Hürriyet Gazetesi Yazarı Tufan Türenç, "Diktatör Peron ile La Prensa'nın kavgası" başlıklı yazısıyla Arjantin'in karanlık tarihini bugüne taşıyor. Peron'un diktatörlük döneminde, ihtirasları uğruna basına açtığı savaşı anlatan Türenç'in yazısı 'Gözden Kaçmasın'da.
YARBAY Juan Domingo Peron 1936 yılında görevle Roma’ya gönderildi.
Genç teğmen o sırada İtalya’da esen Mussolini rüzgárından çok etkilendi.
Mussolini faşizmini tanıyan Peron, Almanya’ya da geçerek Hitler’in Nazi taktiklerini inceledi.
1941’de Arjantin’e döndü.
Faşizm ideallerini subay arkadaşlarına anlattı. 1943’te yapılan askeri darbede önemli roller aldı.
Askeri dönemde hızla yükseldi.
1944’te kendisine politika yolunu açan Evita Peron’la evlendi.
1946 seçimlerine katılarak Arjantin Cumhurbaşkanı seçildi.
İktidara gelir gelmez eşi Evita’nın önerisine uyarak sendikalara büyük çıkarlar sağlayan yasayı çıkarttırdı ve işçilerin kahramanı oldu.
Peron’un bütün hedefi yargıyı ele geçirmekti. Zaman yitirmeden Anayasa Mahkemesi üyelerine karşı karalama kampanyası başlattı.
1949 yılında Senato’ya, hákim ve savcıları görevlerinden uzaklaştırma yetkisi veren kanunu çıkarttırdı.
Ve arkasından diktatörlüğünü ilan etti.
* * *
Muhalefeti susturmak için Radikal Parti Başkanı Ricardo Balbin’i içeri attırdı. Aydınları, yazarları, gazetecileri, bilim adamlarını ve öğrencileri tutuklattı.
Diktatörlüğünü pekiştirmek için sıranın basına geldiğine karar verdi.
Çünkü basın ona karşıydı.
Hemen basını susturma kampanyası başlattı.
Belgrano ve Rades radyolarını millileştirdi. Çok etkin olan bu radyolar hükümetin reklamını yapmaya başladı.
Daha sonra üç radyoya da el koydu ve bunları dostlarına sattırdı.
Kurdurduğu "Arjantin karşıtı hareketleri ve kanunlara uymayanları araştırma" komisyonuna emir verdi ve muhalif 90 gazeteyi kapattırdı.
Bu ceberrutluk Peron’u tatmin etmiyordu.
O, ülkenin en prestijli gazetesi La Prensa’yı susturmak istiyordu.
Çünkü La Prensa çok etkiliydi ve ülkede olup bitenleri doğru ve açık bir şekilde kamuoyuna yansıtıyordu.
* * *
Peron çıldırıyordu ama La Prensa’yı kapatmak için bir yol bulamıyordu.
Sonunda akıl hocaları 1950 Ekim’inde ona "Ülkenin güvenliğine karşıt eylemler" adlı bir yasa çıkarmasını ve La Prensa’nın canına okumasını önerdi.
Yasa çıkarıldı. Artık tüm muhalifleri ve La Prensa’yı susturmak için hiçbir engel kalmamıştı.
1951’de La Prensa kapatıldı ve bütün mal varlığına el kondu.
Peron ülkenin en etkin gazetesini de susturduğunu sandı.
1952’de Evita kansere yakalanarak öldü. Eşinin kaybı Peron’u daha da çıldırttı.
Önüne geleni hapse atıyordu. Hapishaneler dolup taşıyordu.
1955’te Standard Oil of California adlı Amerikan firmasına Arjantin’de petrol arama özel izni veren Peron’un bu şirketten para aldığı ortaya çıktı.
Darbe oldu. Peron Paraguay’a kaçtı.
La Prensa yeniden yayımlanmaya başladı.
Peron 18 yıl sürgünde kaldıktan sonra ülkesine döndü.
Ekim 1973 seçimlerini kazanarak yeniden cumhurbaşkanı oldu. Yedi ay devlet başkanlığı yaptı ve 1 Temmuz 1974 günü 79 yaşında öldü.
La Prensa gazetesi hálá basın hayatına devam ediyor.