Doğan Holding, önce Ankara temsilcileri Barbaros Muratoğlu, ardından Baş Hukuk Müşavirleri Turgut Yücel ile grubun eski İcra Kurulu Başkanı Yahya Üzdiyen’in gözaltına alınması sonrası gündeme getirilen "2009 yılında kesilen vergi cezalarını sildirmek 2012 yılında Gülen cemaatine yakın avukatlarla işbirliğine gittiği" iddialarının "asılsız olduğunu" belirten bir açıklama yaptı. "Vergi cezaları 2011 yılında TBMM’den geçen Vergi Barışı Kanunu hükümleri çerçevesinde zaten çözüme kavuşturulmuştu" denen açıklamada, "Bu konudaki görüşmeler Maliye Bakanlığı ile yürütülmüş ve Bakanlık ile Doğan Holding arasında mutabakat protokolü 2011 yılı haziran ayında imzalanmıştı. Dolayısıyla zaten kapanmış bir dosya için sonradan FETÖ’den yardım alınması fiilen ve hukuken mümkün değil" dendi.
Doğan Holding'ten yapılan açıklama şöyle:
Doğan Holding’in 2009 yılında kesilen vergi cezalarını sildirmek amacıyla FETÖ ile işbirliğine gittiği yolunda yapılan bazı yayınların gerisinde gerçeklerle bağdaşmayan vahim maddi hataların bulunduğu ortaya çıktı. Grubun bu vergi cezalarının çözümü için 2012 yılında Gülen cemaatine yakın avukatlarla işbirliğine gittiğinin iddia edilmesine karşılık, gerçekler Doğan Holding’in bu vergi cezalarını bundan bir yıl önce, 2011 yılında Maliye Bakanlığı ile uzlaşı yoluyla çözüme kavuşturduğunu apaçık kanıtlıyor.
Bu konudaki yayınlar Doğan Holding Hukuk Müşaviri Erem Turgut Yücel ile grubun eski İcra Kurulu Başkanı Yahya Üzdiyen’in gözaltına alınmasından sonra gündeme geldi. İktidara yakın bazı yayın organlarında, Yücel ile Üzdiyen’in Doğan Grubu’na kesilen vergi cezalarını sildirmek için FETÖ ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alındıkları ileri sürüldü.
Bu haberlerde, Yücel ile Üzdiyen’in “vergi borcunun silinmesi amacıyla FETÖ ile pazarlık yaptıkları”, vergi cezalarının FETÖ ile işbirliği yapılarak “halledildiği” gibi suçlamalar ortaya atıldı.
İtirafçının ifadesinden
Buna karşılık, söz konusu yayınların somut gerçeklerle ve yaşanılan olaylarla uzaktan yakından bir ilgisi yok. Yücel ve Üzdiyen’in geçen perşembe günü gözaltına alınmasına yol açan en önemli suçlama, Ramazan Aykış, Mehmet Yusuf Burak ve Cemalettin Karadaş adındaki avukatlardan hukuk hizmeti alınması için 2012 yılında -yani FETÖ ile AK Parti iktidarı arasındaki kopmadan çok önce- bir danışmanlık anlaşması yapılmış olması. Barbaros Muratoğlu’nun tutuklanması, Yücel ve Üzdiyen’in gözaltına alınması, tamamen, itirafçı olan Ramazan Aykış’ın etkin pişmanlık kapsamında alınan ifadesine dayanıyor.
Tarih 2 Temmuz 2012
Burada önem taşıyan nokta, Ramazan Aykış ile yapılan sözleşmenin 2 Temmuz 2012 tarihini taşıyor olması. Bu sözleşme yapıldığında, Doğan Grubu’na kesilen vergi cezaları ilgili dosyanın 1.1 milyar liralık ödeme de içeren bir mutabakatla kapatılmasının üzerinden bir yıldan da uzun bir süre geçmişti. Çünkü 2009 yılında iki parti halinde kesilen vergi cezaları 2011 yılında TBMM’den geçen Vergi Barışı Kanunu hükümleri çerçevesinde zaten çözüme kavuşturulmuştu. Bu konudaki görüşmeler Maliye Bakanlığı ile yürütülmüş ve Bakanlık ile Doğan Holding arasında mutabakat protokolü 2011 yılı haziran ayında imzalanmıştı. Dolayısıyla zaten kapanmış bir dosya için sonradan FETÖ’den yardım alınması fiilen ve hukuken mümkün değil.
O müfettişler FETÖ'cü
Gözden kaçırılmak istenen en önemli nokta ise iki aşamada tahakkuk ettirilen ve gecikme faizleri de işlenerek 6 milyar 700 milyona ulaşan, bu yönüyle Doğan Holding’in değerinin de üstüne çıkan vergi cezalarını uygulamaya koyan vergi müfettişlerinden neredeyse tümünün FETÖ’cü olduklarının ortaya çıkmış olması. Bu cezaları tahakkuk ettiren toplam 11 vergi müfettişinin 10’u, 15 Temmuz sonrası FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle devlet memuriyetinden atılmış bulunuyor. Bu müfettişlerden biri 15 Temmuz’dan önce memuriyetten ayrılmıştı.