Yaşam

Dinçer: ''Sayı telaffuz etmedim'' ANTALYA (A.A)

18 Kasım 2011 15:41

-Dinçer: ''Sayı telaffuz etmedim'' ANTALYA (A.A) - 18.11.2011 - Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ''Hiçbir surette ne kadar öğretmen atayacağımıza dair bir sayıyı telaffuz etmedim, bundan sonra da etmeyeceğim'' dedi. Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünce, öğretmenlik mesleğinin bütün boyutlarıyla masaya yatırılması amacıyla Belek'te düzenlenen ''Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı''na katılan Bakan Dinçer, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''40 bin öğretmen alınması planlanıyor. Bu rakam kesin midir, net midir? Çünkü öğretmen adaylarının 44 bin atama talebi var'' sözleri üzerine Bakan Dinçer, ''Arkadaşlar o haberi kim yaptı ve hangi kaynaklardan yaptı bilmiyorum. Ama ben hiçbir surette ne kadar öğretmen atayacağımıza dair bir sayıyı telaffuz etmedim, bundan sonra da etmeyeceğim'' dedi. Aynı gazetecinin, ''Sizin bütçe tasarısında 2012 yılı stratejik planda 40 bin öğretmen alınmasının planlandığı net bir şekilde ifade ediliyor'' demesi üzerine Bakan Dinçer, ''Ben hiçbir rakam telaffuz etmeyeceğim. Bunu anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyorum. Çünkü o rakamı telaffuz etmenin ne kadar riskli sonuçlar doğurduğu ve anlayışsız bir şekilde tartışmalara sebebiyet verdiğini biliyorsunuz. Dolayısı ile o konuda hiç rakam telaffuz etmeyeceğim arkadaşlar'' diye konuştu. -Van'da eğitim 5 Aralık'ta başlıyor- Van'da eğitimin 5 Aralık'ta başlayıp başlamayacağına ilişkin soru üzerine Bakan Dinçer, o tarihe daha 2 hafta olduğunu hatırlattı. ''Prensip olarak 5 Aralık'ta eğitime başlayacağız'' diyen Bakan Dinçer, yapılan tüm hazırlıkların bu doğrultuda olduğunu, bu tarihe kadar Van'daki şartları gözlemleyeceklerini anlattı. Eğer farklı ve eğitimi aksatacak bir gelişme olursa, bunu mutlaka gözönüne alacaklarını belirten Bakan Dinçer, şöyle konuştu: ''Biz hedef olarak 5 Aralık'ta eğitimi yapmak istiyoruz. Ben şuna inanıyorum: Eğer orada eğitime başlarsak, çocuklarımız okula gelir. Öğretmenlerimiz sınıfa girerlerse biz o vesile ile oradaki hayatın normalleşmesi için önemli bir katkı sağlamış olacağız. Ayrıca orada özellikle ilköğretim ve lisenin son sınıfında olan çocuklarımız var. Onlar üniversiteye ya da daha üst okullara hazırlık yapıyorlar. Sınavlarda başarılı olmak zorundalar. Bizim onların içinde bulunduğu durumu gözönüne almamız gerekir. Zaten orada imkanı olan yahut taşınmayı arzu eden pek çok kişi, kalıcı veya geçici olarak başka illere göç ettiler, misafir oldular ya da taşınacaklar. Ve o çocuklar için biz gerekli tedbirleri aldık. Geriye ne kadar öğrencimiz kalıyor, onlar için nasıl bir yerleştirme yapılacak, önümüzdeki hafta bizim bakanlığımızdan üst düzey bir ekip gidip çalışma yapacak. Durumu göreceğiz.'' -Ek ders ücretleri- Bakan Dinçer, bir gazetecinin ''Terör örgütünün kaçırdığı 12 öğretmen vardı. Gazetelerde bu öğretmenlerin ek ders ücretlerinin kaçırıldıkları dönemde kesildiğine yönelik haberler var. O konu hakkında bize bir bilgi verebilir misiniz?'' sorusu üzerine de Van'da yaşanan depreme dikkati çekti. Deprem nedeniyle insanların ciddi mağduriyet yaşadığını hatırlatan Dinçer, şunları söyledi: ''Kış şartları oradaki yaşamı zorlaştırıyor. Dolayısıyla oradaki insanlarımıza sahip çıkmak, onlara yardım etmek ve onların dertleri ile dertlenmek bizim için önemli bir sorumluluk. Ama bütün bunları yaparken hukuku, adaleti, sorumluğu da gözönünde bulundurarak yapmak zorundayız. Bu alanlar, popülizm yapılacak, birilerine daha yakın görünme adına adım atılacak hususlar değil. Ücretli öğretmenler bizim öğretmenimiz. Ve biz oraya 700-800 öğretmen atadığımız halde onların sözleşmelerini de iptal etmedik, etmeyeceğiz. Onları da yıl boyunca değişik etütlerde, üniversiteye hazırlık veya SBS hazırlık konularında istihdam edeceğiz. Ama bizim onlarla sözleşmemiz ek ders karşılığı bir sözleşmedir. 'Siz verseniz ne olur, bu bir yardım mahiyetinde olur' diye düşünüyorsanız şayet, o zaman biz onlara zaten başka fonlardan yardım ediyoruz. Hem ayni hem nakdi yardımlar yapıyoruz. Eğer yardım mahiyetinde olacaksa izin verin onu yardım mahiyetinde yapalım. Eğer o ücret ise ücreti de hak ettiği zaman verelim. Böylece kuralları, adalet duygusunu zedelemeden bu işleri yapalım. Bence bu yapılan yaklaşım bazı ölçülerin kaçırıldığı bir durum gibi ortaya çıkıyor. Biz ücretli öğretmenlerimizin eğer yardıma ihtiyacı varsa başka zeminde ve başka kaynaklardan yapmaya hazırız, yaparız, yapıyoruz.''