Ekonomi

Doğuş'un gıda ve restoran cirosu 400 milyon dolar

Ferit Şahenk, gıda ve restoranlardan 400 milyon dolar ciro elde ettiklerini belirterek, gelecekte yurt dışında da yeni mekanlar açacaklarının sinyalini verdi

25 Ağustos 2014 12:38

Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, gıda sektöründeki şirketlerinin cirosunun 400 milyon dolara ulaştığını söyledi.

Hürriyet gazetesi ekonomi yazarı Vahap Munyar’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün veda resepsiyonunda görüştüğü Ferit Şahenk, ileriki dönemde Dubai ve New York’ta da yeni restoranlar açacaklarını belirtti.

Vahap Munyar’ın Hürriyet’te “Gıda ve restorandan 400 milyon dolar ciro” başlığıyla yayımlanan (25 Ağustos 2014) yazısı şöyle:

 

Gıda ve restorandan 400 milyon dolar ciro

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşinin veda resepsiyonunda Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’e gıda-restoran işlerindeki son durumu sordum

Yeni alımlar düşünüyor musunuz?

Aldıklarımızı ortaklarımızla birlikte özümseme, daha iyiye taşıma ve büyütme üzerinde çalışıyoruz. Hem Türkiye’de, hem de dünyada çok iyi restoran markalarına ortak olduk. Dubai’de Nus’ret, New York’ta Zuma açacağız.

 

Bu sektördeki cironuz ne kadara ulaştı?

400 milyon dolar.

 

Bazı alımları yapmadan önce de cironuz o boyuttaydı diye biliyorum.

Kendi payımıza düşeni söyledim. Ortaklarımızın payına düşenle birlikte 600-700 milyon dolara ulaşıyor.

İnşaat, otomotiv, banka derken, restoran işi de Doğuş’un ana sektörleri arasındaki yerini aldı...

 

Başkan, ‘Pamuk kurudu’ dedi,
elektrik patronu ‘ödeme niyeti’ istedi

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül’ün iş dünyası, sivil toplum örgütleri ve sanatçıları kapsayan veda töreninde Tüm Alışveriş Merkezleri ve Perakendecileri Derneği (TAMPD) Başkanı Vahap Küçük, Avea CEO’su Erkan Akdemir’le birlikte sohbet ettikleri Şanlıurfa Belediye Başkanı Celalettin Güvenç’e sordu:

Şanlıurfa’da ne var ne yok Başkanım?

Elektrik kesintileri yüzünden pamuk tarlaları kuruyor.

 

Elektrikler neden kesiliyor?

Özelleşen Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ), ödenmeyen borçlar yüzünden elektrikleri kesiyor. Çözüm bulmakta zorlanıyoruz.

Yanlarından ayrılıp salonda tur atarken DEDAŞ’ın büyük patronu Eksim’in Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tivnikli’yle karşılaşınca konuyu aktarıp sordum:

Siz de İstanbul’daki CLK gibi 10 günlük gecikmeyle bile abonenin elektriğini mi kesiyorsunuz?

Hayır. Bir-iki yıllık borçları tahsil etmeye çalışıyoruz. Ancak maalesef Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Batman ve Şanlıurfa’yı kapsayan bölgemizde hem kayıp-kaçak oranı çok yüksek seyrediyor. Hem de kimse borcunu kapatmaya yanaşmıyor.

Gecikmiş borçlar için indirimli formül önerdiklerini kaydetti:

Aboneden gecikme cezası ve faizle birlikte 100 liraya çıkan borcunun en azından 20 lirasını ödemesini istiyoruz. Buna da yanaşan çok az. Borçları tümüyle silemem ya.

 

Devlet size bu bölge için bir destek veriyordu.

Başlangıçta yüzde 70’lik destek vardı. Şimdi yüzde 59 düzeyinde. Ancak, abonede ödeme eğilimi yok denecek kadar az. Personelin can güvenliği de tehlikede. Birçok yerde jandarma bile çaresiz kalıyor.

Bölgedeki kayıp-kaçak oranına örnek verdi:

Kayıtlara göre Mardin’deki elektrik kayıp-kaçak oranı yüzde 80’e yakın görünüyor. Oysa gerçekte yüzde 95’i buluyor. Abone, parasını ödemediği elektriği israf da ediyor.

Bölgedeki konutlarda elektrik kullanımı ile İstanbul’u karşılaştırdı:

Bölgedeki bazı konutların ortalama yıllık tüketimi İstanbul’daki aboneyi 3-4’e katlıyor. Camı-kapısı açık bir binada 20 dolayında klimanın çalıştığını gözlerimle gördüm.

O sırada Şanlıurfa Belediye Başkanı Güvenç yanımıza geldi. Bir başka köşede sohbet eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ı işaret ettim:

Birlikte Enerji Bakanı’nın yanına gidelim. Belki bir çözüm bulurlar.

Tivnikli, umutsuz yaklaştı:

Sağolsunlar iyi niyetle çaba gösteriyorlar. Sorun kolay çözülecek gibi görünmüyor.

Siz ihaleye girerken bunları öngörmemiş miydiniz?

Bu kadarını öngöremedik. Kayıtlarda da kayıp-kaçak oranları gerçeğin 5-10 puan altındaydı.

Bir işadamı araya girdi:

Bölgede tahsil edilemeyen elektriğin faturası zaten diğer abonelerin sırtına yükleniyor. Devlet o bölgeden elektrik parası almaktan vazgeçsin daha iyi.

İş sadece konutlarla bitse, belki hükümet böyle bir adım atacak. Ancak, sulamanın elektrik tüketimi hiç de küçümsenecek gibi görünmüyor. Sadece DEDAŞ’ın 330 bin köylü abonesinin yıllık faturası 330 milyon liraya ulaşıyor. Doğu ve Güneydoğu’daki sulama elektriği faturası yılda 1 milyar lirayı aşıyor.

Bunun tümü karşılanır mı?

Bölgede elektriği kesilen abonelerin direnişine başka çözüm bulunabilir mi?