Politika

Devlet Bahçeli: 1 Mayıs olayları Türkiye'yi 3. dünya ülkeleri kategorisine soktu

Bahçeli Galatasaray'ın şampiyonluğunu kutlamak isterken dili sürçtü, "Şampuan Galatasaray' dedi

07 Mayıs 2013 14:17

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Mayıs'ta İstanbul'da çıkan olaylar için AKP'yi suçlayarak, "Hükümet 1 Mayıs'ta orantısız güç kullanarak Türkiye'yi 3. dünya ülkeleri kategorisine sokmuştur" dedi. Bahçeli, sendikaların da çıkan olaylardan sorumlu olduğunu belirterek, "Bu ortamdan faydalanan marjinal gruplar sapanlarla demir misketlerle molotoflarla zehir saçmışlardır" diye konuştu.

Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında partililere seslendi. 1 Mayıs'ta İstanbul'da çıkan olaylara, çözüm sürecine ve Âkil İnsanlar Heyeti'nin faaliyetlerini eleştiren Bahçeli, AKP'yi ve Başbakan Erdoğan'ı suçladı.

Bahçeli konuşmasının sonunda şampiyon olan Galatasaray'ı kutlarken dil sürçmesi yaşadı. Galatasaray'ın şampiyon olmasını kutlamak isterken "şampuan" diyerek hem kendi güldü, hem dinleyicileri güldürdü. Bahçeli, bir Beşiktaşlı olarak Galatasaray'ı kutladığını belirtti.

Devlet Bahçeli'nin MHP grup toplantısı konuşmasından satır başları şöyle:

 

Başbakan analarımızı perişan etmiştir

 

AKP ile birlikte milli ve manevi değerler anlamsızlığa bırakılmıştır. İstismar kampanyaları, akılalmaz dedikodulara neden olmaktadır. Hükümet ihaneti masumlaştırmak amacıyla her pis tezgahtan istifade etmektedir.

Bir münafıkın başvurabileceği tüm çirkinlikler pişkince sergilenmektedir. Başbakan ve hükümetin en sık müracaat ettiği konu ise annelerin gözyaşlarıdır. 1 Ağustos 2009 tarihinde başlatılan ve sürekli isim değiştirerek en sonunda Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi olan açılımın ilanından bu yana analar gözyaşına boğulmuştur. İmralı canisine ilik nakli yapan Başbakan analarımızı perişan etmiştir. Annelik elbette yüce bir duygudur. Hiçbir anne acı çekmemelidir. Annelerimizin mübarek gözyaşları mezar başında dökülmemelidir. Anne feryadı dayanılmazdır. Anne çığlığı katlanılmazdır. Biliyoruz ki ateş düştüğü yeri yakmaktadır. Başbakan ve hükümetin gözyaşlarını istismar etmeleri tarifi olmayan bir çarpıklıktır.

Biz annelerimizin beklentilerini biliyoruz. Biz gencecik evlatlarını kaybeden tüm annelerimizin acısını paylaşıyoruz. Analar ağlamasın sözünü PKK ile müzakereleri masumlaştırmak için kullananlara diyorum ki sizlere yazıklar olsun.

 

'AKP, Türkiye'yi 1 Mayıs'ta 3. dünya ülkesi yaptı'

 

Geçtiğimiz hafta İstanbul'daki 1 Mayıs kutlamalarının sarsıcı olaylara sahne olması hepimizi üzmüştür. En başta hükümet muhtemel hadiselerin seyrini okuyamamış işçi ve sendikalara sadece Taksim'e gelmeyin demiştir. Hükümet 1 Mayıs'ta orantısız güç kullanarak Türkiye'yi 3. dünya ülkeleri kategorisine sokmuştur.

Bu ortamdan faydalanan marjinal gruplar sapanlarla demir misketlerle molotoflarla zehir saçmışlardır. Yasadışı bir örgüt üyesi olarak gösterilen bir kız çocuğunun başına gaz bombası isabet etmiştir. Günlerdir bu kız çocuğunun elindekinin molotof mu sirke mi olduğu konuşulmaktadır. Meselenin magazinleştirilmesi kabul edilmeyecektir.

Huzurdan bahsedilen bir alanda bu olayların meydana gelmesi manidardır. İstanbul'daki olaylar dağdakilerin şehre indiğinin ispatı olmuştur.

İşçi sendikaları da yangına körükle gitti. Bu sendikalardan bazılarının genel başkanları sözde Akil insanlar arasında yer almışlardır. Akılları kendilerine yetmemiştir. Taksim inatlaşması Türkiye'yi germiş İstanbulluların huzurunu kaçırmıştır. 1 Mayıs günü İstanbul'daki çirkin tablodan herkes kendine ait dersleri çıkarmalıdır.

 

63 aklını yemiş bir ayı aşkındır faaliyet halindedir

 

Başbakan ve hükümeti başarısızlığın markası haline geldiklerini anlamalılar. Bir devletin 3 kurucu unsuru vardır. Ülke, millet ve egemenlik... Türk Devlet sisteminde beka meselesi her zaman önemli, öncelikli ve ilk sıradadır. Kurucu unsurlar arasında hiyerarşi yapılmamıştır. Tarihin her devrinde Türk milletine dönük ayak oyunları hiç bitmemiştir. Hayat haklarımız birilerini sürekli rahatsız etmiş farklı anlayışlara yöneltmiştir.

Milletçe kaybettiğimiz her toprağımızın ve her hayal kırıklığımızın merkezinde insan suretinde dolaşan vahşiler ve fırsatçılar vardır.

Türk milletini bölünmeye ikna etmek için tüm imkanlar seferber edilmektedir. 63'lükler yurdumuzun her köşesinde bölücülük propagandası ile meşguldür. 63 aklını yemiş bir ayı aşkındır faaliyet halindedir. Başbakan bunları İrşad heyetine benzetmiş ve cahillğin içine batmıştır.

Birincisi bu ikisi arasında benzerlik kurmak kimsenin harcı değildir. 63'lükler PKK'nın elinden tutmuş bölücü hedeflerin mihmandarı olmuştur. İrşad heyeti ise yüksek ahlakla gönüllere girmiş ve saygıyı hak etmiştir. 63'lükler bebek katili denmesin diye taraf belirtmiştir. İrşad heyeti ise milliyetçiliğin yanında olmuştur.

Başbakan'a göre bunlar İrşad heyeti ise mürşid kimdir? 63'lüklere tepki gösterenlerin 4 bin 980 kişi olduğunu söylemiştir. Ey Başbakan ya sen işlem bilmiyorsun yeniden abaküs başına oturman gereklidir, ya da birileri seni fena kandırıyor.

63'lükler bölücülüğe göz kırparken milli değerlerimizi dağlamaktadır. Türk milletinin vakarından ürkmekte ve tepkileri değersizleştirmeye yeltenmektedirler. Tarih boyunca Türk milleti bozguncularla karşı karşıya kalmıştır. Bunların nesli tükenmemiştir. Türklüğe hasımlık bunların müşterek özelliğidir. Yüce dinimiz ne çektiyse bunların elinden çekmiştir.

 

Pazarlık ayrı, sorgulama ayrı şey


Bizim hükümet olduğumuz yılları ağzına dolayan Başbakan bizim İmralı ile görüştüğümüzü iddia etmiştir. İmralı’da yatan cani 19 Şubat 1999’da yakanmış ve İmralı’ya gönderilmiştir. Bunlar olurken MHP henüz parlamentoda değildir. İmralı canisi Mayıs 1999’da yargılanmaya başlamış, sadece bağımsız yargı tarafından sorgulanmış ve aldığı canların hesabı sormuştur. Pazarlık ayrı şey sorgulama ayrı bir şeydir Sayın Başbakan.

Sen AKP’ye oy vermiş vatandaşlarımı vatansever AKP’li milletvekili arkadaşlarımı saf bir şeyden anlamaz mı sanıyorsun. Başbakan, Genelkurmay mı, MİT mi, Jandarma mı size bağlıydı siz mi onlara bağlıydınız diye sormuştur. Sayın başbakan vereceğim cevabı anlayabilir misin onu bilmiyorum. Bizim kime bağlı olduğumu cümle alem bilmektedir. Bu da büyük Türk milletinden başkası değildir.
Sayın Başbakan asıl sen kime bağlısın İmralı’ya mı bağlısın Kandil’e mi bağımlısın. İcazeti kimden aldın bu hallere nasıl düştün. Sen Türkiye Cumhuriyet  Başbakan mısın yoksa BOP’un kıdemli eşbaşkanı mısın. Uyguladığın politikaların fikir babaları kimlerdir?

Beşar Esad’a bebek katili diyerek yüklenen ama bir adım ötesinde bu sıfatların Türk milleti tarafından verildiği terörist başıyla pazarlıklar yapan Başbakan Erdoğan bu yaptıklarının bedelini bir bir ödeyecektir. Süreç ihanetinin seli hem kendisini hem de yandaşlarını sürükleye sürükleye adaletin karşısına çıkaracaktır. Yaşarken sırtından vurduğu Erbakan’ı bugünlerde hatırlaması ve anması kendisi için bir gelişmedir.