T24 - Global resesyon ve borç krizi endişeleri ile birlikte risk iştahında yaşanan azalmanın etkisiyle döviz kurlarındaki yükselişin şirketlere faturası ağır oldu. Hisse senetleri İMKB’de işlem gören ve altı aylık mali tablolarını açıklayan 357 şirketten 123’ü zarar etti. 80 şirketin kârında düşüş yaşanırken, 119 şirket kârını arttırabildi.
Özellikle döviz açık pozisyonu taşıyan şirketlerin yüksek tutardaki kur farkı giderleri zararın büyümesinde etkili oldu. Geçen yılın ilk yarısında kâr eden 59 şirket, bu yılın aynı döneminde zarara geçerken, 41 şirketin zararı azaldı.
3 ayda 10 milyar TL zarar
Zarardan kâra geçebilen şirket sayısı 35’te kaldı. Haziran ayı itibariyle son bir yılda yüzde 22 yükselen euro, bu yılın ilk altı ayında yüzde 15 değer kazandı. Dolar ise bu yılın ilk yarısında yüzde 5,5 yükseldi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun açıkladığı verilere göre özel sektörün döviz açık pozisyonu bu yılın mart sonu itibariyle 111.8 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Sadece bu yılın mart ile haziran sonu arasındaki üç aylık dönemde oluşan kur farkı gideri 10.2 milyar liraya ulaştı.
Kur en çok THY’yi vurdu
İMKB-50 Endeksi’nde yer alan şirketler arasında kurun etkisini en fazla gösterdiği iki şirket Migros ve Türk Hava Yolları (THY) oldu. Geçen yılın ilk yarısında 231.3 milyon TL kâr eden THY, bu yılın aynı döneminde 543.6 milyon TL zarar açıklarken, Migros ise 133 milyon TL kârdan 327 milyon TL zarara geçti. THY’nin finansal giderleri 77.8 milyon liradan 590.2 milyon liraya fırlarken, 500 milyon lirasını kur farkı gideri oluşturdu. Migros’un da finansal giderleri 230 milyon liradan 478 milyon liraya çıkarken, 347 milyon lirasını kur farkı gideri oluşturdu. Erdemir’in kur farkı zararı 24.9 milyon liradan 211.1 milyon liraya yükselirken, Tüpraş’ın kredilerden oluşan kur farkı zararı ise 79.4 milyon liradan 337.2 milyon liraya çıktı.
AB ve ABD riskli
Büyükekşi küresel ekonomideki gelişmeleri dikkatle izlediklerini belirterek “Japonya 1990’da resesyona girdikten sonra faizleri sıfıra indirmesine ve parasal genişleme uygulamasına rağmen likidite tuzağına düşmüş, genişletici önlemler ile kamu borcu büyümüş, ancak ortalama yüzde 1 büyümeye sıkışılmıştır. ABD ve AB için de aynı riskler bulunmaktadır” dedi.