Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan nüfusun yüzde 15'ine yakın kısmının Hepatit B taşıyıcısı olduğu, bunların yüzde 25'inin kronik hepatit hastalığına, bu rakamın 4'te birinin de siroz ve bu zeminde gelişen kansere yakalandığı bildirildi.
Hepatit ve diğer bazı hastalıklar kaynaklı olarak yılda 5 bin kişinin karaciğer nakline ihtiyacı olduğu Türkiye'de, bu ihtiyacın yüzde 18-20'si karşılanabiliyor, yüzde 80'lik hasta popülasyonu ise zaman içinde kaybediliyor. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hüseyin Astarcıoğlu, karaciğer nakli konusunda İzmir'in öncü bir il olduğunu, kentte yılda 200 civarında naklin gerçekleştirildiğini, bunun 65-70'inin Prof. Dr. İbrahim Astarcıoğlu ve Prof. Dr. Sedat Karademir'in önderliğinde DEÜ'de yapıldığını ifade etti.
Hastaların önemli bir kısmının Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'dan geldiğini, bunların hemen tamamının Hepatit B virüsü taşıdığını ifade eden Doç. Dr. Astarcıoğlu, şunları söyledi:
“Orada yüzde 10-15'lere varan taşıyıcı bir nüfus var. Popülasyonun yüzde 10-15'i, düşünün orada kaç kişi yaşıyor. Bunların yüzde 15'i taşıyıcı. Bu yüzde 15'in yüzde 25'i kronik aktif hepatit, onun da yüzde 25'i siroz oluyor, siroz zemininde kanser gelişiyor. Sayıya vurduğunuzda çok müthiş bir şey var. Çok hasta var ve bu hastaların önemli kısmı doktorlara ulaşamıyor. Ulaşsa bile vaktinde ve doğru biçimde yönlendirilemiyor. Bu hastalar, karaciğer nakli olamadan kaybediliyor. Organ bağışının da yetersizliği, canlı vericinin olmaması, kadavradan karaciğer bulmak da önemli sorunları oluşturuyor.”
Doç. Dr. Astarcıoğlu, Malatya Üniversitesinde iki yıldan bu yana kurulan nakil ekibi ile yılda 100'ü aşkın operasyon yapıldığını, bu şekilde ciddi bir yükün bu üniversite tarafından üstlenildiğini belirtti.
Naklin yüzde 80'i Hepatit B'den
Türkiye'de karaciğer nakli gerekenlerin yüzde 70-80 kadarını Hepatit B hastalarının oluşturduğunu ifade eden Doç. Dr. Astarcıoğlu, çok kolay bulaşabilen bu virüsü alan kişilerin önemli kısmının taşıyıcı olduğunu, bunlardan bir kısmının kronik aktif hepatit denilen forma, bir kısmının da siroza gittiğini belirtti.
Doç. Dr. Astarcıoğlu, karaciğer naklinin masraflı, büyük emek ve organizasyon gerektiren bir operasyon olduğunu belirterek, öncelikle önleyici tedbirlerin alınması gerektiğine işaret etti.
Doç. Dr. Astarcıoğlu, “Hepatit B aşısının yeni doğan bebeklere yapılması zorunluluğu Türkiye'ye yeni geldi. Bunun meyvelerini toplayıncaya, bebekler büyüyünceye ve bu durum süreklilik gösterinceye kadar Hepatit B hastalarına karaciğer nakli gerekecek” dedi.
Önemli sayıda hasta kaybediliyor
Türkiye'de karaciğer nakli olması gereken hasta sayısının yıllık 5 bin olduğunu, ancak 700-800 nakil yapılabildiğini ifade eden Doç. Dr. Astarcıoğlu, toplam ihtiyacın ancak yüzde 18-20'sini karşılayabildiklerini, yüzde 80'lik hasta popülasyonuna bu sağlık hizmetini henüz ulaştıramadıklarını bildirdi.
Doç. Dr. Astarcıoğlu, önemli sayıda hastanın, tedavi imkanlarına ulaşamadan, zaman içinde kaybedildiğini belirtti.
Astarcıoğlu, kadavranın, ülke ihtiyacının ancak yüzde 10'unu karşılayabildiğini, canlı verici için gönüllü olan kişilerin tıbben uygun bulunmayabildiklerini ifade ederek, “Biz gerçek ihtiyacın oldukça az kısmına karşılık verebiliyoruz” dedi.
Hüseyin Astarcıoğlu, nakiller sonrası yıllık sağ kalım oranlarının yüzde 90'larda olduğunu sözlerine ekledi.