20 Eylül 2018 17:31
1)KILIÇDAROĞLU: TEFECİ MİLLETİN EFENDİSİ OLDU
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tarım kesimini henüz krizi hissetmediğini asıl seneye zor günleri göreceklerini belirterek, \" Seneye asıl faturayı o zaman ödeyeceksiniz. Şimdi bunun karşılığını alamazsa çiftçi nasıl alacak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk \'köylü milletin efendi\' demişti, Türkiye\'nin kuruluşunda bu temel felsefe vardı. Kimseye el avuç açmayan bir Türkiye\'yi ayağa kaldırdılar. Kendi kendine tarımda yeten dünyada 7-8 ülkeden biriydi. Bugün ithalat olmazsa kendimize yetemiyoruz. Köylü milletin efendisiydi, tefeci milletin efendisi oldu\" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kırklareli\'nin Babaeski ilçesinde tarımdaki sorunların ve çözümlerin ele alındığı Trakya\'da Tarım Buluşması toplantısına katıldı. Sivil toplum örgütü temsilcileri, çiftçilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, Trakya\'nın en büyük sorununun çiftçinin toprağını satması olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, \"Bakıyor, zarar ediyor, ektiği ürünün karşılığını alamıyor. İyi de bir fiyat çıkmış diyor \'biz bunu satalım\'. Bugün Trakya topraklarının büyük bir kısmı belli çevreler tarafından bilinçli olarak satın alınıyor. Ne olacak buradaki çiftçi, büyük buranın çiftçisi, büyük kentlerin varoşlarında taşeron işçisi olacak. Alın teri dökecek yer bulamayacak. Bu doğru değil, devletin bu konuda sağlıklı ve tutarlı bir politika yapması gerekiyor. Çiftinin istediği karnın doyması, ama sadece karnı koymayacak. Hem karnı doyacak hem de hayat standardı da yükselecek. Herkesin hayat standardı yükselirken, çiftinin yükselmezse iki sınıflı bir toplum yaratmış oluruz. Bir ezenler, iki ezilenler. Çiftçinin ezilenler sınıfında olması doğru mu?\" dedi.
\'DEVLET KENDİ ÇİFTÇİSİ İLE MÜCADELE EDER Mİ?
Dünyanın bütün ülkelerinde tarımın stratejik sektör ve vazgeçilmez sektör olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
\"Evinize buzdolabı almayabilirsiniz, araba, televizyon, koltuk takımı almayabilirsiniz ama günde 3 öğün yemek zorundasınız. Hiç kimse kendisini açlığa mahkum edemez. Peki bizde ne oldu, 2007 önce dünya bankası sonra İMF açıklama yaptı. Tarıma yapılan destekleri kesin. Vermeyin. Vermediler 100 milyar liranızı vermediler. Türkiye tarım alanından çekilsin istendi. Bugüne kadar izlenen politika bilinçli bir politikadır. Son 16 yılda bu politikaların sonucu ne oldu? 48 milyon ton buğday ithal ettik, 15 milyon ton mısır, 5 milyon ton pirinç, 8.5 milyon ton ayçiçeği, 22 milyon ton soya, 12 milyon ton pamuk, 365 bin ton nişasta bazlı şeker ithal ettik. Şekerpancarı fabrikaları neden kapatılıyor? 72 milyar dolarlık tarımsal ham madde ithal ettik. 17 milyon ton bitkisel yağ, 18 milyon ton küspe ithal ettik. Bunların içerisinde daha saman yok, canlı hayvan da yok. 189 milyar dolar ödedik.
\'TÜRKİYE ÖNÜMÜZDEKİ YIL AÇLIKLA KARŞI KARŞIYA\'
Kılıçdaroğlu, bütün çiftçi kardeşlerine seslendiğini belirterek, \"Bizim çiftçiye ödeseydiniz, bizim çiftçimiz sadece Türkiye\'yi değil, Ortadoğu\'yu değil, bütün Avrupa\'yı doyurur muydu? Evet doyururdu. Bu bir parti olayı değildir, bu bir Türkiye olayıdır. Ne oldu sadece bumu hayır. Gerçekten komik ama sanki Türkiye\'de bütün araziler ekiliyor, ekilecek bir metrekarelik yer kalmadı gittiler Sudan\'dan 7 milyon 805 bin dönüm yer kiraladılar. Kanola ekeceklermiş, Türkiye\'ye daha ucuz getireceklermiş. Bir devlet kendi çiftçisiyle rekabet eder mi? Senin ne için var Sudan\'da ekeceksen Türkiye var, ver parayı eksin. Türkiye\'deki çiftçi önemli değil, onun oyu çantada keklik diyor. Bu oyuna gelmeyin, gelirseniz yarına topraklarınız olmaz. Türkiye önümüzdeki açlıkla karşı karşıya gelirse hiç şaşmasın\" dedi.
\'TEFECİ MİLLETİN EFENDİSİ OLDU\'
Kılıçdaroğlu, bu yıl tarımcının krizi fark etmediğini belirterek, çiftlere daha yolun başında olduklarını anlatarak, şunları söyledi:
\"Seneye asıl göreceksiniz. Ben size örnek vereyim, bakın üre 50 kiloluk torbası 2017 yılında 67.5 liraydı, 2018 Eylül ayı 110 liraya çıktı. Gübre 85 liraydı, şimdi 162.5 liraya çıktı. Böcek ilacı Ocak ayında 80 liraydı, şimdi 147 liraya çıktı. Bakımlı mantar ilacı 105 liraydı, 220 liraya çıktı. Yabancı otla mücadele ilacı 20 litrelik 716 liraydı, bin 331 liraya çıktı. Sene asıl faturayı o zaman ödeyeceksiniz. Şimdi bunun karşılığını alamazsa çiftçi nasıl alacak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk \'köylü milletin efendi\' demişti, Türkiye\'nin kuruluşunda bu temel felsefe vardı. Kimseye el avuç açmayan bir Türkiye\'yi ayağa kaldırdılar. Kendi kendine tarımda yeten dünyada 7-8 ülkeden biriydi. Bugün ithalat olmazsa kendimize yetemiyoruz. Köylü milletin efendisiydi, tefeci milletin efendisi oldu. Ne demek tefecilik? Tefeci şudur, tarlası varsa da çalıştırmaz, fabrikası yoktur, bir masası, bir sandalyesi vardır. İster büroda olur, ister evinde olur. Elinde telefonu, dolabında da viskisi vardır. Bakar kim yüksek faiz veriyor, gider yatırır zamanı gelince alır atar cebe. İşçi yok, grev yok, toplu sözleşme yok. Banka kredi, taksisi, kira, ilaç, gübre derdi yok. Kim paraya faizi verirse onun düdüğünü çalar. Geldiğimiz nokta budur. Şimdi onlar milletin efendisidir, toplumun efendisi tefeciler. Diyeceksiniz \'Ey Kılıçdaroğlu bunu nerden çıkardın?\'. İçeriye dönen faiz, yani yurt dışında devlet tahvili, hazine bonosu alıp köşeyi dönenler ait faiz 16 yılda 199 milyar 532 milyon lira. O dönem faizin alındığı tarihteki dolara çevirdiğimizde de 408 milyar dolar ediyor. İçerideki tefecilere ödenen faizdir. Hiç kimse alın teri dökmedi, parası var devletten alıyor. Bir de yurt dışında tefeciler var. Borç alıyoruz ya yurt dışından, borç alan emir alır. Dışarıya ödenen para ise yurt dışındaki tefecilere bir avuç Londra\'da bunların ağırlığı, 156 milyar 293 milyon dolar. Boşana demiyorum. Bunların hiç birisinin üretimle ilgisi yok. Bunlar sadece paraları var, oradan faiz geliri elde ediyorlar. Bunları sizler ödüyorsunuz, yine geliriniz düşüyor? Bunun için.\"
\'İKİ YAPILI TOPLUMA GİDİYORUZ\'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu iki yapılı bir topluma doğru hızla gidildiğini öne sürerek, şunları dedi:
\"Bir sarayda yaşayanlar ve onun çevresi. Saray\'da yaşayanlar ve onun çevresi son derece huzur içinde, refah içinde. Sabah badem sütüyle efululi bilmem nelerle beleniyorlar. Efendim kriz yok, e doğru sarayda kriz yok. Sarayda ne krızi olacak. Bir elin bağda bir elin yağda. Kriz nerede kriz vatandaşta. Vatandaşın cebinde mutfağında kriz. Hala bunun farkında değil. Kendi sarayın mutfağına orada her şey var. Görüyor sarayın mutfağında her şey var sonda diyor e görüyor sarayın mutfağına bak her şey var. Sabah badem sütü efululi bilmem nelerle, görüyor sarayın mutfağını beyler her şey var kriz nerede? Git birde bakalım Ali\'nin Veli\'nin Muhammet\'in evine ya onun mutfağı nasıl acaba? Dolabında ne var acaba? Bunların vurgunu sadece faiz vurgunu değil. Bir şey daha var. Günlük iyi paralar kazanıyor. Günlük Türk lirası oynar onlar giderler 1 dolara çeviriler, Bir Türk lirasını çevirirler para kazanırlar. Hayatın içinden 13 Eylül 2018 sabah açtınız televizyonu doların kuru 6.37 kuruş. Türkiye Varlık Fonu Başkanı sayın Erdoğan, TESK genel kurulunda konuşuyor. Konuşması bitiriyor doların kuru 6.54\'e çıkıyor. Öğleden sonra Merkez Bankası para kurulu toplanıyor faizleri Ocak ayına göre yüzde 8\'den yüzde 24\'e çıkarıyor. Yani 3 kat artırıyorlar. Doların kuru 6 lira, sıfır 3 kuruşa düşüyor. 1 Milyon oları olan 5 saat içinde 84 bin 577 dolar para kazanıyor. Kimin parasını kazanıyor, sizin paranızı kazanıyor. Eğer paranızı tefeciye kaptırdıysanız, geldiğiniz nokta budur. Türkiye böyle soyuluyor. Cumhuriyetin kuruluşuna götüreyim sizi. Milli kurtuluş savaşı veren dedelerimiz atalarımız, hiç kimseye gidip el avuç açmadılar. Yalvarmadılar. Yalvarıp bize borç para verin demediler. Bunlar ne yapıyor içerde dış güçler edebiyatı bazen kendisi bazen damadı. Biri Londra\'ya gidiyor, br daha gidiyor. Almanya\'ya gidiyor, bir daha gidiyor. Fransa\'ya gidiyor bir daha gidiyor. Katar\'a gidiyor, br daha gidiyor. Niye gidiyor? Ne olursunuz bana borç para verin. Yalvarıyorlar. Milli kurtuluş savaşı veren onuruyla yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti\'nin düştüğü hal budur. Bunu da sizin vicdanınıza teslim ediyor. Çıkıp bu böyle diyemiyorlar. Diyemezler de zaten. Bunların tamamı devletin rakamları benim değil ki. Açın hazineyi açın Maliye Bakanlığı\'nı bu rakamlar orada yazıyor. Efendim sadece bunlar mı? Hayır.\"
UÇAK TEPKİSİ
Kılıçdaroğlu, Katar\'ın hediye ettiği uçağı da eleştirerek, Cumhurbaşkanı\'nın iyi bir uçağa inmesine evet dediklerini belirterek, şöyle dedi:
\"Cumhurbaşkanı iyi bir uçağa binsin mi evet binsin. Bizim paramızla alınmış uçağa binmesi lazım. Gazetecileri götürür hiç bir itirazımız yok. Türkiye\'yi zaten karpuz gibi böldüler. Ama bir şey var, Türkiye\'nin onuru, haysiyeti. Hiç kimse Türkiye\'nin onuru ve haysiyeti ile oynayamaz. Dünyanın neredeyse en pahalı uçağı. Katar emiri satacak, bizimki ilgilenmiş. Biz 400 milyon dolar biliyorduk, meğer 500 milyon dolarmış. Daha içi yapılacak o ayrı, boyanması falan 100 milyon dolarmış, bunlarda olacak. Şimdi ben size neyi anlatayım? Çiftçinin durumuna bakın, sarayın durumuna bakın. İki sınıflı bir toplum oluşuyor hızla. Saray ve etrafındakiler ve halk. Saray ve etrafındakiler Lale devrini yaşıyor, her türlü lüks var. Dünyanın her yerinden yiyecekler geliyor, en pahalı yiyecekler. Halk yarın ne yapacağını bilmiyor ve halkın önümüzdeki süreçte bir bahar temizliği yapma hakkı var. İşçisi, köylüsü, sanayici, tüccarı herkes, hepimiz bir bahar temizliği yapacağız. Önümüzdeki yerel seçimler var. Bahar temizliği yapmak zorundayız, Türkiye bu kadar lüksü bu kadar şatafatı kaldırmıyor. Adana\'da bir adam işsizlik nedeniyle, yoksulluk nedeniyle çocuklarını eşini öldürdü ve intihar etti. Yakınını aradım, \'yoksulluk her şeyi yaptırdı bize\' diyor. Bir intihar edenler var, kendisini yakanlar var, çocuklarını öldürenler var. İşsizlik, yoksulluk nedeniyle, bir de bunları hiç duymayan dünyanın hiç bir uygar medeni devletinin kabul etmediği şartlarda yaşayanlar var. Katar emiri kalksa Türkiye aleyhinde bir şey söylese ne diyecek bu beyefendi? \'Yanlış yaptın\' dese \'otur oturduğun yerde bak sana uçak verdim\' der. Başka bir şey demez. Uçağı bile sana ben verdim, istiyorsan yarın başka bir şey vereceyim\' diyecek. Doğu Akdeniz\'de İsrail, Katar, Mısır, Yunanistan doğalgaz arıyorlar. Türkiye karşı çıktığı için Katar\'a bir şey diyemiyorlar. Sen o ortaklığın içerisinde neden varsın demiyor. Söyledikler şu bu kadar olmamalı, başka bir şey diyemiyorlar. Arada uçak var. Türkiye\'yi temsil eden bir kişi onurunu bir uçağa, haysiyetini bir uçağa satamaz. Uçak istiyorsan, biz sana alalım. Zaten 10 tane uçağın var. Yeni uçak istiyorsan alalım, boğazımızdan keselim, alalım. Elin uçağında ne işin var senin. Katar emiri eğer bir şey yapmak istiyorsa, öğrenci yurdu yapsın. Binlerce öğrenci yurt arıyor. Neden yurt yapmıyorsun. Öğrencilere yurt yap, bizde senin adını yazalım. Madem Türkiye\'yi çok seviyorsun. Türkiye\'yi değil bir kişiyi seviyor. Niye sevdiğini de tam anlamış değiliz. Türkiye bu koşullarda uzun süre gidemez. Bu anlattıklarım bir parti olayı değildir. Türkiye olayıdır, Ak Parti\'ye oy verenlerde sesleniyorum, onların da onuru, haysiyetleri var. Biz içerde tartışırız ama dışarıya karşı kol kolayız biz. Bu ülkenin haysiyetini ve onurunu koruyacak olanlar hediye alanlar değil hediyeye karşı onurlu dik duranlardır ancak, budur.\"
\'SEN HANGİ MİLLİYETÇİLİKTEN BAHSEDİYORSUN\'
Kılıçdaroğlu, bir sıkıntıları daha olduğunu belirterek, \"Bir sıkıntımız daha var, sadece bunlar sorumlu değil tabi, Bütün bu rezaletleri görüp hala destek verenlerde sorumludur. Kimi kastettiğimi biliyorsunuz herhalde? Bütün bu rezaletler yaşanırken, biz hala destek vereceğiz diye meydan meydan gezip gel beraber oturalım ittifak yapalım diyenler de sorumludur. Milliyetçilik lafı sıradan bir laf değildir. Milliyetçilik vatanseverliktir, vatanın onurunu ve haysiyetini korumaktır milliyetçilik. Siz uçağı alan kişinin arkasına dizilip, Katar, Katar destek verirseniz ben her şeyden önce sizin milliyetçiliğinizi tartışırım. Milliyetçiliği en iyi anlatan bize rahmetli Ecevit\'tir. Onun milliyetçiliğini sorguladıklarında \'Ben Akdeniz\'in dalgalarına, Kıbrıs\'ın Beşparmak dağlarına milliyetçiliği yazdım\' diyor. Sen hangi milliyetçilikten bahsediyorsun. Bizim kitabımızda umutsuzluk yoktur. 16 Mayıs 1919\'da Bandırma\'ya gidip, 19 Mayıs 1919\'da Samsun\'a çıkan Gazi\'nin yanında çok az kişi vardı. Bugün biz milyonlarız, güçlüyüz. Yeter ki onurumuzu ve haysiyetimizi korumak için dik durmaya devam edelim. Hiç bir güç alt edemez. Ne mahkemeler, ne savcıları, ne polisleri, hiç kimse bizi alt edemez. Neden? çünkü biz haklıyız. Haklı olduğumuz için sonuna kadar davamızı savunacağız. Bu dava bağımsız gelişmiş, kalkınmış, herkesin karnı doyduğu bir Türkiye Cumhuriyeti davasıdır. Bizim davamız kutsal bir davadır\" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
-Kılıçdaroğlunu bekleyenler
-Kılıçdaroğlunun gelişi
-Kılıçdaroğlunun karşılanması
-Salona gelmesi
-Salon önünde polisin güvenlik önlemi
-Aranan vatandaşlar
-Kılıçdaroğlunun salona gelişi
-Kılıçdaroğlu\'nun konuşması
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Gurbet GÖKÇE-Engin ÖZMEN-Ali Can ZERAY-Mehmet YİRUN/KIRKLARELİ,(DHA)-
================================================
2)KORNA SESİNİ DUYMAYAN İŞİTME ENGELLİ KADINI DÖVÜP, KOLUNU KIRDILAR
ANTALYA\'da, kendisine korna çalan kamyoneti geç fark eden işitme engelli Yüksel Güzel (40), sürücünün saldırısına uğradı. Sürücü, kadının kolunu kırdıktan sonra olay yerinden kaçtı.
Cumhuriyet Mahallesi\'ndeki olay, dün saat 20.00 sıralarında meydana geldi. Kendisini ziyarete gelen arkadaşını uğurlamak için akşam saatlerinde sokağa çıkan işitme engelli Yüksel Güzel, dönüşte Çarşamba Pazarı\'na uğradı. Güzel, alışveriş yaptıktan sonra pazardan ayrıldı. Çıkışta, hareket halindeki kamyonetin sürücüsü korna çalarak Yüksel Güzel\'i yolun kenarına çekilmesi için uyardı. Kornayı duyamayan işitme engelli Güzel, kamyonetin geldiğini geç fark etti. Bu sırada aracı durdurup inen sürücü, Yüksel Güzel\'e küfredip saldırarak sol kolunu kırdı ve olay yerinden kaçtı. Hastaneye kaldırılan Güzel, tedavisinin ardından polise giderek saldırgandan şikayetçi oldu.
Diğer rahatsızlıklarıyla birlikte yüzde 61 oranında engelli olduğunu söyleyen Yüksel Güzel, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. Güzel, arkadaşını uğurladıktan sonra pazara gittiğini belirterek, \"Pazardan 2 kilo ıspanak alıp çıktım. Pazar yerinden çıkan bir kamyonetin sürücüsü korna çalarak kenara çekilmemi istemiş. İşitme engelim yüzünden aracı geç fark ettim. Daha sonra bu kişi araçtan inerek yanıma geldi ve küfür etti\" dedi.
\'SÜR ARABAYI ÜSTÜNE\'
Kendisinin \"Ne oluyor?\" diye karşılık verdiğini belirten Yüksel Güzel, sürücünün \"Senin kolunu kırarım\" dediğini, ardından büktüğü sol kolunu kırdığını söyledi. Güzel, \"Arabanın üstüme geldiğini gördüm, çekil demiş ama kulağım az duyduğu için duymadım. Çok insan vardı ama önce kimse müdahale etmedi. Ağza alınmayacak küfürler etti. Yanındaki kişi de \'Sür arabayı üstüne\' diye bağırıyordu\" diye konuştu.
\'CANİCE DAVRANDILAR\'
Yüksel Güzel, olay yerine gelen ambulansla hastaneye gittiğini ve polise şikayette bulunduğunu anlattı. Güzel, \"Çok kötü durumdayım. Bu kişileri tanımıyorum, nasıl böyle canice davranabiliyor anlamıyorum. Bunlar şehir eşkıyası, bu hakkı kendilerinde nasıl buluyorlar. Kadına el kalkar mı, eşim beni bu hale getirseydi boşanma davası açardım. Bu kişilerin cezalandırılmasını istiyorum\" dedi.
Hasan DEMİRBAŞ/ANTALYA, (DHA)-
================================================
3)BELEDİYE BAŞKANI SOSYAL MEDYADAN CANLI YAYIN YAPIP, FABRİKAYI ŞİKAYET ETTİ
KARABÜK Belediye Başkanı Rafet Vergili, Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (Kardemir) A.Ş.\'de skal kırma tesislerinin hiçbir yönetmeliğe uygun olmadığını öne sürdüğü çalışmasını sosyal medyada canlı yayın yaparak takipçileriyle paylaştı. Vergili, canlı yayın aracılığı Çevre İl Müdürlüğü\'ne suç duyurusunda bulundu.
Karabük Belediye Başkanı MHP\'li Rafet Vergili, Kardemir\'in skal kırma tesisleri ile ilgili sosyal medyadan canlı yaptı. Rafet Vergili canlı yayında şu açıklamada bulundu, \"Şu anda Karabük Mahallesi\'ndeki Karabük Demir Çelik Fabrikası\'nın skal kırma tesislerinin karşısında bulunmaktayım. Bu sayede burada bulunan skal kırma tesislerinin Karabük Mahallesi\'ne vermiş olduğu zararlardan sizlere bir nebze de olsa bahsetmek istiyorum. En önemli hususlardan biri, var olan bütün atölyelerin camlarının dahi kapatılmasını talep eden Çevre İl Müdürlüğü, burada yer alan tesis ile ilgili görevini neden yerine getirmiyor? Başka bir örnek verecek olursak, bu sahanın tam anlamıyla kapalı bir saha olması gerekmektedir. Filtrelerin aracılığı ile oluşan tozun dışarıya çıkmaması gerekmektedir. Şu anda Karabük ile ilgili herhangi bir konuda \'biz hissedarların menfaatlerini düşünüyoruz\' diyen zihniyet neden şu anda bu konuda hareket etmiyor? Bahsettiğim durumlardan nemalanan herkes, adaletin karşısında yargı yolu ile bunun hesabını verecektir. Bu tesisin şu andaki faaliyetleri durmuş bir vaziyettedir. Faaliyete başlamış olduğu andaki görüntüsünü yine sizlerle paylaşacağım. Karabük Demir Çelik Fabrikası görüntülerde de aktardığım üzere, atıklarını bu şekilde atıyor ve bu atıklar çayın kenarında. Görmekte olduğunuz skal kırma tesisleri, var olan hiçbir yönetmeliğe uygun olmadan çalıştırılmaktadır. Karabük Demir Çelik Fabrikası\'nın faaliyetlerinin durması ile bu fabrikanın çalışmasıyla hiç alakası olmayan, ama ekonomiye katkısı olan bir tesis burası. Fabrika ekonomisine katkıda bulunan bir tesis olması, 5 bin civarındaki vatandaşımızı toz toprak içerisinde bırakması anlamına gelemez. Bu yaşanılan durum hangi vicdana sığar? Bunu Karabük halkının takdirine bırakıyorum. Yapmış olduğum bu canlı yayın aracılığı ile de Çevre İl Müdürlüğü\'ne suç duyurusunda bulunduğumu buradan bildiriyorum\" dedi.
Başkan Vergili, geçen yıl da Organize Sanayi Bölgesi\'nde faaliyet gösteren bir tesisin baca tozundaki çinko metalini tekrar kazanmak için kurduğu fabrika sahasında usulsüz yapıldığını ileri sürdüğü çalışmayı sosyal medyada canlı yayın yaparak takipçileriyle paylaşmış ve dönemin Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan ile Vali Kemal Çeber\'i göreve davet ederek fabrikanın kapatılmasını istemişti.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Rafet Vergili\'nin sosyal medyadaki konuşması
Dosya adı:krbbaskan/Süre:(02.39) Boyutu:(15 MB.)
HABER: Bülent DİKTEPE/KARABÜK, (DHA)
====================================================
4)BURSA\'DA KAMYONET ÇALAN 2 KİŞİ, YALOVA\'DA YAKALANDI
BURSA\'da park halindeki kamyoneti çalan 2 kişi, plaka tanıma sistemi sayesinde Yalova\'da yakalandı. Şüpheliler, tutuklanarak cezaevine kondu.Merkez Osmangazi ilçesinde iki gün önce park halindeki kamyonetin çalındığı ihbarı üzerine Oto Hırsızlığı Büro Amirliği ekipleri, harekete geçti. Ekipler, plaka tanıma sistemiyle kamyonetin Yalova\'da olduğunu saptadı. Araç, yeri belirlendikten sonra operasyon düzenlendi. Kamyonetteki Z.T. (20) ve S.D. (23) gözaltına alındı.
Üzerlerinde bir miktar uyuşturucu bulunan şüpheliler, Bursa\'ya getirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edilen Z.T. ve S.D. tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Şahısların emniyetten çıkışı
(Haber-Kamera: Enver Fatih TIKIR-BURSA, (DHA)
====================================================
5)ULUSLARARASI GASTRONOMİ FESTİVALİ BAŞLADI
GAZİANTEP Büyükşehir Belediyesi ile Gaziantep\'i Geliştirme Vakfı\'nın ortaklaşa düzenlediği ve bu yıl ilki yapılan Ulusalarası Gastronomi Festivali (GastroAntep), Nurdağı ilçesinde tarlada biber hasadıyla başladı.
Uluslar arası GastroAntep, Nurdağı\'nın Çakmak Mahallesi\'ndeki biber tarlasında başladı. Hasat öncesi yapılan bir törende katılımcılara festival ile ilgili bilgiler veren Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep\'in Mezopotomya ve Akdeniz\'in ortasında bereketli topraklara sahip olduğunu söyledi. Evliya Çelebi\'nin bütün dünyayı dolaştığını, ama Gaziantep\'e gelince \'burayı anlatmaya ne kalem ne de kelem\' yeter diyerek Gaziantep\'in önemini ortaya koyduğunu ifade etti.
Tarihin, toprağın, güneşin ve bereketiğin birleştiği güzel bir festival başlangıcı yapıldığını belirten Şahin, \"Sofra birleştirir, sofra kardeşliktir, sofra paylaşmaktır, zenginliktir. Bizim Gaziantep soframız yardımlaşma ve yaplaşmadır, şifadır, sağlıktırö dedi.
Artık altyapı belediyeciliğinin bittiğini dile getiren Şahin, sosyal belediyeciliğin başladığını söyledi. Kültürel belediyecilik anlamında insanların nereye gitmesi gerektiğinide \'Gaziantep\'e gelin\' çağrısı yaptıklarını ve insanları \"Artık Gaziantep\'e Gitme Zamanıö sloganı ile buraya davet etti. Gaziantep\'in aynı zamanda bir Roma, bir Hitit, bir Osmanlı ve bir Selçuklu olduğunu aktaran Başkan Şahin, Gaziantep\'in artık bir dünya mutfağına sahip olduğunu belirtti. Bir Meksika\'nın biberi, Japonya\'nın pirinci ile dünya markası olduğunu, Gaziantep\'in ise Anadolu\'nun hazinesini bağrında biriktirerek bütün dünya ülkelerine \'ben buradayım\' çağrısı yaptığını söyledi. Bu açıdan Gaziantep\'in fıstığıyla, üzümüyle, biberiyle, zeytinliğiyle ve firiğiyle bir lezzetin birleştiği noktada buluştuklarını açıklayan Şahin, Gaziantep\'in 500 yemek çeşidi ile burada bulunduğunu dile getirdi. Dünyanın çekim merkezi ve iddialı olduklarını belirten Fatma Şahin, hedeflerini emin adımlar ile gittiklerini kaydetti.
San Sebistian\'a ne kadar kişi gidiyorsa, o kadar kişinin de Gaziantep\'e geleceğini vurgulayan Şahin, gastronomi alanında iddialı olduklarının yineledi.
Dünyanın değişik ülkelerinden ve Türkiye\'nin değişik şehirlerinden konusunda uzman insanların bugün bu festivale gelmelerinin en büyük gösterge olduğunu aktaran Şahin, gelenlerin dolu dolu 3 gün yaşayacağını belirtti.
Gaziantep AK Parti Milletvekili Mehmet Erdoğan ise, Gaziantep\'in durup dururken \'Gaziantep\' olmadığını ve bir bütün olarak çalışarak bugüne geldiğini söyledi. Gaziantep\'in ülkenin en kurak bölgelerinden birisi olmasına rağmen önemli bir tarım kenti olduğunu belirten Erdoğan, bu duruma gelmek için çok çalıştıklarını belirtti.
AK Parti Milletvekili Derya Bakbak da, Gaziantep\'in coğrafi yapısı, iklimi ve gastronomisi ile ilgili katılımcılara bilgiler verdi.
Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı İbrahim Yılmaz da, yerel çeşitlerle gastronomi alanına hizmet edecek ürünler ürettiklerini söyledi. Yılmaz, bölgede yaptıkları tarımsal hizmetlerle ilgili teknik bilgiler verdi.
Nurdağı Belediye Başkanı Mehmet Yıldırır ise Nurdağı ve İslahiye topraklarının her sene iki mevsimlik ürün verdiğini belirtti. Gaziantep olarak tatlının ve acının en iyisini yaptıklarını ifade eden Yıldırır, \"Bizim acımız da tatlıdırö dedi.
Konuşmaların ardından biber tarlasına giden Başkan Şahin ve beraberindeki heyet, tarlada biber hasadı yaptı. Yerli ve yabancı basın mensupları ile tarlada bir süre gezen Şahin, daha sonra İslahiye Belediye Başkanı Kemal Vural ve Nurdağı Belediye Başkanı Mehmet Yıldırır ile birlikte traktöre bindi.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
- Biber tarlası
- Hasada katılarlar
- Konuşmalar
- Hasat yapılması
- Genel ve detay görüntüler
(Haber: Mücahit YOLCU- Kamera: GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 304 MB
========================================================
6)TARSUS BELEDİYE BAŞKANI KOCAMAZ: ÜSTÜMÜZE OYUN ÜSTÜNE OYUN KURDULAR
MERSİN\'in Tarsus ilçesine gelen, MHP\'den tekrar aday gösterilmeyeceği öne sürülen Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, binlerce kişi tarafından karşılandı. Kocamaz, \"İlk günden bu yana üstümüze, oyun üstüne oyun kurdular. Kocamaz\'ın, Allah\'tan başka hiç kimseye eğecek boynu yoktur. Şu saatten sonra sakin bir şekilde süreci izlemeye devam edelim\" dedi.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı MHP\'li Kocamaz, \'Kardeş Şehirler Birliği Daimi Onursal Başkanı\' olarak ilan edildiği Malezya\'daki ziyaretinin ardından Tarsus\'a geldi. MHP\'den 2019\'da yapılacak yerel seçimde tekrar aday gösterilmeyeceği öne sürülen Kocamaz\'a moral vermek isteyenler, ilçenin doğu otoban çıkışı Çamtepe mevkisinde davullu zurnalı karşılama töreni düzenledi. Bazı kişiler, ellerinde, Türk ve parti bayraklarının yanı sıra üzerinde \'Başkan Kocamaz seni kimse yıkamaz\', \'Sen yürü binler yürüsün\' ile \'Mersin\'in mimarı Burhanettin Kocamaz\' yazlı dövizler taşıdı.
Halkın desteğiyle Mersin ve Tarsus\'a büyük hizmetlerde bulunduklarını belirten Kocamaz, \"Belediye başkanlığının zor ve vebali ağır bir görevdir. 20 yılı Tarsus\'ta olmak üzere, 5 yılı Mersin\'de olmak üzere 25 yıl belediye başkanlığı yaptım. Tarsus\'a Mersin\'e ne kazandırdıysak sizlerle ve sizin desteklerinize kazandırdık. Tarsus\'u, Mersin\'i hizmete doyurduk, daha yapılacak çok hizmetimiz var. 25 yıldır bize güvenenlerin güvenini boşa çıkarmadık\" diye konuştu.
Ülkü olarak devlete ve ülkeye bağlı olduğunu vurgulayan Kocamaz, \"Hepinizin üzüldüğünü biliyorum. Ben de aynı şekilde sizlerin üzüldüğü için üzülüyorum. Allah bu şerefli görevi, sizlerin de desteğiyle bana 5 dönem nasip etmiş. Hem muhalefet hem de 5 dönem aynı siyasi partiden belediye başkanlığı yapan tek kişiyim. Biz, ülkücüyüz. Bu millete, devlete ve ülkeye gönülden bağlıyız. Bildiğiniz gibi 15 Temmuz sürecinde sonra hain kriptolar üzerimize oyunlar oynadı. Ama biz dik durduk. Direndik ve en sonunda kazandık\" dedi.
\'KOCAMAZ\'IN, ALLAH\'TAN BAŞKA KİMSEYE EĞECEK BOYNU YOK\'
Mersin\'de yönetime gelmesinin, kendilerine göre düzen kuranların işine gelmediğini savunan Kocamaz, şunları söyledi:
\"İlk günden bu yana üstümüze oyun üstüne oyun kurdular; ama Burhanettin Kocamaz\'ı Tarsus\'tayken yakından tanıyamamışlardı. Burhanettin Kocamaz\'ın, Allah\'tan başka hiç kimseye eğecek boynu yoktur. Tabi ki yanlış anlaşılmalar oldu ve en son sürece böyle geldik. Anketlerde yüzde 40\'ın üzerinde yani 2014 seçimlerinden 10 puan daha yüksek vatandaşların bize destek verdiğini gördük. Ancak şuna inanıyorum ki son 10 gün içerisinde partili partisiz Mersin\'in her yerinden bize ulaşan insanlar, bu işin çok daha fazla rahat bir oyla sonuçlanabileceğini gösterdi. Biz ülkücüyüz, nasıl hareket etmesi gerektiğini çok iyi biliriz. Biz belediye başkanı olmuşuz, olmamışız ama şunu herkes bilsin ki Burhanettin Kocamaz ölünceye kadar bu millete bu Mersin\'e bu Tarsus\'a hizmete devam edecektir.\"
\'SÜRECİ SAKİN İZLEMEYE DEVAM EDELİM\'
Başkan Kocamaz, 10 yaşında Alparslan Türkeş\'in peşine takıldığını belirterek, \"O günden bu yana koşmaya yürümeye devam ediyoruz. Başbuğumuzun bize öğüdü \'Ne olacaksanız en iyisi olacaksınız. Bu millete en iyi hizmeti vereceksiniz. Millet iktidarıyla birlikte bu ülkeyi inşallah sizler yöneteceksiniz\' diyordu. Biz de 1994 yılında Rahmetli başbuğumuzun bu kaldırdığı eli bir daha indirmemek üzere gece gündüz demeden koşturuyoruz. Şu saatten sonra sakin bir şekilde süreci izlemeye devam edelim\" dedi.
Konuşmanın ardından çok sayıda aracın yer aldığı konvoyla Tarsus ilçesinde tur atan Başkan Kocamaz, daha sonra evine geçti.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
-Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz\'ı bekleyen kalabalık
-Burhanettin Kocamaz\'ın anonslarla davullarla karşılanması
-Kısa süreli izdiham
-İstiklal Marşı okunması
-Kocamaz\'ın kendisini karşılayan kalabalığa yaptığı konuşma
-Araç üzerinden vatandaşları selamlama ve konvoydan kısa görüntü
(SÜRE: 4, 20 sn) (BOYUT: 264 MB)
Haber-Kamera: Tolunay DUMAN/TARSUS,(Mersin),(DHA)
© Tüm hakları saklıdır.