Gündem

Doç. Dr. Murat Somer: İnsanlar daha çok çatışma çıkar, yeni OHAL'ler olur korkusuyla başkanlığa 'evet' diyebilir

"Diyelim ki referanduma gitti ve başkanlığa hayır çıktı o zaman ne olacak?"

13 Aralık 2016 15:27

Koç Üniversitesi Siyaset Bilimleri ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Somer, Meclis Anayasa Komisyonu'na gelen anayasa değişikliği teklifinin halkoylamasına sunulması halinde "insanların daha çok çatışma çıkar, yeni OHAL'ler olur korkusuyla 'evet' diyebileceğini" ileri sürdü. 

"7 Haziran’da iktidar partisi çoğunluğunu yitirdi. Bir anlamda seçmen, iktidarı muhalefetle paylaş mesajını verdi. Ama muhalefete önce hükümete katılma imkanı tanınmadı. Sonra da hükümeti kurma şansı hiç verilmedi" diyen Somer, "Bu açıkça demokratik kurallara ve parlamenter demokratik sistemin Türkiye’de yerleşmiş ilke ve teamüllerine aykırıydı. Başkanlık meselesinde referanduma gidecek mi henüz bilmiyoruz.. Ama diyelim ki referanduma gitti ve başkanlığa hayır çıktı o zaman ne olacak?" diye sordu.

Evrensel'den Şerif Karataş'a konuşan Murat Somer'in açıklamaları şöyle:

Ülkenin içinde bulunduğu OHAL sürecinde anayasa değişikliğine gidilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

OHAL ortamı hiç kuşkusuz anayasa değişikliğinin demokratik bir ortamda tartışılmasına izin vermiyor. Halkın iradesi serbest bir ortamda ve tüm seçenekleri dinleyerek oluşmuyor. Öte yandan şöyle bir durum da ortaya çıkabilir. İnsanlar, hayır çıkarsa daha çok karışıklık çıkar, OHAL iyice kalıcı olur bir an önce asgari düzeyde “normale” dönelim kaygısıyla da evet oyu verebilir. Bu da serbest bir irade olmaz. 7 Haziran’da iktidar partisi çoğunluğunu yitirdi. Bir anlamda seçmen, iktidarı muhalefetle paylaş mesajını verdi. Ama muhalefete önce hükümete katılma imkanı tanınmadı. Sonra da hükümeti kurma şansı hiç verilmedi. Bu açıkça demokratik kurallara ve parlamenter demokratik sistemin Türkiye’de yerleşmiş ilke ve teamüllerine aykırıydı. Başkanlık meselesinde referanduma gidecek mi henüz bilmiyoruz.. Ama diyelim ki referanduma gitti ve başkanlığa hayır çıktı o zaman ne olacak?.. Cumhurbaşkanlığı bu sonucu kabul edip parlamenter sistemin sınırlarına çekilecek mi? Yoksa fiili başkanlığa devam mı eder? İnsanlar bu ikincisi olur, daha çok çatışma çıkar, yeni OHAL’ler olur korkusuyla da “evet” diyebilir. Bu da sonuçta demokratik ve adil bir seçim olmaz.

"Yargının tarafsızlığına gölge düşürüyor"

Anayasa değişikliği teklifinde ilk etapta göze çarpan ve ülke yönetimini olumsuz etkileyecek bu değişiklikler nelerdir?

Öncelikle TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı anda yapılması doğru değil. Başkanlıkla ilgili iktidarın en önemli gerekçelerinden biri Meclisin başkanı denetleyeceği iddiası... Oysa iki seçim aynı anda yapılırsa Meclis çoğunluğu da başkanlık da muhtemelen aynı partiden gelir. Ve mevcut Siyasi Partiler Kanunu (SPK) değişmedikçe Meclisin partili cumhurbaşkanını denetlemesi beklenemez. Farklı zamanlarda seçim olmalı... Veya Meclisin yarısı her 2.5 senede bir yapılacak seçimlerle yenilenebilir. Bu da sistemi az çok demokratikleştirebilir.
İkincisi, seçim sistemi ve SPK değişmiyor. Tek yapılan değişiklik, seçilme yaşının 25’ten 18’e inmesi. Bunun mantığı, “yetmez ama evet” oyunu teşvik değilse ne olabilir? Bu özellikle referanduma gidilirse sorunlu, 2010’da yaşandı. Eğer seçim sisteminde değişiklik olacaksa en başta seçim barajını kaldırmak veya düşürmek gerekmiyor mu? Üçüncüsü, merkezi idare kapsamında teşkilatların cumhurbaşkanı kararnamesiyle düzenlenmesi doğru değil, idari yapının kararnameyle değişmesi durumunu yaratabilir. İdari yapı da temel bir vatandaşlık hakkı. Dördüncüsü, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirlenmesinde cumhurbaşkanının seçim yetkisi TBMM’ye göre çok daha esnek ve geniş. Bu da yargının tarafsızlığına gölge düşürüyor. 
Bunların yanında bazı olumlu maddeler de var. Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğunun belirlenmesi, yargının tarafsızlığının vurgulanması (ama güvencesinin getirilmemesi) gibi.. Fakat bahsettiklerim ilk etapta gözüken ve eğer düzeltilmezse sistemin tümden düzgün işleyişini engelleyecek unsurlar. “Yanlış ve hayır” kadar “yetmez ve hayır” denmesini gerektirecek kusurlar.

"Muhalefet basit dille halkı ikna etmeli"

Bu anayasa değişikliği Türkiye için ne ifade eder? Buna karşı muhalefet nasıl bir siyaset yapmalı?

Bu teklif mevcut fiili durumu demokratik ve ülke hayrına işleyebilecek bir duruma dönüştürebilecek bir teklif değil. Muhalefet bu aşamada öncelikle mevcut teklifi asgari düzeyde demokratik kılabilecek ve olmazsa olmaz değişiklik önerilerini getirmeli. Bunları halka anlatmalı.Bu bir yarı başkanlık istemi de olabilir ve işleyebilir. İktidar bu önerileri kabul etmezse sorunluluğu kendine ait olur. O zaman da halka bu sistemin neden hayrına olmadığını etkili bir şekilde anlatmalı. Ülkenin geleceğini ve kendi hayatını nasıl etkileyeceğini net ve basit bir dille anlatarak ikna etmeli.