Ekonomi

Derviş'ten krizden çıkış formülü

BM Kalkınma Programı Eski Başkanı Kemal Derviş, Financial Times'daki makalesinde krizden çıkış formülünü açıkladı.

23 Mart 2009 02:00

Eski Devlet Bakanı ve BM Kalkınma Programı (UNDP) Eski Başkanı Kemal Derviş, küresel ekonomik krizin derinleştiğine, projeksiyonların sürekli düşürüldüğüne dikkat çekerek dört unsurun gerçekleşmesi kaydıyla oldukça hızlı bir canlanmanın mümkün olacağını savundu. Derviş, bu unsurları, finansal sektörün bilançolarının kamu otoritesince yeniden yapılanması, gerileyen özel talebin yerini kamu harcamalarına ağırlık verilmesi, tüm bunlar için uluslararası işbirliği ve en yoksul insanlara yardım, olarak sıraladı. Derviş,
BM Kalkınma Programını başkanlığından ayrıldıktan sonra Washington’daki Brookings Enstitüsü ve Sabancı Üniversitesi’nde görev yapacak.

İngiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesi için bir makale kaleme alan Derviş, ekonomik canlanmanın sağlanabilmesi için talebin genel olarak artırılması gerektiğini kaydetti. Ekonomik kriz derinleşirken, bir yandan da bunun nasıl sonlandırılacağına dair görüşlerin ortaya konulmasına devam edildiğini belirterek, bu arada ekonomik projeksiyonların da sürekli olarak gözden geçirildiğini ve tahminlerin düşürülmek zorunda kalındığını ifade etti.

Yine de göreceli olarak "hızlı bir ekonomik toparlanmanın" mümkün olabileceğini belirten Derviş, bunun için dört şeyin gerçekleştirilmesi gereğine işaret etti.

Öncelikle kamu otoritelerinin, finansal sektörlerin bilançolarını yeniden yapılandırması ve yazması gerektiğini belirten Derviş, şartlar oluştuğunda çok beklenmeden bankalara el konulması gerektiğini ifade etti.

İkinci olarak, gerileyen özel talebin yerine aşağı doğru giden spiralin yönünün değiştirilmesi için kamu harcamalarının devreye sokulması tavsiyesinde de bulunan Derviş, üçüncü olarak, bunun bir uluslararası işbirliği içinde yapılması gereğinin altını çizdi. Derviş, böylece krize yol açan küresel cari dengesizliklerin artmak yerine azalacağına işaret etti.

Dördüncü olarak, en zor durumda bulunan kesimlere yardım yapılması gerektiğini belirten Derviş, böylece bu kesimlerin yıkıcı bir umutsuzluğun pençesine düşmesine engel olunabileceğini kaydetti.

Makalesinde, siyasetin, bütün bunların "bir felaket ortaya çıkmadan" olmasına izin verip vermeyeceği sorusuna da yanıt arayan Derviş, "eğer bu başarılabilirse, büyüme 2010 yılının bir noktasında yeniden başlayabilir. Ama bu iyimser senaryoya göre bile, dünya bir daha geri dönülmez biçimde değişmiş olacaktır" dedi.

Ortaya çıkan gelişmelerin zorlamasıyla hükümetlerin rolünün de değişeceğine işaret eden Derviş, piyasaların "görünür bir müdahale olmaksızın" kendi kurallarını oluşturabileceği fikrinin değer yitirdiğini anlattı.

Derviş, bunun anlamının da, toplumların, hükümet uygulamalarıyla özel sektörün uygulamalarını bir biçimde kombine edebilecek yeni yolların arayışına gireceklerinin göstergesi olduğunu belirterek, 1980'lerin başından bu yana etkili olan "köktenci piyasa ideolojisi"nin çöktüğünü kaydetti.

Pek çok pazarın asıl sorununun "kısa vadecilik ve "sürü psikolojisi" olduğunu da kaydeden Derviş, küresel ekonominin beklenen sonuçları yeniden sağlayıp sağlayamayacağı sorusuna da yanıt aradı ve yanıtın olumlu olduğunu bildirdi.

Bu krizin bütün dünyaya, riskin küresel ölçekte nasıl idare edileceğini, tahmin edilmesi güç ya da hiç beklenmeyen gelişmelerin zarar verme potansiyelinin küçümsenmemesinin şart olduğunu öğretmesi gerektiğini de belirten Derviş, krizlerin aynı zamanda köklü gelişmeler için bir fırsat da sayılabileceğine işaret etti.

Derviş, "bu son kriz eğer bize insanlık için sağlamlığın da verimlilik kadar önemli olduğunu öğretebilirse, bu da önemli bir fırsat yaratmış olacaktır" dedi.