Gündem

DHA YURT BÜLTENİ-3 

Denizli'de evde patlama: 5 yaralı (2) (Yeniden)   DENİZLİ'nin Merkezefendi İlçesi'nde, Ahmet Yıldız'a ait iki katlı evin zemin katında, tüpten sızan gazın sıkışmasının neden olduğu patlamada 1'i bebek 5 kişi yaralandı

04 Kasım 2017 13:47

Denizli\'de evde patlama: 5 yaralı (2) (Yeniden)
 
DENİZLİ\'nin Merkezefendi İlçesi\'nde, Ahmet Yıldız\'a ait iki katlı evin zemin katında, tüpten sızan gazın sıkışmasının neden olduğu patlamada 1\'i bebek 5 kişi yaralandı. Yaralılar hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı.
Bugün saat 07.30 sıralarında, Merkezefendi İlçesi Muratdede Mahallesi 201/7 sokakta, 14 numarada oturan 65 yaşındaki Ahmet Yıldız ile eşi 55 yaşındaki Amine Yıldız ve çocukları 20 yaşındaki Rıdvan Yıldız, 30 yaşındaki Abdullah Yıldız, 19 yaşındaki Leyla Yıldız ve evli olan Gülistan Uyar ile onun 1 yaşındaki bebeği Ecenur Uyar\'ın bulunduğu iki katlı evin zemin katında bir patlama meydana geldi. Gülistan Uyar, sabah saatlerinde bebeğine süt ısıtmak için yatağından kalkarak mutfağa gitmek istedi. Evdeki gaz kokusunu fark eden Gülistan Uyar, ışığı yakıp ne olduğuna bakmak isteyince, büyük bir gürültüyle patlama oldu. Ocaktan sızan mütfak tüpünün neden olduğu patlamayla birlikte evde yangın çıktı.
Patlama sırasında evde bulunan 7 kişiden Ahmet Yıldız, Amine Yıldız, Leyla Yıldız, Gülistan Uyar ile 1 yaşındaki bebeği Ecenur Uyar yaralandı. Patlama sonrası eve koşan komşular, yangını suyla söndürerek, yaralıları evden çıkardı. Olay yerine gelen ambulanslarla yaralılar Denizli Devlet ve Servergazi Devlet hastanelerine kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu ve hayati tehlikelerinin bulunmadığı belirtildi.
\"ADETA YER SARSILDI\"
Olay yerine Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı ekipler ile İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri de gönderildi. Patlama sonrası evde duvarlar yıkıldı, pencereden kopan demir korkuluk yaklaşık 50 metre ileriye fırladı. Komşular, patlama sırasında büyük korku yaşadıklarını belirterek, \"Adeta yer sarsıldı. Patlama sonrası eve koştuk, yangını söndürüp, yaralıları dışarı çıkardık\" dedi.
Olayla ilgili polis soruşturma başlatırken, olay yeri inceleme ekipleri de evde inceleme yaptı. Polisin incelemesinin ardından, komşuları evde patlama sonrası sağlam kalan eşyaları taşımaya yardım etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Evden görüntüler,
-Olayı anlatanlardan görüntüler,
-Yıkılan duvarlardan görüntüler,
-Fırlayan demirden görüntü.

Haber-Kamera:Ramazan ÇETİN / DENİZLİ, (DHA)

=========================================

(ÖZEL) Tek kollu Yusuf, kolsuz Ramazan\'ı ziyaret etti

AĞRI\'nın Diyadin ilçesine bağlı Günbuldu köyünde elektrik teline kanadı takılan kuşu kurtarmak isterken akıma kapılan ve elleri kesilen 17 yaşındaki Ramazan Taşdemir\'i, otlattığı koyunları kurtarmak isterken elektrik akımına kapılan ve sağ kolu kesilen 16 yaşındaki Yusuf Güzel ziyaret etti. Güzel, zor günler geçirdiğini bildiği Ramazan\'dan sabırlı olmasını istedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ 
-----------------------------------------
-Yusuf\'un Ramazanı ziyaret etmesi
-Yusuf ile Ramazan\'ı konuşması
-Yusuf\'un hastaneden çıkışı
-Yusuf ile röp

Haber-Kamera: Turgay İPEK / ERZURUM, (DHA)

==========================================

Cinayet, \'yan bakma\' yüzünden işlenmiş

ADANA\'da 30 yaşındaki Fikri Durmaz\'ı öldüren 26 yaşındaki Yusuf Kutluay\'ın cinayeti, \'yan bakma\' meselesi yüzünden işlediği ortaya çıktı.
Olay, 2 Kasım\'da merkez Yüreğir İlçesi Akıncılar Mahallesi\'nde meydana geldi. İddiaya göre,  ağabeyine ait gece kulübünü kapattıktan sonra eve gitmek yola çıkan Fikri Durmaz, sokakta yürüdüğü sırada kaldırımda alkol alan Yusuf Kutluay ile karşılaştı. Kutluay ile arasında \'yan bakma\' meselesi yüzünden çıkan sözlü tartışma kısa sürede büyüdü. Belindeki tabancasını çıkaran Kutluay, havaya ateş etmeye başladı. Durmaz\'ın sırt ve göğsüne de kurşun isabet etti. Kanlar içinde kalan Durmaz\'ı gören zanlı olay yerinden kaçarak uzaklaştı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi\'ne kaldırılan Durmaz, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Evli ve 1 çocuk babası Durmaz\'ın cenazesi, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu\'nun morguna kaldırıldı. Durmaz\'ın eşi Elif Durmaz\'ın da ikinci çocuklarına hamile olduğu öğrenildi. Cinayet olayını aydınlatmak için çalışma başlatan Cinayet Büro Amirliği polisleri, olay yerindeki güvenlik kameralarında, yaşanan tartışmayı ve yaralanan Durmaz\'ın sokak içerisinde aniden yere düşmesini tespit etti. Şüphelilerin kimlik bilgilerine ulaşanpolis, adreslere baskınlar düzenledi. Kutluay ile o olay anında birlikte olan Kenan S., (38) yakalandı. Adliyeye sevk edilen zanlılardan Yusuf Kutluay tutuklanırken, Kenan S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü
------------------
- Zanlıların sağlık kontrolüne getirilmesi
- Yaşanan tartışma
- Sokak içerisindeki kalabalık (Güvenlik Kamerası)
- Yusuf Kutluay\'ın silah çekmesi (Güvenlik Kamerası)
- Fikri Durmaz\'ın yere düşmesi (Güvenlik Kamerası)
- Vatandaşlar tarafından taksiye bindirilmesi (Güvenlik Kamerası)
- Olay yerinden görüntüler (ARŞİV)

Haber-Kamera:Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,(DHA)

===============================================

Hırsızın sakarlığı güvenlik kamerasında
 

ADANA\'da 18 yaşındaki Süleyman Y., hırsızlık için girdiği işyerinin tavanından düştü, çaldığı televizyonu düşürüp, ekranını kırdı, bilgisayarın kablolarını sökemedi. Güvenlik kameraları ile görüntülenen şüpheli gazetecilere, \"Hırsızlık mesleğimiz\" dedi.
Olay, 2 Kasım\'da merkez Seyhan İlçesi Turan Cemal Beriker Bulvarı üzerindeki bir otomotiv şirketinde meydana geldi. Sabaha karşı işyerinin çinko kaplama çatısından giren Süleyman Y.\'nin üzerinde yürüdüğü tavan aniden çöktü. İşyerinin ofisine düşen hırsız, hiçbir şey olmamış gibi davranıp elini cebine koyarak etrafa baktı. Parmak izi bırakmamak için çorabını eline takan zanlı odadaki bütün dolapları tek tek kontrol etti. Bilgisayarın kablolarını sökemeyince kabloları ayağı ile kopardıktan sonra duvarda asılı olan plazma televizyonu da yerinden söküp masanın üzerine koydu. Pencereden kaçmaya çalışan hırsız, masa üzerindeki televizyonu düşürerek ekranını kırdı.
\"HIRSIZLIK MESLEĞİMİZ\"
Sabah işyerine gelen Murat Yeşildağ, tavandaki hasarı görünce şoka girdi. Televizyon ve bilgisayarın yerinde olmadığını, tüm dolaplarının karıştırıldığı gören Yeşildağ, soyulduğunu anlayıp polisi aradı. Olayla ilgili çalışma başlatan Hırsızlık Büro Amirliği polisleri, görüntülerden Süleyman Y.\'nin kimliğini tespit etti. Kısa sürede yakalanan zanlı, sağlık kontrolüne getirildiği sırada gazetecilere, \" Hırsızlık mesleğimiz, yapacak başka işimiz yok. Garibanız, buradan cezevindeki ağabeylerime selam yolluyorum\" dedi. Gülerek kameralara el sallayan Süleyman Y., sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Görüntü Dökümü
-----------------
- Hırsızın sağlık kontorülene getirilmesi
- Konuşması
Güvenlik Kamerası
-------------------
- Hırsızın tavandan düşmesi
- Elini cebine koyup etrafa bakması
- Çorabını çıkarıp eline giymesi
- Bilgisayarın kablosunu ayağıyla koparması
- Duvardaki televizyonu sökmesi
- Dolapları karıştırması
- Pencereden çıkması
- Televizyonu yere düşürmesi

Haber-Kamera:Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,(DHA)

========================================

Araç sahiplerinin korkulu rüyası oto faresi yakalandı

ERZURUM\'da son bir hafta içinde bir otomobili kaçırıp, 6 ayrı otomobilden de hırızlık yaptığı iddi edilen 18 yaşındaki Ömür Ç., polisin sıkı takibi sonucu yakalandı. Merkez Palandöken ve Yakutiye ilçesinde araç sahiplerinin korkulu rüyası haline gelen Ömür Ç.\'nin yakalanması için çalışma başlatan Asayiş Büro Amirliği ekipleri olayların gerçekleştiği yerlerde inceleme yaptı. Bölgedeki güvenlik kameralarını tek tek izleyen polisler hırsızı tespit etti ve kıskıvrak yakaladı. Sakarya Adapazarı Karasu Asliye Ceza Mahkemesinde hırsızlık suçundan arandığı tespit edilen Ömür Ç. tutuklandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ 
--------------------------------
-Yakalanan hırsızın Emniyet Müdürlüğü binasından çıkarılması
-Hırsızın adliye çıkarılması
-Güvenlik kamerası görüntüsü 
-Araçtan hırsızlık yaparken görüntüsü

Haber-Kamera: ERZURUM,(DHA)

=======================================

Yollardaki demir bariyerleri çalan 2 kişi tutuklandı

ŞANLIURFA\'nın Hilvan İlçesi\'nde, Karayolları Genel Müdürlüğü\'nün yol kenarlarında bulunan demir bariyerlerini çalan 2 kişi jandarma tarafından yakalandı ve çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Hilvan\'ın Kırbaşı Mahallesi yakınlarında jandarma, yol kenarındaki bariyerlerin söküldüğünü ve 2 kişi tarafından 50 LE 627 plakalı kamyonete konulduğu bilgisini aldı. Bunun üzerine harekete geçen jandarma ekipleri, mahalle yakınlarında durdurduğu kamyonette sökülmüş demir bariyerler olduğunu gördü. Bariyerlere el koyan jandarma, kamyonette bulunan Ramazan G. ve Cemal G.\'yi gözaltına aldı.
Kuzen oldukları ve hurdacılık yaptıkları öğrenilen şüpheliler jandarmada, bariyerleri satacaklarını söylediği öğrenildi. Jandarmada yapılan işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Ramazan ve Cemal G., nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanırken, bariyerler ise Karayolları Müdürlüğü görevlilerine teslim edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------
- Şüphelilere ait kamyonet ve karayollarına ait kamyon
-Kamyonun içindeki bariyerler
- Kamyonun jandarmadan çıkışı
- Tutuklanan hırsızların adliyeden çıkarılıp araca bindirilişi
- Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Mustafa UFAK - ŞANLIURFA - (DHA)

==============================================

Refüjü aşan otomobil elektrik direğine çarptı: 2 yaralı

SAKARYA\'nın Sapanca İlçesi\'nde sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil refüjü aşarak elektrik direğine çarptı. Kazada, 2 kişi yaralandı.
Kaza gece saatlerinde, Çayiçi Mahallesi İzmit Caddesi\'nde meydana geldi. Esat Bayraktar idaresindeki 54 E 4909 plakalı otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu refüjü aşıp karşı yönde bulunan elektrik direğine çarptı. Hasar gören otomobilde Esat Bayraktar ile Arzu Öztürk sıkıştı. İtfaiye ekipleri 2 kişiyi araçtan çıkarırken, 112 Acil ekibi ilk müdahalede bulundu. Sapanca İlçe Devlet Hastanesi\'ne kaldırılan yaralılar yapılan ilk müdahalenin ardından Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-İtfaiyenin kaza yerine gelmesi
-Vatandaşların aracın kapısını açmaya çalışması
-İtfaiye ve sağlık ekiplerinin müdahalesi
-Yaralıların sedyeye ve ambulanslara alınması

Haber-Kamera: İsa ÇİÇEK/SAPANCA(Sakarya), (DHA) -

================================================

Prof.Dr. Aslan\'dan Truva Atı\'yla ilgili o iddiaya yanıt
 
ÇANAKKALE\'nin merkeze bağlı Tevfikiye Köyü sınırları içinde bulunan 5 bin yıllık geçmişe sahip Truva Ören Yeri\'nin simgesi  Truva Atı ile ilgili İtalyan Deniz Arkeoloğu Francesco Tiboni\'nin ortaya attığı, \'Truva Atı aslında bir gemiydi\' iddiaları yeni bir tartışmayı başlattı. Truva Kazı Heyeti Başkanı Prof.Dr. Rüstem Aslan, İtalyan araştırmacının iddialarının bin yıllardır insanları büyüleyen Truva Atı efsanesini değiştiremeyeceğini söyledi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Rüstem Aslan, İtalyan deniz arkeoloğu Francesco Tiboni\'nin, kısa süre önce İtalyan basına yansıyan \'Truva Atı aslında bir gemiydi\' iddialarına yanıt verdi. 150 yılı aşkın süreden bu yana arkeolojik kazıların sürdüğü Truva\'da, öğrencilik yıllarından itibaren çalışmalara katılan ve şu anda da Truva kazıları başkanlığını yürüten Prof.Dr. Aslan, Truva mitolojisiyle ilgili tartışma ve teorilerin antik döneme kadar geri gittiğine işaret etti. Homeros\'un yazdığı kabul edilen İlyada ve Odesa destanlarının bulunduğunu ve İlyada\'nın Truva savaşlarını anlattığını, Odesa destanının ise Odesa\'nın geri dönüş öyküsünü anlattığını belirten Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, şunları söyledi: \"Truva Atı öyküsü 1\'inci İlyada destanında geçmemekle birlikte Odesa destanının 7\'nci kitabında kısaca anlatılmaktadır. Burada Odesa destanını okuduğumuzda Truva Atının içine askerlerin, Odesa ile birlikte saklandığı öyküsünü buradan bilmekteyiz. Fakat bu konu ilgili eski çağlardan itibaren, yani Homeros dönemi sonrasından itibaren tartışa gelmektedir. \'Böyle bir hikaye olmuş mudur, olmamış mıdır?, \'Truva atı var mıdır, yok mudur?\' diye sorabiliriz. Fakat araştırmacılar özellikle 1930\'lu yıllardan itibaren Assur metinlerine ve betimlemelerine dayanarak bunun bir savaş aleti, ata benzeyen bir saldırı aleti olduğunu ve Homeros\'un da öykülerine karıştırarak anlattığı üzerinde durmuşlardır. 1932-38\'lerde Troia\'da kazı yapan Blegen ise Truva\'nın depremle yıkıldığını, tahrip olduğunu ve deprem sonrasında Akhalı askerlerin Truva\'yı fethettiğini, böylece deprem tanrıçası Poseidon\'un sembolü olan atın Homeros destanlarında ilişkilendirildiğini öne sürmüştür. Bu da ayrı bir teoridir. Fakat son dönem kazılarında özellikle Truva 6, yani Homeros Truva\'sı döneminde at kemiklerinin çoğaldığını ve atın ön plana çıktığını görüyoruz. Yeni kazılarında, Truva\'nın aşağı kentinde savaş arabalarının kaleye yaklaşmasını önleyecek savunma hendeği tespit edilmiştir. Bu da bize şunu gösteriyor ki, Homeros Truva\'sı olarak tanımlanan dönemin, Anadolu ve Ege coğrafyasındaki en önemli savaş aleti, savaş arabasıdır. At da çok önemli bir öğe olarak karşımıza çıkmaktadır. Savaş kazanmak için yeterli at sayısı ve savaş arabası olması gerekiyor. Fakat Homeros, atın önemini, metoforik, sembolik bir şekilde anlatmaktadır. Yani sadece orduya ve silaha sahip olmanız bir savaşı kazanmak için yeterli değildir. Homeros, aynı zamanda bir fikrinde gerekli olduğunu Truva Atı öyküsüyle anlatmaktadır. Aslında bu iddia yeni değil. Homeros\'un destanlarıyla ilgili pek çok yeni teoriler var. İtalyan araştırmacının öne attığı teori ise araştırmacılar tarihinde çok kabul gören bir teori değildir. Zaten önümüzdeki dönemde de bu konu üzerinde hiç tartışılmaması ve unutulacak olması da bunu bize gösterecektir. Diğer konularda olduğu gibi Homeros destanları kültür tarihi açısından önemli olduğu için pek çok araştırmacı kendi adını öne çıkarmak açısından bazen bu tür teorilere başvurmaktadırlar.\"
Prof. Dr. Aslan, Homeros destanlarındaki birçok öykünün dinleyenleri etkilediğini ifade ederken, \"Truva Atı öyküsü de bunlardan bir tanedir. Bin yıllardır Truva Atı, Truva Atı mitolojisi ve yorumları insanları ilgilendirmektedir. İnsanları büyülemektedir. Bundan sonra da bu etki devam edecektir\" dedi.
BRAD PITT\'IN FİLMINDE DE TRUVA ATI KULLANILDI
Prof.Dr. Rüstem Aslan, geçmiş yıllarda başrolünde Brad Pitt\'in oynadığı \'Troy\' filminde de  Truva Atı efsanesine yer verildiğini söyledi. Aslan, \"Hollywood\'un \'Troy\' filminde kullanılan Truva Atı\'nın Çanakkale kordonunda sergilendiğini görüyoruz. Aslında böylesi büyük bir filmde de bu öykü kullanışmış. Burada da yine Homeros sonrasındaki anlatımlara dayanarak, eski gemilerin omurgalarından yapılmış izlenimini veren bir Truva Atı görüyoruz. Bu da antik dönemde farklı Truva Atı görsellerinin olduğunu bize göstermektedir. En sonuncusu da arkamızdaki Hollywood\'un ünlü \'Troy\' filminin Truva Atı\'dır\" dedi.
TRUVA ATI İLE İLGİLİ HENÜZ ARKEOLOJİK BULGU YOK
Prof.Dr. Rüstem Aslan, Truva Atıyla ilgili arkeolojik bir bulgu söz konusu olmadığını belirterek, \"Truva Atı tarihsel bazı olaylarla iç içe geçmiş mitolojik bir öğedir. Truva Ören Yeri\'ndeki tahta atın özellikle belki de dünyanın en çok fotoğrafı çekilen objelerden bir tanesidir. Turistlerin atın içine girebilmesi ve bir empati kurması açısından çok önemli. Bu Truva Atı 1970\'li yıllardan sonra büyük ikonik bir objeye dönüşmüştür\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Truva Ören Yeri\'nden görüntü
- Prof. Dr. Rüstem Aslan ile kordondaki Truva Atı önünde röp.
- Kordondaki Truva Atı\'ndan görüntü
- Kordonda sergilenin Truva Ören Yeri Maketi\'nden görüntü

 Haber- Kamera: Burak GEZEN- Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE, (DHA)

==============================================

(ÖZEL) - 25 yıldır sokak kedilerini besliyor

KAHRAMANMARAŞ\'ın Andırın İlçesi\'nde lokantası bulunan 68 yaşındaki Abdurrahman Topal, 25 yıldan bu yana  mahallenin kedilerini besliyor. Eve dönüş saatinde onlarca kedi, Topal\'ın otomobili ile sokağa girmesiyle aracının etrafını sarıyor ve verilen yemeği yiyor. 
Andırın\'da 30 yıldır lokanta işleten Abdurrahman Topal, 25 yıl önce Yeni Mahalle\'deki evine gelince sokak kedisine lokantasından getirdiği yemeği verdi. Sonraki günlerde eve döndüğünde aynı kediyi bu defa bir başka kediyle birlikte gören Topal, o günden sonra her akşam sokak kedilerini beslemeyi kendine görev edindi.
EVE DÖNÜŞ SAATİNİ BİLİYORLAR
Gündüzleri ortalıkta pek görülmeyen sokak kedileri, Topal\'ın otomobiliyle sokağa girmesiyle aracın etrafını sarıyor. Topal da beraberinde getirdiği yemeklerle kendisini bekleyen kedileri besliyor. Hayvanları çok sevdiğini ve ömrü yettiğince onları beslemeye devam edeceğini belirten Topal, \"25 yıldır lokantamı kapattıktan sonra evime geliyorum. Mahallede bulunan onlarca kedi geleceğim saati bilir, arabamı gördüklerinde tümü etrafımda toplanır. Onlara günlük olarak yiyecekleri eti getiririm. Geleceğim saati biliyorlar, gündüzleri burada bir tane bile kedi göremezsiniz. Ömrüm yettiğince onların karınlarını doyuracağım. Hayvanlara karşı büyük bir sempatim var\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------------
- Sokakta bekleyen kediler
- Otomobil sesini duyan kedilerin sokak başına gitmesi
- Abdurrahman Topal\'ın otomobiliyle gelişi
- Kedilerin aracın etrafını sarması
- Topal\'ın aracından inmesi
- Topal\'ın bagajdan yemeği alması
- Topal\'ın kedileri beslemesi
- Topal\'ın konuşması
- Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: İskender ZENGİN-KAHRAMANMARAS-DHA)

==========================================

Tuluyhan Uğurlu, \'Doğunun Mabetleri\' isimli konser verdi

ÜNLÜ piyanist-besteci Tuluyhan Uğurlu, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Trabzon ve İstanbul Şubelerinin düzenlediği 6ıncı Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu kapsamında ‘Doğunun mabetleri’ isimli konser verdi. Ayasofya eserini görsel sunum eşliğinde seslendiren sanatçı Tuluyhan Uğurlu,Trabzon\'daki Ayasofya\'nın ibadete açıldığını hatırlattı, \"İstanbul\'daki Ayasofya da böyle olmak durumundadır\" dedi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Osman Turan Kongre Merkezi\'ndeki konseri İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemal Gökçe, İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, Trabzon Şube Başkanı Mustafa Yaylalı ile davetliler ve öğrenciler dinledi. Piyanist-besteci Tuluyhan Uğurlu, ‘Doğunun mabetleri’ isimli konserinde bölgenin kadim kentleri ve mabetlerinin görüntüleri eşliğinde eserlerini seslendirdi. Sanatseverin önünde Kudüs için hazırladığı yeni bestesini de seslendiren Uğurlu, bestesinde Kudüs’ün hüznünü dile getirdi.
Tuluyhan Uğurlu, tarihi yapılar arasında bir köprü kurumak amacı ile konserinin son bölümünde Ayasofya Müzesi’ne yer verdi. ‘Dünya Başkenti İstanbul’ isimli albümünün içinde yer alan ‘Ayasofya’ isimli eserini seslendiren sanatçı, Trabzon’da Ayasofya Kilisesi’nin yapılması, ardından müzeye dönüp tekrar cami olarak ibadete açılmasını anlatan bir görsel sunum ile doğaçlama eserler seslendirdi. Tuluyhan Uğurlu  konserini, 1913 yılında  Mustafa Kemal Atatürk\'ün Sofya\'da askeri ateşe iken bir kıyafet balosuna meşhur Yeniçerili kıyafeti ile katılmasının hikayesinden esinlenilmiş ve mehter ile İstiklal Marşıyla birlikte  vals melodilerini birleştirdiği parçası ile sonlandırdı.
TULUYHAN UĞURLU: İSTANBUL AYASOFYA\'DA İBADETE AÇILMALIDIR
Konseri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Tuluyhan Uğurlu, var olan dünya ve ülke miraslarını hangi medeniyetten olursa olsun hayatın içine dahil etmek için konserler verdiğini söyledi. Uğurlu, öTrabzon\'daki bu konseri de bu yüzden çok önemsiyorum. Buradaki konsere de iki Ayasofya\'nın hikayesini anlatıyorum. Bu iki mabedin birbirine ne kadar benzer bir öyküleri olduğunu bir kaderleri olduğunu anlatıyorum. Dolaysıyla konseri bu merkezle birleştirip bütün tarihi mekanların önemine vurgu yapıyorum.Bütün yaşamış olan imparatorlukların, medeniyetlerin bizim olduğunun önemini sunuyorum. Anadolu\'da yaşamış bütün medeniyetlerin bizim medeniyetlerimiz olduğunu vurguluyorum.Ayasofyalar çok uzun zamandan beri tartışılıyor. Ben her iki Ayasofya\'nın da vakfedildiğini biliyorum. Bu iki Ayasofya\'nın nasıl vakıf edildiyse o şekilde bugün kullanılması gerektiğini düşünüyorum.Her iki Ayasofya\'da ibadete açılmalı. Zaten Trabzon\'daki Ayasofya bir çalışma yapılarak ibadete açıldı. İstanbul\'daki Ayasofya da böyle olmak durumundadır.\" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Tuluyhan Uğurlu ile röp.
Konser salonu detayları
Tuluyhan Uğurlu konser detayları

Haber-Kamera:Osman ŞİŞKO TRABZON- (DHA)

==============================================

Öğrenciler Burdur Gölü ve ardıç ağaçları için resim yaptı

BURDUR Gölü\'nün çekilmesi ve ardıç ağaçlarının yok olmasına dikkati çekmek isteyen ortaokul öğrencileri ardıç ağacı altında resim yaptı.
Son 35 yılda su kapasitesinin 3\'te 1\'ini kaybeden ve kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olan Burdur Gölü\'ndeki çekilmeyi önlemek ve ailesindeki pek çok kişinin yakalandığı kansere dikkati çekmek için Burdur\'un Karakent Köyü\'nde oluşturduğu Lisinia Doğa Proje Alanı\'nda çalışmalar yapan Öztürk Sarıca, küresel ısınmadan en son etkilenecek ardıç ağaçlarının da madencilik faaliyetleri nedeniyle hızla yok olduğunu gündeme getirdi. Denizli\'den Lisinia\'ya gelen Bozkurt Ortaokulu öğrencileri hem Burdur Gölü\'ne hem de ardıç ağaçlarının yok olmasına dikkati çekmek için ardıç ağacı altında resim yaptı.
AMAÇ BİLİNÇLENDİRMEK
Bozkurt Ortaokulu Müdürü Akif Bayar, öğrencilerin doğa bilincini geliştirmek ve doğa sevgisi kazanması için Lisinia\'ya getirdiklerini söyledi. Bayar, \"İstiyoruz ki öğrencilerimiz doğadaki şartları, doğadaki yaşam kalitesini, yaşam zincirini öğrensin ve zarar vermesinler. Bu amaçla okul olarak Kutluca Mahallesi\'nde 100 dönümlük ormanlık alan tahsis ettik. Bu alanda Avrupa Birliği projeleri, doğa bilincini geliştirecek projeler için çalışmalar yapacağız. Öztürk Sarıca\'dan da bu projelerle ilgili yardım almayı düşünüyoruz. Önemli olan öğrencilere tükenen doğal kaynaklar için neler yapılabileceği konusunda bilinç vermek\" dedi.
\"SANATI İŞİN İÇİNE ALDIK\"
Bozkurt Ortaokulu resim öğretmeni Mehmet Güngör, \"Burdur Gölü ve ardıç ağacına dikkati çeken Öztürk beye destek olmak için buradayız. Aynı zamanda sanatı işin içine aldık. Çocuklarımız ardıç ağacının altında resim yapıyor. Doğa projelerine her zaman destek olacağız\" diye konuştu.
\"ONLARIN BU DUYARLILIĞINI ÇOK ÖNEMSİYORUZ\"
Lisinia Doğa Proje Sorumlusu Öztürk Sarıca da şöyle dedi:
\"Denizli\'den gelen arkadaşlarımız doğa bilincine dair pek çok şey öğrendi. Burdur Gölü ve ardıç ağacına dikkati çekmek için resim yapıyorlar. Onların bu duyarlılığını çok önemsiyoruz. Bu şekilde yetiştikleri zaman topluma ve ülkemize faydalı olacaklarına inanıyorum.\" 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Resim yapan öğrenciler
- Detay
- RÖP 1: Akif Bayar
- RÖP 2: Mehmet Güngör
- RÖP 3: Öztürk Sarıca 

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)

=============================================

Balkan üniversiteleriyle işbirliği anlaşması

MEHMET Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ), Arnavutluk, Makedonya ve Bosna- Hersek\'teki üniversitelerin rektörlerini Burdur\'da ağırladı. Yapılan toplantılar kapsamında MAKÜ ile Balkan üniversiteleri arasında ikili işbirliği anlaşması imzalandı.
Geçen aylarda bir dizi temaslarda bulunmak üzere Balkan ülkelerindeki üniversiteleri ziyaret eden MAKÜ yönetiminin uluslararası ilişkiler alanındaki temasları meyvelerini vermeye başladı. Arnavutluk, Makedonya ve Bosna Hersek\'teki üniversitelerin rektörleri Burdur\'da ağırlandı. MAKÜ Gelişim Merkezi\'ndeki toplantıda Balkan üniversiteleri arasında akademik işbirliği anlaşmaları imzalandı.
MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, \"Bugünkü toplantımız yaklaşık 2 yıldır Balkan coğrafyasında değişik vesilelerle yapmış olduğumuz çalışmaların Burdur\'a yansıyan kısmı. Daha önce Sırbistan Sancak bölgesinde işbirliği çalışmalarımız olmuştu. Geçen yaz Arnavutluk Kosova bölgesinde programımız oldu. Tiran Üniversitesi ile işbirliği protokolü imzaladık. Bosna- Hersek, Makedonya, Kosova\'da çalışmalarımız devam ediyor. Birlikte iş yapma potansiyelinden çıkaracağımız sonuçlarla bu çalışmaları başka boyutlara yayacağız\" dedi.
MAKÜ olarak anlamlı ve özel bir organizasyona imza attıklarını anlatan Korkmaz, \"Mehmet Akif coğrafyası olarak isimlendirdiğimiz Balkanlarla MAKÜ arasında güçlü bir işbirliği geliştiriyoruz. Bugün Arnavutluk, Saray Bosna ve Makedonya\'dan katılan 6 üniversiteyle ikili anlaşma imzalayıp akademisyen değişimi, ikili işbirliği ve ortak projeleri kapsayan çalışmalarımızın imzalarını attık\" diye konuştu.
İkinci Uluslararası Mehmet Akif Sempozyumu\'nu aralık ayı içerisinde Arnavutluk\'un başkenti Tiran\'da yapacaklarını da kaydeden Korkmaz, \"O coğrafya bizim gönül coğrafyamız. Osmanlı\'nın, Türk ve İslâm dünyasının mirasının izlerini bulduğumuz ve kendimizi yeniden keşfettiğimiz coğrafyamızı, köklerimizi yeniden keşfetmemizin anlamlı bir sonucu olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz\" dedi.
Daha sonra Arnavutluk Luigj Gurakuqi Shkoder Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Bekteshi, Tuzla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nermina Hadzigrahiz, Tiran Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mynyr Koni, Alexander Xhuvani Elbasan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Skender Topi, Tetova Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vullnet Ameti ve Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tahsin Erkan Türe üniversitelerini tanıtan sunum yaptı.
MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz ve dekanların bölümlerini tanıtmasının ardından misafir üniversite rektörleri ile Rektör Korkmaz tarafından ikili işbirliği anlaşması imzalandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Adem Korkmaz\'ın açılış konuşması
- Detay
- Misafirlerin tanıtımı
- Adem Korkmaz\'la röportaj

Haber- Kamera: Mesut MADAN/BURDUR,(DHA)

============================================

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir