Ankara'da bir süredir kanser tedavisi görmekte olan KADEP Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi yaşamını yitirdi.
Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi (74) vefat etti.
Bir süredir Medicana International Ankara Hastanesinde tedavi gören Elçi, saat 18.40'da akciğer ve solunum yetmezliğine bağlı kalp durması nedeniyle hayatını kaybetti.
Hastane yetkilileri, Elçi'nin cenazesinin yarın öğle saatlerinde ailesine teslim edileceğini bildirdi.
Bu arada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hayatını kaybeden Şerafettin Elçi'nin ailesine başsağlığı diledi.
Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre Erdoğan, Elçi'nin vefatının hemen ardından, damadı Mustafa Denizli ile de telefonla görüştü. Denizli'den Elçi'nin vefatıyla ilgili bilgi alan Erdoğan'ın, Elçi'nin aile bireylerine sabır, metanet ve taziye dileğinde bulunduğu öğrenildi.
Şerafettin Elçi kimdir?
Katılımcı Demokrasi Partisi Genel Başkanı'dır.
İlk ve ortaokulu Cizre’de, liseyi Mardin’de okudu. Yüksek öğrenimini, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladıktan sonra, Diyarbakır’da avukatlık stajı yaptı. Talebeliği döneminde, 49’lar Davası diye bilinen “Kürtçülük Davası”ndan yargılandı.
Cizre’de bir süre avukatlık mesleğini icra etti. 12 Mart 1971 Muhtırası döneminde, Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi sanıkları arasında Diyarbakır Askeri Mahkemesi’nde yargılandı. 8 ay kadar, Askeri Cezaevi’nde tutuklu kaldı.
1977 Milletvekili Genel Seçimleri’nde Mardin milletvekili olarak, parlamentoya girdi. 22 Aralık 1977'de Bülent Ecevit, İstanbul Florya semtinde bulunan Güneş Moteli'nde daha sonra 11'ler olarak anılacak Adalet Partisinden ayrılan bağımsız milletvekillerden Enver Akova, Ali Rıza Septioğlu, Mustafa Kılıç, Mete Tan, Tuncay Mataracı, Güneş Öngüt, Orhan Alp, Ahmet Karaaslan, Hilmi İşgüzar, Oğuz Atalay ve Şerafettin Elçi ile görüşmüş ve yeni kurulacak hükûmetteki bakanlık koltuğu karşılığıyla Demirel hükûmeti aleyhindeki gensorunu desteklemesi konusunda anlaşmıştı. Şerafettin Elçi kurulan hükümette 1978–1979 yılları arasında, Bayındırlık Bakanı olarak görev yaptı.
12 Eylül Darbesi'nden sonra tutuklandı. Bakan bulunduğu dönemde Türkiye’de Kürtler var, ben de Kürdüm şeklindeki açıklamalarından dolayı, Ankara Sıkıyönetim Mahkemesince 2 yıl 3 ay cezaya çarptırıldı. Yine Bakanlığı döneminde, bazı Kürdleri işe aldı diye Yüce Divan’da yargılandı ve 2 yıl 4 aya mahkûm oldu. Bu cezalardan dolayı, 30 ay’ı aşkın bir süre cezaevinde kaldı. Bu cezaların bir sonucu olarak, 10 yıl kadar siyasi haklardan mahrum bırakıldı ve avukatlık mesleğini yapmaktan alıkonuldu.
1992’de, 98 kürt aydını ile birlikte Kürt Hak ve Özgürlükler Vakfı’nı kurdu. Vakfın Kurucu Başkanlığı’nı yürüttü. Uzun bir hukuki mücadelenin sonucunda, sözkonusu vakıf, 1995’te Kürt Kültür ve Araştırma Vakfı olarak tescil edildi. Bu sayede, Cumhuriyet tarihinde ilk olarak, “Kürt” adı ile bir kurum resmiyet kazanmış oldu.
1994’te bir grup arkadaşıyla birlikte, Kürt Demokratik Platformu’nun kuruluşuna öncülük etti. Bu platformun sözcülüğünü yürüttü. Kürt Demokratik Platformu, 3 Ocak 1997’de kurulan Demokratik Kitle Partisi’nin oluşum faaliyetlerini yürüttü.
Demokratik Kitle Partisi’nin kuruluşu ile birlikte, Parti’nin Genel Başkanlığı’na getirildi.
Demokratik Kitle Partisi, 26 Şubat 1999 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Daha sonra 19 Aralık 2006 tarihinde kurulan Katılımcı Demokrasi Partisi’nin Genel Başkanlığına getirildi.
12 Haziran 2011 seçimlerinde Diyarbakır ilinden bağımsız milletvekili seçilmiştir.
Evli ve 7 çocuk babasıdır.