Gündem

DEVA Partili Yeneroğlu: Akademisyenlerin göreve iade başvurularını reddetmek, AYM kararını yok saymaktır

29 Kasım 2021 09:13

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Barış Akademisyenleri'nin OHAL Komisyonu'na yaptıkları göreve iade talebinin reddedilmesinin, AYM kararını yok saymak olduğunu belirtti. 

Yeneroğlu yaptığı basın açıklamasında, Anayasa Mahkemesi'nin kararını hatırlatarak, "Anayasa Mahkemesi, akademisyenlerin bildiri nedeniyle cezalandırılmalarını ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirdi. Bununla yetinmedi; söz konusu açıklamaları akademik özgürlüklerle ilişkilendirdi. Bununla da yetinmedi; akademisyenlerin kamu yararına yönelik tartışmalara önemli katkılarının olduğunun altını çizdi. Güçlü nedenler olmadan idari veya hukuki yönden cezalandırılamayacaklarını söyledi. Tüm bunlar ortadayken, akademisyenlerin göreve iade başvurularının reddedilmesi, AYM kararının yok sayılmasıdır” dedi. Yeneroğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Akademisyenlerin yaşadığı hukuksuzluk derhal ortadan kaldırılmalıdır"

“Eleştirel düşünce ve farklı seslere saygı demokrasinin özüdür; gelişimin anahtarıdır. Çoğulcu toplum yapısı şiddeti ve nefreti teşvik etmeyen her fikrin korkusuzca ifade edilebildiği, kimsenin başkası gibi düşünmek zorunda kalmadığı, düşüncelerin serbestçe çarpıştığı ortamda sağlanabilir. ‘Barış İçin Akademisyenler’ metnini imzalayan akademisyenlerin yaşadığı hukuksuzluğun ve uzun bir süredir devam eden ‘sivil ölüm’ haline gelen uygulamalar derhal ortadan kaldırılmalıdır. İfade özgürlüğüne yönelik demokratik toplumun gerekleriyle bağdaşmayan uygulamalara son verilmelidir.

"Kenetlenmiş dişlerle özgürlük türküleri söylenemez"

Üniversitelerin amacı bilimsel araştırmalar yapmak ve toplumsal gelişmeye katkı sağlamaktır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi ancak ifade özgürlüğü sınırlarında kalan eleştirel düşüncenin korkusuzca ifade edilebilmesiyle mümkündür. Nitekim bildirinin altında imzası olan akademisyenlerin üniversitelerden ihraç edilmesi ağır mağduriyetlere yol açmanın yanı sıra, akademik özgürlüklere ve üniversitelerin bilimsel özerkliğine ciddi biçimde zarar vermiş, akademide büyük bir korku atmosferi yaratmıştır. Bu korku atmosferi nedeniyle akademisyenlerin yaptırım korkusuyla otosansür uygulaması ya da konuşmaktan imtina eder hale gelmesi eğitim sistemimizi, bilimsel gelişmemizi ve demokratik toplumun değerlerini çok ciddi şekilde sarsmaktadır. Kenetlenmiş dişlerle özgürlük türküleri söylenemez.”

"Her on akademisyenden birinin sağlık güvencesi bulunmuyor"

Yeneroğlu ayrıca Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın imzacı akademisyenlerle ilgili yayınladığı rapor hakkında bilgi verdi. İhraç edilen her yedi barış akademisyeninden birinin gelir getirici bir işe, her on akademisyenden birinin de sağlık güvencesi bulunmadığını belirten Yeneroğlu, “Barış Akademisyenlerinin yaklaşık yarısı ekonomik desteğe ihtiyaç duyuyor. Eğitim ve araştırma olanakları kısıtlanan insanların akademik çalışmaları olumsuz etkileniyor” dedi.