15 Temmuz Darbe Girişimi

Dilipak: OHAL'de mutlaka hatalar olacaktır, birilerimizin zarar görmesi de mümkün, sabırlı olacağız

"Taşkınlık yok, kışkırtmalara kanmayacağız, yalan haberlere inanmayacağız"

22 Temmuz 2016 13:50

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından 3 ay süreyle ilan edilen olağanüstü hâl uygulamasıyla ilgili olarak, "Mal ve can güvenliğimiz için olağanüstü hal gerekli idi. Uygulamada mutlaka birtakım yanlışlıklar, aksamalar olacaktır. Sabırlı olacağız. Bu kadar kapsamlı bir operasyonda mutlaka hatalar olacaktır. Hemen de çözümlenemeyebilir.. Bu hep böyle devam edecek değildir. Ama mutlaka çözülecektir. Birilerimizin bu şartlarda zarar görmesi de mümkün. Yine de sabır" dedi.

Abdurrahman Dilipak'ın, "Olağanüstü durum, olağanüstü hal" başlığıyla yayımlanan (22 Temmuz 2016) yazısı şöyle:

Tencere yuvarlandı, kapağını buldu.  Eğer “Olağanüstü bir durum” varsa, “Olağanüstü hal” ilanı vaziyete uygun olacaktır. Değilse orada sorun vardır.. Ortada bunca şey olurken, hiçbir şey olmamış gibi davranmak akla-mantığa uygun değildir. “Maslahat” neyi gerektiriyorsa yapılması gereken odur..

Kimse demokrasi, insan hakları, hukuk devleti filan demesin.. O dediklerinizde Fransa’da yok mu, sıradan, bölgemizde benzerlerinin sık sık yaşandığı bir durum karşısında hemen “Olağanüstü hal” ilan ettiler.. Türkiye’de bunca olay olurken “Olağanüstü hal” ilan edilmemesi kabul edilemezdi.. İnsanların mal, can emniyetleri tehlikedeyken, saldırılar devam eder, suçlular hâlâ ortalıkta dolaşırken, her şey normalmiş gibi davranmak akıl kârı değil..

Şimdi 3 ay için ilan edilen olağanüstü hal, bu süre içinde işler yoluna girecek olursa ekim ayının sonuna doğru olağanüstü hal kalkacak. Yeniden süre uzatılacak olursa bu süre yıl sonuna kadar uzayabilir..

11 Eylül Kurban Bayramı da olağanüstü hal döneminde yaşanacak. Ve tabii Askeri Şûra da bu şartlarda gerçekleştirilecek.

Aslında bu pislikten bir an önce kurtulmak için bu sürenin çok iyi değerlendirilmesi gerek. Bu süre ne kadar etkin ve verimli bir şekilde değerlendirilirse OHAL o kadar kısa sürede sona erer. Onun için bu sürenin sadece güvenlik açısından değerlendirilmemesi gerek. Bu iş sadece siyasilere, bürokratlara, askere, polise bırakılamaz. Herkesin üniversitelerin, işadamlarının, STK’ların, basının, yurttaşların elini taşın altına koyması gerek..

Sabırlı olacağız. Taşkınlık yok. Kışkırtmalara kanmayacağız. Yalan haberlere inanmayacağız. Kurt puslu havayı sever. Birileri bulanık suda balık avlamak isteyecektir. PKK’sı, PYD’si, Esed’i MOSSAD’ı, CIA’sı, Masonik örgütler, Sisi’nin adamları hepsi devrede olacaktır. Muhalefeti kullanmak isteyeceklerdir. Sosyal Media’da inanılmaz iddialar ortaya atacaklardır. Psikolojik harp uzmanları, toplum mühendisleri fazla mesai yapacaktır.

Fasıklar size bir haber getirdiğinde hemen inanmayın. Sabırlı olun. Çok fazla iddia, şayia, söylenti ortaya atacaklar. Bunlara inanmayın.. Sureti hak’tan gözükecek melek maskeli Şeytanlar aranıza karışmayı deneyecek.. Buna izin vermeyin. Şeytan ve onun askerlerinin Allah’la sizi kandırmasına izin vermeyin.

Bakıyorum hâlâ birçok STK kendi içini temizlemek için bir şey yaptığı yok.. Firmalar da kendi ortak ve yöneticilerini, hatta aktif kripto çalışanlarını gözden geçirmesi gerek. Yarın o sermaye sahipleri de bu işten büyük zarar görürler. Çünkü bu ajanlar kendi firmalarının imkanlarının Gülen çetesi için kullanmaya kalkışabilirler..

Bu arada belediyeler ve parti kademeleri de kendi içlerine bakmalı ve bugün kendilerini gizlemek için kıraldan fazla kıralcı gözükmelerine fırsat vermemelidir.

Yurttaş sürece etkin ve aktif olarak katılmalı. Vakıf, dernek, oda ve sendikalar da.. İşbirlikçi cemaat (CIA-Mate) vakıf, dernek, oda, birlik, sendika ve kooperatiflerin üye ve yöneticileri, üst kurulları da gözü açık olmalı.. Dini topluluklar tabanlarına sahip çıkmalı. Onları hayırlı birlikteliklere ve şer topluluklara birlikte karşı koymak konusunda yüreklendirmeli.

Üniversiteler akademik ve idari kadrolarını gözden geçirmeli, öğrencileri ile daha yakından ilgilenmeli, sürece ilişkin sağlıklı bilgiler ve çözüm önerileri üretmeli..

İşadamlarımız, hem kendi içlerini gözden geçirmeli, hem de içeride ve dışarıda faaliyetlerini artırmalı. Beklemek yok.. Allah bir çıkış yolu gösterecek. Kriz dönemleri aynı zamanda akıllı ve cesur insanlar için yeni fırsatlar da oluşturur..

Korku, panik yok. Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, Kadir-i Mutlak bir Allahımız var, o zaman ne gam.. O kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden Allah bizi yeryüzünün varisi kılmak istiyor.. Bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek istiyor.. Karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer olabileceği gibi şer gibi gelen şeylerde hayır da olabilir..

Mal ve can güvenliğimiz için olağanüstü hal gerekli idi. Uygulamada mutlaka birtakım yanlışlıklar, aksamalar olacaktır. Sabırlı olacağız. Bu kadar kapsamlı bir operasyonda mutlaka hatalar olacaktır. Hemen de çözümlenemeyebilir.. Bu hep böyle devam edecek değildir. Ama mutlaka çözülecektir. Birilerimizin bu şartlarda zarar görmesi de mümkün. Yine de sabır.

Bu hainlerden boşalan yerleri sureti haktan gören birileri kapmak için 40 takla atabilir. Birilerini aracı yapabilir. Emin olmadığımız kişilere referans, kefil olmayalım. Akrabalık ve hemşehrilik, tarikat aidiyetine kanmayalım. İşi ehline vereceğiz. Adil şahidler olacağız. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun zalime karşı, mazlumdan yana olacağız. Bir topluluğa olan düşmanlığımızın bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmemesi gerekir.. Haklı olmak, kimseye haksızlık etme hakkı olmaz. Biz onlara onların bize davrandığı gibi davranırsak aramızda ne fark kalır..

İçeriden ve dışarıdan ihanet çeteleri el birliği ile “topyekûn saldırı”lar düzenleyebilirler. Uluslararası örgütler ve ittifaklar Türkiye’yi boğmaya çalışabilirler.. Biz birlik olursak Allah’ın yardımı ile bu ihanet çetesini kırarız..

Birtakım kişi, kuruluş, şirketlerin, cumhuriyete ve devlete bağlılık bildirileri yayınlamalarına hemen aldanmayın..  Güvenmek güzeldir, ama kontrol etmek daha da güzeldir. Evet, gerçekten bu ihaneti görüp bu yoldan dönenler de olacaktır, ama gerçeği itiraf edip, suçluları ihbar etmedikçe inanmayın.

Gecenin en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır.

Hak şerleri hayreyler, sen sanma ki hayreyler, Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler..

Selâm ve dua ile.