Gündem

DSP Genel Başkanı: Bana fırıldak diyorlar, çağırıp fikrimi sormuyorlar

"Rahşan Ecevit beni istemedi"

25 Şubat 2019 09:35

CHP’nin yerel seçim için aday göstermediği isimleri bünyesine katmasıyla gündeme gelen Demokratik Sol Parti’nin (DSP) genel başkanı Önder Aksakal, iktidara yakın medya tarafından ‘övülmesine’ ilişkin olarak yapılan eleştirilere “Ben de diyorum ki, sen çağırdın da gelmedim mi? Beni ekranda dövüyorlar, fırıldak diyorlar ama çağırıp da fikrimi sormuyorlar…” diyerek yanıt verdi.

Aksakal’ın Hürriyet’e yaptığı açıklamalardan bir kısım şöyle:

Bazı köşe yazarları iktidara yakın medyanın sizi manşetlere taşıdığına dikkat çekiyor ve bunu destek olarak algılıyor. 

Ben de diyorum ki, sen çağırdın da gelmedim mi? Beni ekranda dövüyorlar, fırıldak diyorlar ama çağırıp da fikrimi sormuyorlar…  

Ümit Kocasakal ve Mehmet Sevigen bunu reddettiler.

Ümit Kocasakal’ın talebi, il başkanlığımız vasıtasıyla bana ulaştı. Kadıköy’den aday olmak istediğini söylediler. Mehmet Sevigen bizzat gidip Masum Türker’le görüştü. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı istedi. Neden Muharrem İnce’yi söylemiyorum, gazeteler yazdı ama öyle bir şey yok.

DSP Genel Başkanı Aksakal, Ümit Kocasakal ve Mehmet Sevigen’in partisinden adaylık başvurusu yaptığı ve geri çevrildiği iddiasını Hürriyet muhabirine de yineledi. Aksakal, dün Yeni Şafak gazetesine verdiği röportajda Ümit Kocasakal ve Mehmet Sevigen’in partisinden adaylık başvurusu yaptığını öne sürdü. Hürriyet gazetesinden İsmail Saymaz’ın konuştuğu iki isim, bu iddiaları yalanladı.

Bülent Ecevit ile yakın mıydınız?

O güne kadar hiç tanışmamıştık. Sonra yakın çalıştık. Milletvekilliği adaylığım sırasında çok çalıştım. Bu çok çalışmamız, örgüt içinde dikkat çekince arkadaşlar benim il başkanı olmamı istedi. Biz de bir yanlış yaptık ve Rahşan Hanım beni ihraç istemiyle disipline sevk etti. Çünkü ancak onun istediği kişiler yönetime gelebilirdi. Öyle bir kural vardı.  

Yani Rahşan Hanım sizin il başkanı olmanızı istemedi…

Tanımamasına rağmen istemedi. Parantez içinde söyleyeyim, Türkiye’de hiçbir siyasi partinin üyelik formunda 12 Eylül öncesi ve sonrası üyesi olduğu parti ya da dernekler sorusu yoktur. Sadece DSP’de vardı. Bu da tuzak bir soruydu. Eğer 12 Eylül öncesinde benim için örneğin Beypazarı ilçe başkanı yazıyorsa hayat boyu DSP’de yönetime gelemem. Bunu, Rahşan Hanım genetiğinde CHP düşmanlığıyla oluşturmuştur. DSP’lilerin o süreçte CHP’ye karşı mesafeli duruşunun asıl kaynağı da budur. Bir DSP yöneticisi, o zamanki adıyla SHP yöneticisiyle bir yemekte görülmüşse dahi ertesi gün görevden alınmıştır. Dolayısıyla istemedikleri kimse yönetimde yer alamazdı. Daha sonra biliyorsunuz, DSP 2002’de yüzde 1,2 oy oranına düşünce partiden bu manada nemalanan partililer çekildi ve biz inançlı solcular olarak partide kaldık, işlerin yürütülmesi yine bizim üzerimize kaldı.