgesi Abdullah Gül’ün döneminde çıkarıldı” diye konuştu.
“DSP’nin bölünmesinde cemaatin rolü var”
“DSP’nin iktidara gelmesinde Gülen’in bir rolü oldu mu bilmiyorum ama bölünmesinde oldu. Bir başka kolla beraber bize bakan olarak Amerika’dan gelen biri vardı” diyen Gürel, Kemal Derviş’e ve İsmail Cem’e dikkat çekti.
“Ecevit’le ters düştüğüm olaylardan biri ‘iyi tarikat-kötü tarikat’ kabulüydü. Parti içinde birkaç isim vardı, Afyon milletvekili Gaffar Yakın mesela. Sonradan İsmail Cem onunla ayrı parti (YTP) kurmaya kadar gitti. Fethullah Gülen, Vatikan’ı ziyaretine, büyükelçinin arabasıyla gitmişti, Dışişleri Bakanı İsmail Cem’di. Gülen’le ilgili esprili bir anımız var. Uluslararası bir yemekte Patrik Bartholomeos ile masada yan yana düşmüştük. Sonrasında Ecevit’e, Patrik Hazretlerinin size selamı var dedim. ‘Patrik beni çok sever çünkü ikimiz de Fethullahçıyız’ demişti gülerek”.
Türker: Cemaat DSP’yi ele geçirmeye çalıştı
Kemal Derviş’in istifasından sonra 57’inci Hükümet’in son döneminde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olan, DSP’nin eski Genel Başkanı Masum Türker de ‘Ecevit’in cemaatin meftunu olduğu’ iddiasını reddetti. “Cemaatin bir özelliği var. Kazanan tarafı ben kazandırdım der. Bizim iktidara gelişimizde Abdullah Öcalan’ın yakalanışının etkisi vardı. Biz parti programımızda idam olmayacak dediğimiz için Öcalan’ı bizim dönemimizde Türkiye’ye getirdiler” diyen Türker şöyle konuştu, “Cemaatin bizde tabanı yoktu, partiyi tepeden ele geçirmek istediler. Ben o yüzden aday oldum. Karşıma Tayyibe Gülek’i çıkarmak istediler”.
Derviş bu cümleyi neden kurdu?
Türker, Ecevit’in, DSP’yi din karşıtı gibi göstermek isteyenlere karşı hassas olduğunu ve partililerin cemaatlerle kavga etmesine izin vermediğini söyledi, Kemal Derviş’in bir sözünü hatırlattı, “Benim Kemal Derviş’ten bakanlığı devralmamda Derviş’in konuşmasına nasıl başladığına bakın. Tarih 12 Ağustos 2002. ‘Allah’a şükür değişimi demokratik bir şekilde sağlıyoruz.’ diyor. Bizzat Zeki Çakan’dan dinledim. Bush ile görüşmesinde Ecevit, ‘Irak’a saldırı konusunda yardımcı olamayız. Orada yaşayanlar Müslümanlardır’ deyince o andan itibaren Bush sadece Kemal Derviş’i muhatap alıyor.”
Haberin devamını okumak için tıklayın