01 Kasım 2017 15:20
1)GÜMRÜKLERDE \'PLAKA OKUMA\' SİSTEMİ DEVREYE GİRDİ
GÜMRÜK ve Ticaret Bakanlığı\'nın sınır kapılarındaki yoğunluğu azaltmak ve işlemleri hızlandırmak için hazırladığı \'taşıt plaka okuma sistemi\' Yunanistan\'a açılan İpsala Sınır Kapısı\'ndan başlanarak devreye alındı. Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Hasan Oktay Duygun, \"Türkiye\'de bir çok gümrük kapısında çok farklı işlem türleri yürüyor. Çok farklı ve standart dışı plakalarla karşılaşıyoruz. Uzun süreli testlerimizde bunu gördük ki, bu sistem bunlara yönelik de başarılı sonuçlar veriyor\" dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı\'nın kara gümrük kapılarında işlemleri hızlandırmak ve personelden tasarruf etmek için hazırladığı \'otomatik plaka okuma sistemi\' Edirne\'nin Yunanistan\'a açılan İpsala Sınır Kapısı\'ndan başlatmak üzere 17 gümrükte faaliyete girdi. Gümrük giriş-çıkışlarına konulan kameralar sayesinde araçların plakaları bilgisayar sistemine otomatik olarak kaydedilirken, elle yapılan kayıtlar ise tarih oldu. Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Hasan Oktay Duygun, sistemi devreye almak ve yerinde incelemelerde bulunmak üzere Edirne İpsala Sınır Kapısı\'na geldi.
Taşıt plaka okuma sisteminin Edirne\'deki Yunanistan\'a açılan İpsala Sınır Kapısı\'nda başlattıklarını ifade eden Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Hasan Oktay Duygun, 17 sınır kapısında hizmete devreye girdiğini belirterek, \"Plaka tanıma sistemi 20 aktif gümrük kapımızda kurulmak üzere planlanan bir proje. Şuan itibariyle 17 aktif sınır kapımızda faaliyete geçti. Sarp, Kapıköy ve Türkgözü sınır kapılarında inşaat çalışmalarının ardından faaliyete alınacak. Plaka okuma sistemi memurlar vasıtayla gördüğümüz, elle (manuel) yapılan kayıtları otomatik hale getirecek bir sistem. Bu sistemi, diğerlerinden ayıran özellik, bakanlığımızın bir çok veri tabanı var ve bu veri tabanlarıyla entegre olarak çalışması bize bir takım kolaylıklar sağlayacak. Örneğin memur kayıtları elle yerine otomatik olarak yapıldıktan sonra elle müdahale imkanı olmayacak. Bunun getirdiği risk analizi, kaçakçılıkla mücadele, ülke güvenliğine yönelik önemli katkılar sağlayacak. Bizim arka planda çalışan istihbarat ve risk analizi programlarımız bu plaka tanıma sistemiyle yapılan kayıtlardan yararlanacak\" dedi.
ÖNCELİK TRAKYA GÜMRÜKLERİNİN
Proje kapsamında plaka okuma sistemini, testlerinin yapıldığı İpsala Sınır Kapısı\'ndan başlattıklarını kaydeden Duygun, \"Bu kapsamda bugün burada, İpsala Sınır Kapısı\'ndan başlayarak sistemi başlattık. Öncelikle bunu Trakya sınır kapılarından faaliyete geçirmeyi amaçlıyoruz. Her ne kadar sistem kuruldu ve kayıtlar başladıysa da bizim kapılarda gerekli bilgilendirmeleri yapmamız ve memurlarımızı bilgilendirmemiz gerekiyor. Kameralar gelen araçları hem önden, hem de arkadan plakalarını tanımlayabiliyor. Aynı zamanda laser sensörler çift dorseli olan araçları algılanmasını sağlayacak. Şimdi gümrük kapılarında bu sistemi işletmenin zorluğu da Türkiye\'de bir çok gümrük kapısında çok farklı işlem türleri yürüyor. Çok farklı ve standart dışı plakalarla karşılaşıyoruz. Uzun süreli testlerimizde bunu gördük ki, bu sistem bunlara yönelik de başarılı sonuçlar veriyor. Arapça, Farsça plakalar, kirli, standart dışı plakalar bahis konusu. Bunda da başarılı sonuçlar aldık. Kademe kademe emin adımlarla ilerlemeyi düşünüyoruz. İpsala\'dan başlıyoruz, Kapıkule, Pazarkule ve Hamzabeyli gümrük kapılarımızda eğitimler vererek devam edeceğiz\" şeklinde konuştu.
Gazetecilerin plaka okuma sisteminin yaz aylarındaki gurbetçi kuyruklarına katkı sağlayıp, sağlamayacağı sorusu üzerine
Hasan Oktay Duygun, \"Bu sistem kuyrukların azalmasında önemli bir etken olacak. Bu kuyruklar sadece bir tek sebebi olmuyor. Bazen karşı ülkelerin uygulamalarından kaynaklanan nedenler, yaz dönemlerinde gümrük kapılarımıza geliyoruz, personelimiz çok büyük fedakarlıklarla çalışıyor ve inanın çok süratli çalışıyorlar. Belli dönemlerde ülkemizde olağan üstü trafik yaşanıyor. Pasaport işlemleri de var. Bizim sistemimizde otomatik kayıtlar olacağı için süratlenmesine mutlaka katkı sağlayacaktır. Bakanlığımızda bir komutan kontrol merkezi mevcut, bütün kara sınır kapılarını oradan izleme imkanımız var. Plakaları kaydedilen araçları, bakanlığımız tarafından da izlenmesi mümkün hale geldi. Kaçakçılıkla mücadele konusunda da bir katkı sağlayacaktır\" dedi.
SİSTEM HAYATA GEÇİRİLDİ
İpsala Sınır Kapısı\'nda bu sabah yapılan son testlerin ardından taşıt plaka okuma sistemi projesi hayata geçirildi. Gümrüğün giriş ve çıkış kısımlarında bulunan kameralar sayesinde araçların plakaları bilgisayar otomasyonu programına otomatik olarak fotoğraflanarak kaydedildi. Sistemin diğer sınır kapılarında da faaliyete başladığı belirtildi.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-İpsala Sınır kapısı
-Giriş çıkış yapan araçlar
-Plaka okuma kameraları
-Kameralar detay
-Bilgisayar programı detay
-Gümrük sahası
-Daire başkanı ve ekibi
-Sahayı gezmeleri
-Daire Başkanı Duygun ile röp.
-Sistemi göstermesi
-Araçların çıkışı
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN/İPSALA(Edirne),(DHA)-
=============================================
2)OĞLUYLA TELEFONLA KONUŞURKEN ARACIN ÇARPMASIYLA ÖLDÜ
BURSA\'da özel okulda kimya öğretmeni olarak görev yapan Lamia Avşar, muayeneye gittiği Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi\'nden çıkarken, sağlık durumunun iyi olduğu haberini oğlu Bülent Birden\'e bildirmek istedi. Avşar cep telefonundan oğluyla konuşurken, hafif ticari aracın çarpması sonucu öldü. Acı olaya telefonda tanık olan oğul Birden, \"Annem telefonda, \'mide fıtığı\' tanısı konulduğunu söyledi. Tam kan değerlerini anlatırken, birden patlama gibi bir ses ve derinden gelen çığlıklar duydum. Telefon kesildi. Anneciğimin ölümüne telefon ile tanık oldum\" dedi. Kaza, fakültenin güvenlik kamerasına da yansıdı.
Bir dönem UÜ\'de de görev yapan, Bursa Anadolu Lisesi\'nden emekli kimya öğretmeni 65 yaşındaki Lamia Avşar geçen cuma günü muayene olmak için UÜ Tıp Fakültesi Hastanesi\'ne gitti. Özel bir okulda öğretmenliğe devam eden Avşar muayene olduktan sonra poliklinikten çıkarken, sağlık durumunu 40 yaşındaki oğlu Bülent Birden\'e bildirmek istedi. Lamia Avşar, cep telefonunda oğluyla konuşurken, 44 yaşındaki Hüseyin Ç. yönetimindeki 16 DH 273 plakalı hafif ticari aracın çarpması sonucu ağır yaralandı. Hemen hastaneye kaldırılan Avşar, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Lamia Avşar\'ın cenazesi, dün Bursa\'da toprağa verildi.
Babasından boşanan annesinin muayane olmak için Tıp Fakültesi Hastanesi\'ne gittiğini, çıkışta da cep telefonu ile kendisini aradığını söyleyen Bülent Birden, \"Annem telefonda, şeker ve tansiyonunun iyi olduğunu belirtip kendisine \'mide fıtığı\' tanısı konulduğunu söyledi. Tam kan değerlerini anlatırken, birden patlama gibi bir ses ve derinden gelen çığlıklar duydum. Telefon kesildi. İkinci arayışımda yanıt alamadım. Üçüncü kez numarayı çevirince açan kişi anneme araç çarptığını, durumunun çok ağır olduğunu söyledi. Olay yerine geldiğimizde annem hastanede tedavi altına alınmıştı. Sonra da yaşamını yitirdi. Anneciğimin ölümüne telefon ile tanık oldum\" dedi.
Fakültenin güvenlik kamerasına yansıyan kaza sonrası gözaltına alınan sürücü Hüseyin Ç. ise adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü:
-------------------
Görüntü dökümü:
Oğluyla röportaj
Cenaze namazının kılınması
Taziyelerin kabul edilmesi
Detaylar
SÜRE: 3 dakika 7 saniye BOYUT: 99.4 MB
==========================================================
3)KADINLAR ÖLDÜRÜLMEDEN ÖNCE EN AZ BİR KEZ TEHDİT EDİLİYOR
BÜLENT Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sadık Toprak, 10 yılda 12 ilde işlenen 162 aile içi kadın cinayetini inceledi. Çalışmada, kadınların öldürülmeden önce katili tarafından en az bir kere ciddi şekilde tehdit edildiği, koruma, silah sahipliğinin kontrol altına alınması ve eğitim düzeyinin yükseltilmesinin cinayetleri önlemede önemli olduğu belirlendi. BEÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sadık Toprak, Hakimler ve Savcılar Kurulu\'ndan alınan özel izinle İstanbul, Edirne, Konya, Aydın, Eskişehir, Antalya, Kırıkkale, Giresun, Erzurum, Malatya, Şanlıurfa ve Zonguldak\'ta 10 yılda işlenen 162 kadın cinayetini inceledi. TÜBİTAK\'ın desteğiyle yapılan, \'Türkiye’de aile içi kadın cinayetlerinin adli, tıbbi özellikleri ve önlemede adli tıbbın rolü\' başlıklı çalışmada cinayetlerin nedeni, katilin psikolojisi, katil ile kurbanın yakınlık dereceleri ve ilişkileri araştırıldı. Çalışma, geçen ay uluslararası akademik bir dergide yayınlandı. Çalışmanın sonuç kısmında şu bulgulara yer verildi:
\"Saldırganların yaklaşık üçte birinin sabıkalı olduğu, sıklıkla düşük bir eğitim düzeyine sahip oldukları görülmüştür. Öldürülen kadınların dörtte üçü bir ateşli silahla öldürülürken kalanların bıçak benzeri kesici delici aletlerde öldürüldüğü tespit edilmiştir. En sık göğüs ve karın bölgesine öldürücü saldırıların yapıldığı izlendi. Katillerin en sık ifade ettikleri cinayet nedenleri ise yüzde 11 ile kadının ayrılmak istemesi, yüzde 33 ile kıskançlık, sadakatsizlik, namus, yüzde 25 ile tartışma, yüzde 15 ile hırsızlık ve cinsel saldırı olarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, ateşli silah sahipliğinin kontrol altına alınması ve eğitim düzeyinin yükseltilmesinin en etkin çözümler alabileceği belirlenmiştir. Ayrıca eş ya da eski eşin ölüm tehdidinde bulunmasının önemli bir risk faktörü olduğu görülmüştür.\"
10\'UNCU YILDAN HEMEN SONRA ÖLDÜRÜLÜYORLAR
Yaptığı çalışmayla ilgili bilgi veren Doç. Dr. Sadık Toprak, kadın cinayetlerinde katillerde alkol ve madde bağımlılığı tespit etmediklerini, normal, düzenli bir işleri olduğunu söyledi. Toprak, kadınların sıklıkla kendi yaşadıkları evlerde öldürüldüğünü, genellikle de ilişkilerinin 10\'uncu yılından hemen sonra öldürmenin gerçekleştiği bulgusuna ulaştıklarını kaydetti.
KORUMA, SİLAHSIZLANMA VE EĞİTİM ÖNEMLİ FAKTÖR
İnceledikleri dosyalarda katillerin sıradan erkekler olduğunu söyleyen Doç. Dr. Toprak, şöyle konuştu:
\"Bunların büyük bir kısmı sabıkasız, alkol, madde kullanmıyor. Bu kişiler işsiz değil. Düzenli bir işleri, hayatları var. Bu kişilerin önceden suç işleyeceklerini tespit etmek hiç kolay değil. Ancak öncesinde kadına yönelik ciddi bir tehditleri var öldürecekleri yönünde. Yani öldürülen kişiler en az bir kez ciddi bir ölüm tehdidi almış. Yani bu olaylar birden bire olan olaylar değil aslında. Bir diğer husus kadınlar sıklıkla ya bir ateşli silah ya da bıçak gibi kesici aletle öldürülüyorlar. Bu nedenle silah sahibi olmanın bu konuda bir risk faktörü olduğunu belirledik. Ama en önemli olay öncesi bir kez ölümle tehdit dilmesi. Burada yapılacak şey bir kadının partnerinden yani eşinden, eski eşinden, erkek arkadaşından ya da eski erkek arkadaşından ölüm tehdidi aldığında kadını bir şekilde koruma altına almak lazım. İkincisi de toplumda silahlanmanın önüne geçilmesi lazım. Silah önemli bir faktör. Silah olmazsa belki de cinayetlerin çok nemli bir kısmı işlenmeyecek.\"
Görüntü Dökümü:
------------------------------
-Doç.Dr. Serdar Toprak ile röp.
Süre: (7.01) Boyut: (224 MB)
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,(DHA)
====================================================
4)YALNIZ YAŞAYAN NİNE, KIŞLIK YAKACAK DERDİNE DÜŞTÜ
RİZE\'nin İkizdere İlçesi Güneyce Köyü\'ndeki evinde tek başına yaşayan 90 yaşındaki Fatma Yılmaz, kışlık yakacak ihtiyacı için sel sularının sürüklediği odunları topluyor. Yılmaz\'ın ilerlemiş yaşına rağmen sırtladığı odun yükü ile yürümesi, görenlerin yüreğini burktu.İkizdere İlçesi Güneyce Köyü\'nde yalnız yaşayan Fatma Yılmaz, Çarşı Mahallesi\'nde aylık 350 liraya ev kiraladı. Eşinden kalan dul aylığı ile tüm ihtiyaçlarını kendisi gören Yılmaz, yemeğini yapıyor, sobasını yakıyor. Yakacak ihtiyacı için satın aldığı odunlarla kışı çıkaramayacağını düşünen Fatma Yılmaz, sel sularının sürüklediği ve kızının dere kenarında biriktirdiği odunları topluyor. Yılmaz\'ın ilerlemiş yaşına rağmen sırtladığı odun yükü ile yürümesi, görenlerin yüreğini burktu. Duruma üzülen komşularının yardım sözüyle Fatma Yılmaz, odun toplamaktan vazgeçti.
HAYATI ÇİLE DOLDU
Beşi kız, 3\'ü erkek 8 çocuk sahibi Fatma Yılmaz\'ın hayat hikâyesi de yürek burktu. Eşi gurbette çalışırken bağ bahçe işleri yapan Yılmaz\'ın, evine giden yol olmadığı yıllarda sırtında taşıdığı erzaklarla çocuklarını büyüttüğü öğrenildi. 19 yıl önce eşini kaybeden Yılmaz\'ın 11 yıl önce de oğullarından birinin intihar ettiği ortaya çıktı.
\'8 EVLAT BÜYÜTTÜM AMA YALNIZ YAŞIYORUM\'
Kızlarının evinde rahat edemediğini, gelinlerinin kendisini istemediğini söyleyen Fatma Yılmaz, \"Eşimden kalan maaşı alıyorum. Bunun 350 lirası kiraya gidiyor. Kızlarım evli, onlar evine beni alamaz. Gelinlerim de beni istemediği için oğullarımın da yanına gidemiyorum. Gelinlerim beni arayıp sormuyor. Kim bakacak bana? Mecbur ben de yalnız yaşıyorum. 8 evlat büyüttüm. Hepsini arkamda taşıdım. 50 yıl sırtımda su, erzak taşıdım. Hep çalıştım, onları büyüttüm. Eşim gurbete giderdi ve uzun süre gelemezdi. 5 tane ineğim vardı, sütten yağ, peynir yapardık. 8 tane evlat büyüttüm ama şimdi yalnız yaşıyorum\" dedi.
Kış için odun satın aldığını ama onların yetmeyeceğini düşündüğünü belirten Fatma Yılmaz, \"Selde sürüklenen odunları kızım topladı. Ben de onları eve taşıyorum. Bana biraz odun verin, başka bir şey istemem\" diye konuştu.
Komşuları da köye inip çıkamadığı için kızlarının yakınında ev kiraladığını belirttikleri Yılmaz\'ın her ihtiyacını kendisinin karşıladığını, kızlarının da gelip giderek anneleri ile ilgilendiğini söyledi.
Görüntü Dökümü:
-------------------
Fatma Yılmaz\'ın odun taşırken görüntüsü
Fatma Yılmaz ile odun yükü sırtında röp.
Fatma Yılmaz detayları
Evinden detay
Komşuları ile röp.
Fatma Yılmaz\'ın hayatını anlatması
Detaylar
Haber: Muhammet KAÇAR - Kamera: Aytekin KALENDER RİZE-DHA
============================================
5)ÖLMEK ÜZEREYKEN BULDUKLARI KÖPEĞİ HAYAT DÖNDÜRDÜLER
BALIKESİR’in Erdek İlçesi\'nde, doğada sahipsiz, zincire bağlı, zayıflıktan adeta kemikleri sayılan İngiliz Pointer cinsi köpek, hayvanseverler tarafından telef olmaktan kurtarıldı.
Erdek\'in Kapıdağ Mevkii\'nde, hurdalıkta bağlı olan köpeği gören Sezer Gürel, arkadaşları Savaş Utah Ebren ve Mert Ercis’e haber verdi. Köpeğin yanına gelen Mert Ercins bir mağara önünde hurdalık demirlere zincirle bağlı köpeği bağlı olduğu yerden kurtardı. Sağlam bünyeli, zeki ve sadık bir hayvan türü olarak bilinen İngiliz Pointer cinsi köpeği hayvan dostu dekoratör Mert Ercis, aracıyla Bandırma’daki Veteriner Kliniği’ne götürdü. Kinikte verilen mamaları yiyen, zayıflıktan adeta kaburga kemikleri sayılan köpek önüne konulan suyu da içti. Mert Ercis olayı şöyle anlattı:
öArkadaşlarım, Erdek Kapıdağ’da yürüyüş yaparlarken bir mağara kenarında zincirle bağlı bir köpek görmüşler, bana haber verdiler. Hayvan, açlıktan adeta bir deri bir kemik kalmış. Önünde sadece bir tas, içinde de biraz su vardı. Herhalde onu içerek hayatta kaldı. Çevresinde en az 5-6 tane salık, 4-5 tane de zincirl, bağlı önlerinde yiyecek hiçbir şey olmayan köpek vardı. İçlerinde en sağlıksız en acil durumu olan köpeği Erdek’ten aracımızla Bandırma’da veterinere getirdik. Sonra sahiplendireceğiz. Diğerlerinin de kurtarılmasını istiyoruzö dedi.
Klinikte yapılan ilk muayenesinde uyuz olduğu anlaşılan köpeğin kan tahlili yapılıp, deri kazıntısı alınıp, mikroskopik incelemenin ardından tedavisinin yapılacağı bildirildi
Görüntü Dökümü
-------------------------------
Veterinerde yerdeki mamaları büyük iştahla yiyiyor
Bir tas suyu bir anda içiyor
Detaylar
Erdem ÖZCAN/BANDIRMA(Balıkesir),(DHA)
3.22 dakika 212 MB
============================================================
6)KÖYÜNDE KALDI HİBEYİ ALDI
BALIKESİR\'in Edremit ilçesinde yaşayan 30 yaşındaki Arzu Ayyıldız, köyünde yaşama sözüne karşılık Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı\'nın ‘Genç Çiftçi Desteklemeleri\' kapsamında 30 bin lira hibe alarak Zeytinli Mahallesi\'nde istiridye mantarı yetiştirmeye başladı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı\'nın 2017 yılı ‘Genç Çiftçi Projelerinin Desteklenmesi Programı\' kapsamında Edremitli Arzu Ayyıldız, köyünde yaşayacağı sözüne karşılık devletten 30 bin lira hibe desteği aldı. Aldığı para ile kırsal Zeytinli Mahallesi\'nde ailesine ait tarım arazisinde mantar üretim tesisi kuran Ayyıldız, ağabeyi Mehmet Ayyıldız ile birlikte istiridye mantarı yetiştirmeye başladı. Ayyıldız\'ın yüzde 50 devlet desteği ile kurduğu mantar üretme istasyonunu Edremit Kaymakamı Ali Sırmalı ve Edremit İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Recep Budak ziyaret etti.
Genç Çiftçi Destek Programı çerçevesinde hibe alan Arzu Ayyıldız\'ın üretimini yerinde görüp incelemek amacıyla tesise geldiklerini söyleyen Edremit Kaymakamı Ali Sırmalı, \"Genç çiftçimiz çok güzel istiridye mantarı üretmiş. Bu başarılı çalışmanın diğer çiftçilerimize ve tüm bayanlara örnek olmasını diliyorum. Zeytinimiz, zeytinyağımız ön planda ama özellikle tarım ürünlerinin çeşitlendirilmesi açısından bu tür girişimlere ihtiyacımız var. İstiridye mantarı pazarı olan bir ürün. Sağlıklı bir ürün. İnşallah bu sayının önümüzdeki sene artmasını diliyoruz. Edremit arazi varlığı olarak, iklim olarak tarım ürünleri yetiştirmeye müsait bir ilçe. Biz de ilçemizde bu alternatif tarım ürünlerini arttırmayı hedefliyoruz\" dedi.
İSTİRİDYE MANTARI VİTAMİN DEPOSU
Ailesine ait tarım arazisinin boş duran bölümünü değerlendirmek amacıyla mantar üretim tesisi kurduğunu belirten çiftçi Arzu Ayyıldız, \"Bana yardımcı olan mantar şirketi sayesinde bu işi yapmaya karar verdik. 30 bin lira hibe kazandım ve bir ay içerisinde tarafımıza ödeme gerçekleşti. Bu işe 30 bin lira ile başladım. İstiridye mantarı aynı zamanda et mantarı olarak da biliniyor. Diğer mantarlara oranla daha vitaminli. Yetişme koşullarına gelince nemli bir ortamı seviyor. Sisli ve ılık ortamda yetişiyor\" diye konuştu.
Edremit İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Recep Özbudak ise Genç Çiftçi Destekleme Programları içerisinde mantar, koyunculuk, arıcılık ve büyükbaş destekleri yer aldığını belirterek istiridye mantarının daha az tercih edildiğini kaydetti. İstiridye mantarının çok tanınan bir ürün olmadığını ifade eden Özbudak şöyle konuştu:
\"İstiridye mantarı İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerde tanınan bir ürün. Burası tüketim ve üretim açısından yetersiz. Akademik anlamda üzerinde çalışılmış bir ürün de değil. 3- 5 üniversitede mantar ve mantarcılık bölümü var. Ama daha da yaygınlaşacağına inanıyoruz. Genç çiftçimizin kendi çabaları şu ana kadar güzel, geri dönüşleri de çok güzel. Bakanlığımıza, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz ve kendilerini de kutluyoruz\"
MANTARI TANITACAKLAR
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı\'nın ‘Genç Çiftçi Desteklemeleri\' kapsamında 30 bin lira hibe alan Arzu Ayyıldız\'ın ağabeyi Mehmet Ayyıldız da \"Kardeşimle beraber bu işi büyütmeyi düşünüyoruz. Tabi ki piyasanın bu mantarı tanıması gerekli. İnsanlar bu ürünü tanımadığı için çekimser kalıyorlar. Mantarı tanıtmanın savaşını veriyoruz şu anda. Güzel bir ürün. Yapmak isteyenlere de tavsiye ederiz\" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------------------------
-Çiftlikten detay görüntü,
-Kaymakam Ali Sırmalı ile röp,
-Arzu Ayyıldız ile röp,
-Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Recep Özbudak ile röp,
-Mehmet Ayyıldız ile röp.
Haber - Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN / EDREMİT (Balıkesir), (DHA)
© Tüm hakları saklıdır.