Gündem

Diyanet: Toplumsal olaylarda teselli dili yerine farkındalık yaratılmalı

'Cemaatler şeffaf ve hesap verebilir olmalıdır' mesajını veren Diyanet İşleri Başkanlığı, kadın ve çocuk cinayetlerine net bir biçimde karşı çıktı

04 Haziran 2014 22:36

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Mardin'de 81 il müftüsüyle yaptığı toplantı sona erdi. Toplantının ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan kadın ve çocuk cinayetlerine net bir şekilde karşı çıkıldı. 

Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik olarak “Sivil girişimlerle ortaya çıkan dini oluşumlar dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplumsal bir gerçekliktir. Ancak bu oluşumların açık, şeffaf, hesap verebilir, toplumu ayrıştırmayan, dini duyguları ve güveni istismar etmeyen bir yapıda olmaları son derece önemlidir” ifadelerinin yer aldığı bildirgede toplumsal olayların ardından üretilen teselli dilinin yeterli olmadığı, yetkililerin toplumsal farkındalık yaratmakla yükümlü olduğu vurgulandı. Diyanet, Nijerya'daki Boko Haram örgütünün kız çocuklarını kaçırmasını da eleştirdi.

 

‘Diyanet anayasal kurumdur...’

 

Diyanet'in Mardin'de 81 il müftüsüyle yaptığı toplantı sona erdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "fıtrat" açıklamasına karşılık, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in Soma'da 301 madencinin hayatını kaybettiği kazaya ilişkin söylediği "İnsanın suç ve sorumluluğunu, İlahi Kudrete yüklemek yanlıştır" sözleriyle kamuoyunda gündeme gelen toplantı sonunda bildiri yayınlandı.

Bildiride, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "anayasal bir kurum" olduğuna vurgu yapılarak, görevinin de toplumu "doğru bilgilendirmek" olduğu belirtildi. 

Sonuç bildirisinde, "Diyanet İşleri Başkanlığı, İslâm’ın evrensel ilkeleri ile yüce değerlerinin toplumumuza ve insanlığa doğru bir şekilde ulaştırılması amacıyla küresel ölçekte faaliyet gösteren saygın bir Anayasal kurumumuzdur. Başkanlığımızın görev ve yetkisi, ilgili kanunlar tarafından belirlenmiş olup güven ve itibarını aziz milletimizin ilgi ve itimadından, tarihsel bilgi, birikim ve tecrübesinden almaktadır. Bu yetkiyle, yüce dinimizin inanç değerlerini ve ahlaki umdelerini aşındırmaya yönelik her türlü ifrat ve tefrit karşısında vatandaşlarımızı doğru bilgilendirme sorumluluğunun bilincinde olarak, ortaya çıkan gelişmeleri dikkatle değerlendirmektedir" denildi.

Diyanet bildirisinde, gerek Türkiye'de toplumun her kesimine, gerekse dünyaya önemli mesajlar verildi. Toplantı sonuç bildirisinde yer alan mesajlar şöyle:

 

‘Diyanet gündelik tartışmaya çekilemez’

 

"Diyanet İşleri Başkanlığı, uhdesine verilen görevlerin gereğini yerine getirirken, kuruluşundan bu yana özenle geliştirdiği ve kurumsallaştırdığı dengeli ve sağduyulu konumunu korumaya daima özen göstermektedir. Başkanlığımızın bu tutumu müftülerimizin dikkat, özen ve hassasiyetleriyle uygulanmakta ve her türlü gündelik tartışmaların içine çekilme çabaları sonuçsuz kalmaktadır."

 

‘Çocuk yaşta evlilikler ve kadın cinayetleriyle mücadele edilmeli’

 

"Son zamanlarda yazılı ve görsel medyada yoğun biçimde yer verilen çocuk ve kadın cinayetleri, annelerinden ve ailelerinden kopartılan çocukların yürek burkan haberleri ve gündemden düşmeyen çocuk yaşta evlilikler toplum olarak, İslâm’ın barış ve rahmet mesajlarına ve merhamet eğitimine ne kadar muhtaç olduğumuzu göstermekte"dir. Gelinen noktada toplumsal bir duyarlılığa ihtiyaç duyulmaktadır."

 

Toplumsal olaylarda teselli yetmez, farkındalık yaratılmalı

 

"Yakın geçmişte yaşanan bazı toplumsal ve doğal olaylar; trajik hadiselerin ardından üretilen teselli dilinin yeterli olmadığını, acı sonuçlar doğuran sosyal ve tabii hadiseler daha yaşanmadan önce bireysel, toplumsal ve kamusal yükümlülükler konusunda farkındalık oluşturmayı mümkün kılacak yeni bir irşad dilinin geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur."

 

‘Cemaatler şeffaf, hesap verebilir olmalı’

 

"Sivil girişimlerle ortaya çıkan dini oluşumlar dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplumsal bir gerçekliktir. Önemli olan sosyo-kültürel dini oluşumların, dinin sahih bilgisi ve temel kaynakları ekseninde toplum yararına faaliyet göstermeleridir. Bunun toplumun dini kültürel hayatına yapacağı katkı yadsınamaz. Ancak bu oluşumların açık, şeffaf, hesap verebilir, toplumu ayrıştırmayan, dini duyguları ve güveni istismar etmeyen bir yapıda olmaları son derece önemlidir. İslam’ın temel bilgi kaynakları olan Kur’an, sünnet ve Müslümanların tarihsel tecrübesini aşarak, kendinden menkul iddialarla ve sübjektif deneyimlerle hakikati tekeline alarak dini nüfuz alanı oluşturma ve toplumun dini dokusunu dejenere etme girişimleri asla onaylanamaz."

 

"Mesiyanik kavramlar kabul edilemez..."

 

"İslam’ın temel referanslarıyla ters düşen, mesiyanik kavramlarla söylem örgüsü kuran, yaygın kitlenin zihninde karışıklıklara meydan veren, dinin yüksek hakikatlerini ve toplumun ahlaki değerlerini süfli emellerle ve basit içeriklerle değersizleştiren yaklaşımlar asla kabul edilemez."

 

‘İslam coğrafyasının acı ile anılıyor’

 

"İslam coğrafyasının acı, göz yaşı, ıstırap, açlık, toplumsal kaos, iç savaş, şiddet ve istikrarsızlık gibi olumsuz kavramlarla anılıyor olması oldukça üzüntü vericidir.

 

Boko Haram'ın kız çocuklarını kaçırması kabul edilemez

 

"Nijerya’da yaşanan Boko Haram adlı terör örgütünün yüzlerce kız çocuğunu kaçırması eylemi utanç vericidir. Bu durumu vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanlık camiasına düşen öncelikli görev, nefret ve şiddet üreten ortamları gidermek, huzur ve güvenin sağlanması için el birliği ile çaba göstermektir."

Millet varlığımızın temelini, harcını ve ruhunu oluşturan bu yüce ilkelerin ve ahlâkî değerlerin zedelenmesi ve zayıflatılması tasvip edilemez.

 

Ramazan teması: 'Hiç kimse, kimsesiz kalmasın...'

 

 

Diyanet'in il müftüleri ile yaptığı toplantının ardından, bu yılın Ramazan teması da açıklandı. 

Buna göre, bu yılın teması "hiç kimse kimsesiz kalmasın, bu Ramazan ve her zaman" olarak belirlendi. 

Camiler haftası temasının ise "cami ve Gençlik" olacağı açıklandı. 

Diyanet bildirisinde, "Bu yıl ramazan ayında “kimse yalnız kalmasın” başlığıyla yoksul, yetim, yaşlı, engellilerle kalabalıklar içinde yalnız kalan kardeşlerimize Ramazanın rahmet ikliminin ve şefkat soluğunun ulaşması için el birliği ile çaba sarf edilecektir. Camiler Haftasında da “Cami ve Gençlik” konusunun ele alınması ilke olarak kararlaştırılmıştır." denildi. 

Bildiride Türkiye Diyanet Vakfı'nın yurt içinde öğrenci yurtları projelerinin yaygınlaştırılmasına devam edileceği de bildirildi.

İlgili Haberler