Gündem

Dilipak: FETÖ; CHP, MHP ya da aklınıza gelen her partide vardı, AK Parti’de mi olmayacaklar, şeytan gülmekten altına kaçıracak

"Herkes karşısındakinin şeytanını taşlıyor"

12 Şubat 2020 12:33

Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün grup toplantısında gündeme getirdiği 'FETÖ'nün siyasi ayağı' tartışmalarını bugünkü köşesinde yorumladı. Dilipak, FETÖ'nün CHP, MHP ve her partide olduğu gibi AKP'de de olduğunu belirtti. Dilipak, herkesin siyasi ayak tartışmasında birbirini suçladığı görüşünü savundu. 

Dilipak, "Yukarısı ihanet, ortası ticaret, altı ibadet olan bir piramit tanımı çok da gerçekçi değil. Bu yapıda herkes kendine verilen görevi tereddütsüz yapıyordu. Öyle bir dine inanıyor olmak zaten başlı başına bir sorun. Ticaret dedikleri soygun.  Darbe başarılı olsaydı kimler vali, büyükelçi, kaymakam, konsolos olacaktı. Geçici kabinede kimler yer alacaktı! Yahu FG’nin Türkiye gelişinde yanında olacaklardan İstanbul’da karşılayacak olanlara kadar hepsi belirlenmişti. İlk gün kimler gözaltına alınacaktı. Bu işin dış bağlantılarını kimler sağlıyordu. Bu sorunun cevabı bugün somut olarak ortaya konmuş değil." düşüncesini dile getirdi. 

Dilipak, "FETÖ para ve imkan ölçüsünde her yerde vardı. Olmadıkları parti ya da cemaat yoktu. CHP, MHP ya da aklınıza gelen her partide vardılar. AK Parti’de mi olmayacaklar. Niye kimse kendi gözündeki merteği görmüyor da, karşısındakinin gözünde çöp arıyor.. Şeytan gülmekten altına kaçıracak, herkes karşısındakinin şeytanını taşlıyor, kendi şeytanını ise kucağına oturtup koruyor. FETÖ ile gerçekten mücadele edenler önce en yakınlarından, kendi içlerindeki FETÖ'cülerden başlasınlar. Bakın bu işin Media ayağı da çözülmedi, Diyanet ayağı da, YÖK ayağı da. STK ayağı çözüldü mü sanki. Cemaat ayağı çözüldü mü? Olmadıkları tarikat yok ki. Zaten şimdi dışarıdakiler muteber cemaatlere (!) nisbet ediyorlar kendilerini. Zaten birtakım 'cemaat' örgütleri onlara dönüştüler, onların ayak izinden ilerliyorlar." görüşünü savundu. 

Dilipak şunları kaydetti: 

Biz iktidar ve serveti başkalarını dönüştürmek için istemiştik. İktidar ve servet bizi dönüştürdü. Makam ve şöhret başımızı döndürdü. Meğer dünyanın bilmediğimiz ne hazları varmış. Yılların açlığı ile saldırınca bir anda başka bir kişiliğe büründük. İktidar sarhoşluğu başımızı döndürdü ve ihtirasla sarıldığımız şeyler uğruna değerlerimizden tavizler vermeye başladık. Güç ve iktidar bizdeydi, kim hesap sorabilirdi bize! Böyle düşünmeye başladığımız gün kaybetmeye başladık. Uyarılara önce kulak tıkadık, sonra konuşanları susturmaya kalktık. Yola çıktıklarımızla yolda bulduklarımız yer değiştirdi. 'Bizden' olanları uzaklaştırmaya başladık, 'ötekileri kazanma' hesapları yapmaya başladık. Gidenler geri dönmediler ve gelenlerse ilk engelde bizi terk ettiler. Mukadder olan sonuç ise bugün başımıza gelenlerdir.

Siyaset velayet değil, vekâlet müessesesidir. Halkla inatlaşılmaz. Adalet yara alır, ehliyet ve liyakat gözardı edilir, şûra ve istişare terk edilirse korkular başa gelir.

Peki şimdi ne yapmak gerek: Yerel yönetimler seçimini kaybettiğiniz gün verdiğiniz sözü tutun. Siyasi ve bürokratik kadrolarınızı yenileyin. Allah’ın yardımının size ulaşmasını engelleyen söz, üslup ve tavırlardan vazgeçin. Bu söz, iş ve üslup sahiplerinizi yanınızdan uzaklaştırın. Bunlar Allah’ın yardımının size ulaşmasını engellerler. Eğer Allah’ın yardımı size ulaşmazsa sizi/bizi kimse kurtaramaz. Çok geç kalındı. Bunun bir faturası olacak. Yanlışın neresinden dönülürse orası kârdır. Bundan sonra gösterilecek çaba ve zeka, bu işin maliyetini belirleyecektir. Ne kadar gecikilirse bu işin bedeli o kadar ağır olacaktır.

Haksızlıklar karşısında susanlara gelince, içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden onlar da ağır bedel ödeyecekler. Elleri, dilleri ile karşı çıkanlar ve bu yanlışa karşı kalplerinde öfke olanlara gelince, umulur ki Allah onlara bir çıkış yolu gösterecektir. Kalplerinden öfke duymaktan daha fazlasını yapanlar, iyiliği ikame etmek için çalışan, emri bil maruf, nehyi anil münker yapanlara gelince Allah onlar eli ile zalimleri cezalandırmaktan öte, yine onları eliyle adalet, barış, hürriyete dayalı yeni bir medeniyetin inşası için vesile kılacaktır.

İnşallah korktuğumuz olmaz. Bize şer gibi gelen şeylerde hayır olur. Dahası bu gelinen nokta Yunus aleyhisselamın kavminin başına gelen örnekte olduğu gibi bir uyanışa vesile olur da kurtuluşa erenlerden oluruz.

Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Tencere yuvarlanacak, kapağını bulacak. Her topluluk layık olduğu gibi idare olacak. Biz kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek. Kurtarıcı da yok. Peygamberler kurtuluşa çağırır.

Yazının devamı için tıklayın

Ne olmuştu? 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü grup toplantısında 20 madde ile 'FETÖ'nün siyasi ayağı'nı açıkladı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın FETÖ'nün siyasi ayağı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu'na Erdoğan da bugünkü grup toplantısından yanıt verdi. Kendisinin FETÖ ile mücadele ettiğini dile getiren Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün siyasi ayağı olduğu yanıtını verdi.