DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 2021 Bütçe görüşmelerinde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya tepki gösterdi. "Arkadaşlar! Zenginlerimiz varlıklarını yurt dışına çıkartıyorsa, gençlerimizin nerdeyse yüzde 80’i Türkiye’de yaşamak istemiyorsa, artık bunun sebeplerini başkalarında aramayı bırakmak, aynaya bakmak lazım. Hepimiz biliyoruz ki sebep kuvvetler ayrılığını ve hukukun üstünlüğünü reddeden keyfi yönetimdir!" diyen Yeneroğlu, "Tezahürü de dün maalesef alkışladığınız o bağıran adamın ucuz popülizmi ve hukuk devletini tanımayan faşizan eğilimleridir! Tek adam yerine geçmek için şehitlerimizin üzerinden yürüttüğü zehirli siyasettir! Onu acziyeti ile baş başa bırakacağız" dedi.
TIKLAYIN - Meclis'te İçişleri Bakanı Soylu ile HDP arasında 'Kemal Kurkut' tartışması
Yeneroğlu, 2021 bütçesine ilişkin olarak, "Bu bütçenin dayandığı varsayımlar ve ortaya koyduğu hedefler daha Meclis'e sevk edildiği gün hükümsüz hale gelmiştir. Bütçede 2021 yılı için öngörülen yüzde 5,8 oranındaki büyüme gerçeklikten kopuktur. Yüzde 8 oranındaki enflasyon varsayımı daha mürekkebi kurumadan geçersiz hale gelmiştir. Bütçede esas alınan kur varsayımı gerçekçiliğini kaybetmiştir. Dolayısıyla bu bütçenin gelir, harcama ve açık tahminleri anlamını yitirmiştir" eleştirilerini getirdi.
2021 bütçesinde eğitime yeterli kaynak ayrılmadığını da ifade eden Yeneroğlu, "Sayısız insan bugün ekranları başında bizlerden öğretmen açığının kapatılmasını beklemektedir. Bütçe teklifi ne yazık ki bu ihtiyaçları karşılamamaktadır" dedi.
DEVA Partisi vekili Yeneroğlu şunları kaydetti:
Bütçe Kanunu ile ilgili DEVA Partisi adına kısaca görüşlerimizi paylaşacağım. Bütçelerin en önemli iki fonksiyonu vardır. Birincisi vatandaşımızın, iş dünyasının ve yatırımcıların ekonomi politikalarına olan güvenini artırarak makroekonomik istikrara katkıda bulunmaktır. İkincisi Ülke kaynaklarını doğru ve ihtiyaç duyulan alanlara tahsis ederek ülke kalkınmasına, yoksulluğun giderilmesine ve gelirin dağılımının iyileştirilmesine katkıda bulunmaktır. Ancak bütçe kanununu inceleyen herkes görecektir ki, 2021 bütçesi bu işlevleri yerine getirmekten çok uzaktır.
Çünkü; bu bütçenin dayandığı varsayımlar ve ortaya koyduğu hedefler daha Meclis'e sevk edildiği gün hükümsüz hale gelmiştir. Bütçede 2021 yılı için öngörülen yüzde 5,8 oranındaki büyüme gerçeklikten kopuktur. Yüzde 8 oranındaki enflasyon varsayımı daha mürekkebi kurumadan geçersiz hale gelmiştir. Bütçede esas alınan kur varsayımı gerçekçiliğini kaybetmiştir. Dolayısıyla bu bütçenin gelir, harcama ve açık tahminleri anlamını yitirmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri; 2021 bütçesi bütçe açığının endişe verici düzeylere çıkacağını ilan etmektedir. 2015 yılında 24 milyar lirada olan bütçe açığı 10 kattan fazla artarak 2021 yılı bütçesinde 245 milyar liraya çıkacaktır. Bu bütçe Türkiye’nin tekrar borç-faiz sarmalına girdiğini tescil etmektedir: Uzun yıllar 50 milyar TL civarında seyreden faiz ödemeleri 3,5 kat artarak 2021 yılı bütçesinde 179,5 milyar liraya yükselecektir. Bu bütçe kara delikleri kapatmak yerine daha da büyütmektedir. Bu bütçe ülkemizin kaynaklarını doğru ve ihtiyaç duyulan alanlar için kullanmamaktadır.
Bakın, 84 milyonu ilgilendiren bir bakanlığın bütçesini görüşüyoruz ama gel gör ki bütçede eğitime ayrılan kaynak son derece yetersizdir. Sayısız insan bugün ekranları başında bizlerden öğretmen açığının kapatılmasını beklemektedir. Bütçe teklifi ne yazık ki bu ihtiyaçları karşılamamaktadır. Çocuklarımız arasında eğitimde fırsat eşitliği tamamen lafta kalmıştır. Uzaktan eğitime erişemeyen milyonlarca öğrencimiz var.
Öte yandan bu bütçe çalışanlarımıza da bir umut vaat etmiyor. Bu bütçe çiftçilerimize de umut vermiyor:
Cumhurbaşkanlığı bütçesi hedef alınan enflasyonun 3,5 katı oranında yani yüzde 28 seviyesinde artırılmaktadır. Oysa milyonlarca çiftçimizi ilgilendiren tarımsal destekleme bütçesinin aynı kalması hangi adalet, hakkaniyet ve topluma örnek olma anlayışıyla izah edilebilir?
Netice olarak bu bütçe hükümetin yönetim krizini bütün açıklığıyla itiraf ettiği tarihi bir metindir. Yoksulluğu gidermeyen, gelirin dağılımını iyileştirmeyen, istihdam yaratmayan, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine, eğitime yeterli kaynak ayırmayan bu bütçe ile ülkenin kalkınması mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri; 2021 Bütçe teklifinde; sanayiye, araştırma geliştirmeye, gençlerimize, kadınımıza ve insan haklarına ayrılan tüm paranın toplamı kamu-özel iş birliği garanti ödemeleri kadar dahi değildir. Yani bu bütçe yönetimsizliğin ve hukuksuzluğun bütçesidir! Bu bütçe refahı toplumla değil, bir avuç azınlıkla paylaşan bütçedir! Toplumla paylaştığı tek şey, ekmek derdinde olan vatandaşımızın kafasına fırlatılan keyif çayıyla uçuyoruz, kaçıyoruz, kıskanıyorlar masalları!
Saygıdeğer Milletvekillleri, Bugün dünyada nüfusuna göre yurtdışına en fazla servet kaçırılan ülke Türkiye’dir. Demokrasi ve hukuk devletinin esas alındığı dönemlerde Ortadoğu ve Avrupa’dan yabancı yatırımcıları çekerken ülkemizle övünüyorduk. Bugün ise vatandaşlarımızın dahi servetini kaçırdığı bir ülke haline gelmekten utanıyoruz.
Arkadaşlar! Zenginlerimiz varlıklarını yurt dışına çıkartıyorsa, gençlerimizin nerdeyse yüzde 80’i Türkiye’de yaşamak istemiyorsa, artık bunun sebeplerini başkalarında aramayı bırakmak, aynaya bakmak lazım. Hepimiz biliyoruz ki sebep kuvvetler ayrılığını ve hukukun üstünlüğünü reddeden keyfi yönetimdir! Tezahürü de dün maalesef alkışladığınız o bağıran adamın ucuz popülizmi ve hukuk devletini tanımayan faşizan eğilimleridir! Tek adam yerine geçmek için şehitlerimizin üzerinden yürüttüğü zehirli siyasettir! Onu acziyeti ile baş başa bırakacağız!
Buradan vatandaşlarımıza sesleniyorum, ülkemizin ekonomik sorunlarının asıl nedeni kaynak yetersizliği değildir. Dış mihraklar masalları, faiz lobisi, döviz lobisi hikayeleri… bunlar beceriksizlerin bahanesidir. Türkiye’nin yeterli kaynağı var, dinamik, çalışkan, genç bir nüfusu var… Bütün sorun iktidarın kötü yönetimidir.
Demokrasiyi ve hukuk devletini esir almış olmasıdır. Devletin imkanlarından herkese eşit imkân sunulmamasıdır. Kaynakları dağıtırken uygulanan adaletsizliktir. Bu sebeplerden dolayı son yıllarda dünya’da Türkiye’den daha hızlı fakirleşen bir ülke yoktur! Hukukun üstünlüğü endeksinde bugün Türkiye Afganistan, Mısır, Venezuela ve Kamboçya’nın sınıfındadır.
Değerli Milletvekilleri, DEVA Partisi olarak hayatın her alanına yayılan tüm adaletsizliklere son vermek için bu yola çıktık. Amacımız tüm vatandaşlarımızın insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesidir. Bu adaletsizliklerin son bulmasıdır. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.